58.Bölüm

38.1K 1.4K 677
                                    

Karşımdaydı. İki yılın ardından tam karşımdaydı ve bana bakıyordu.

"Asil" demişti bana gözlerimiz kesiltiği anda. Ne işi vardı burda? "Çok değişmişsin. Saçlarını neden kestin? Boyatmışsın da. Ama çok yakışmış. Ben orjinal halini seviyorum o ayrı ama sen her halinle çok güzelsin, bebeğim benim"

"Ne işin var burda?" titreyen ellerimi arkamda saklamaya çalıştım.

"Gel yanıma sevgilim" kollarını açtı "bana gel. Sen hep bana gelirsin zaten" demişti.

"Ben hep sana gelirim" benim için açtığı güvenli kolların beni sarmasına izin verdim.

"Özledik birbirimizi, bi'tanem" dudaklarını saçımın üstüne bastırmıştı. "Ne yaptın bensiz? Güldün mü? Eğlendin mi? Sevdin mi bir başkasını?" Sesi kırgın çıkmıştı.

"Çok canım yandı ama şimdi iyiyim. Sevmedim de kimseyi. Bakmadım bir başkasına" başımı kaldırıp ona baktım. "Sen ne yaptın bensiz? Üzüldün mü? Ne yaptın?"

Garajın içinde gür kahkahası yayılmıştı. Yanağındaki gamzesi belirdiğinde benimde yüzümde saf bir gülümseme oluştu. "Sensiz hiç üzülmedim! Çok mutluydum! Neden üzüleyim ki? Hayatımda güvenmediğim kimse yoktu. Herkese güvendim. Sokaktan geçene bile." Gülümsemem silinirken gözüm dolmuştu. Onu itmeye çalıştım. Daha sıkı sardı bedenimi. "Ama Asil sen hep bana gelirsin. Gidemezsin ki benden."

"Gidemem"  diye mırıldandım gözümden bir damla düşerken.

Vücudumun 12 şiddetinde bir deprem etkisiyle sarsılmasıyla gözüm bir anda açıldı. "Şükür" dedi Hakan.

Ne oluyor? O nerede?

"Kâbus gördün galiba. İyi misin?" dedi Esra elindeki suyu bana uzatırken.

Hakan'ın dizine yattığımda uyuya kalmış olmalıydım. "Galiba. Hatırlamıyorum" her detayını hatırlıyorum. "İstanbul bana iyi gelmiyor. Sürekli kâbus görüyorum" dedim.

"Konuşmuyorum. Konuşursam zararlı  çıkarsınız!" Demişti Ozan. Sinirle yerinden kalkarak. O bu durumda benden ve O'dan daha yaralıymış gibiydi. "Konuşma  zaten Ozan"

"Anlamıyorum sanıyorsun değil mi? Salağım ya ben. Ne rüya gördüğünü bilmiyorum sanki" demişti. Daha fazla onu duymak istemediğim için salondan çıkmak için kapıya yöneldim "Boran evleniyor" demişti.

Adımlarım jilet gibi kesilirken sertçe yutkundum. "Şahidi mi olayım Ozan?!" dedim ona dönerken. "Ne ya senin derdin? Olmuyormuş işte bizden. Denedik ve bitti. Kaşıma artık" ona yaklaştım ve masanın üstündeki telefonunu aldım "Ayrıca; madem evleniyor, ona benim fotoğraflarımı göndermekten vazgeç!"

Hızlı adımlarımı odama yönlerdirdim. Kapımı kapatıp, kilitledim. Evlenmiyordu, biliyordum. Evlenseydi eğer Ozan söylemeden haberim olurdu.

Ağlamayacaktım. Onun için ağlamayı bırakmıştım. Ağlamıyordum onun için. Ağlamayacaktım. Ağlama, Asil AĞLAMA!

Ağla, ağlamayıp ne yapacaksın? Güçlü olduğunu düşünüyorsun değil mi? Sen kendine bile güvenmiyorsun, onun güvenmesini mi bekliyorsun? Güçlü olduğuna bile inanmıyorsun. Ağla Nur!

Alkole ihtiyacım vardı. Hemde şuan. Aciken bir şeyler içmeliydim. Kanımda alkolün varlığına, beynimi uyuşturuşuna ihtiyacım var.

Alkole mi O'na mı?

Odadan çıkıp hiçseyi umursamadan mutfağa gittim. Dolapta bir şeyler olması lazımdı. Olmak zorunda

Buz dolabını açtığımda beklediğim görüntü ile karşılaşamadım. Alkole dair bir iz yoktu.

Patron-Yarı Texting +18 |Final Yaptı|Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum