25.Bölüm

66.3K 2K 210
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum  :)

Boran ile uyudukları günün üzerinden dört gün geçmişti. İki gün sonra tatilden döneceklerdi. Bu detayı düşünmeden tatiline devam ediyordu. Ne kadar tatil denirse?

Şirketin iki patronu burda olduğu için İstanbul'daki işlerle uzaktan ilgilenmek ona kalmıştı. Odasında taktığı gözlüğü ve kurşun kalem ile sadece havaya girmek için tutturduğu saçı, penye şortu üstüne siyah sütyeni ile haftaya olacak önemli toplantı için mail yazıyordu. Detaylarına hakim olduğu için sıkıntı çekmiyordu ama Boran'ın kontrolünden geçmesi gerekiyordu.

Son kelimeyi yazıp tekrardan okuması gerkeiyordu ama öncelikle oda yeni bir kahve almalıydı kendisine. Neyseki odasında kahve yapabiliyordu. Kalkıp odasındaki mini buzdolabını açtı. İçinde gördüğü soğuk kahve ve buz küpleri gülümsemesine sebep olmuştu. Bardak çıkartıp asla bardağı  süslemeden kahveyi içine katmıştı. Pipet aramıştı ama bulamamıştı. Omuz silkip tekrardan bilgisayarın  başına geçmişti. Yazdığı yazıyı tekrar okuyacakken kapısı çalmıştı. Oflayarak yerinden kalkmış ve oda servisi olduğunu düşündüğü kapıyı açmak için hareketlenmişti. Kapıyı açtığında karşısında Boran'ı görmeyi beklemiyordu.

Boran'ın bakışları Asil Nur'un üstünde gezindiğinde yutkunmasına sebep olmuştu. Karşısında sütyen ile duruyordu.

Asil durumun farkına vardığında hızla içeri girmiş üstüne bol bir tişört geçirmişti. O esnada Boran odaya girmiş ve kapıyı kapatmıştı.

"Kusura bakmayın lütfen. Oda servisi sanmıştım" dedi Asil mahçup bir ses ile. Boran az önce gördükleri ile tuhaf bir biçimde heyecanlanmıştı "Sorun değil" dedi ama sorundu. "Maili okuyacaktım." dedi Boran. Asil ise onun gelmesine anlam verememişti. Ona zaten atacaktı. "Atardım ben size. Zahmet etmeseydiniz" dedi. Boran ise neden buraya geldiğini kendisine bile açıklayamıyordu.

Odasında oturuyordu ve aklına Nur'un toplantı yapacakları firmeye atacakları maili yazdığı gelmişti. Hızla uzandığı yataktan kalkmıştı ve odadan çıkmıştı. Tam kapıyı kapatacakken üstünde bir şey olmadığını fark etmiş ve tişört giyip hiç düşünmeden karşı odasının kapısına dayanmıştı.

"Uğraşma diye geldim işte Nur. Bakayım ben bir" dedi ve yatağın üstünde ekranı açık duran bilgisayara ilerledi. Şansına açık olan maile baktı ve okumaya başladı. Bir yandan ise yatağın kenarındaki komidinde Asil'in hiç içmediği kahveden içiyordu. Okuduğu her kelimede kadının yazdığı yazının kusursuzluğuna hayran kalıyordu. "Başarılı" diye mırıldandı. "Tamam sen bunu direkt gönder" dedi Asil'e.

Asil başı ile onayladıktan sonra ne yapacağını bilmez bir biçimde ayakta duruyordu. Boran ise içinde hissettiği titremeye anlam veremiyordu. Hiçbir kadından etkelenmeyen Boran aynı anda iki ladından etkileniyordu.

Asil...

Asil Nur...

İkisinin aynı kadın olduğunu bilmeden onlara çekiliyordu.  Nur ile ilgilenmesi Asil'e ihanet ettiği hissi uyandırıyordu içinde. Nur'dan uzak durmak istiyordu ama uzak durmak için bir çaba dahil gösteremiyordu. Uzak duramıyordu dahil.

Boran oturduğu yataktan kalktı ve Asil'e doğru ilerledi. Yaptığı şeyi kendisi bile bişmiyordu. Ayakları kendiliğinden Asil'e ilerlerken, Asil gerilmişti. Boran tam Asil'in karşısında durduğunda, Asil yutkunmuştu. Boran elini tam Asil'in beline atacakken, Asil'in odasının kapısı çalmıştı. Boran umursamamıştı ama kapı alacıklı gibi çaldığında kaşlarının çatılmasına engel olamadı.

"Birini mi bekliyordun?" dedi sert bir ses tonu ile. İçindeki kıskançlığa küfür ediyordu.

"Hayır" dedi Asil afallamış bir tonda.

"Ben bakayım kimmiş" dedi Boran ve kapıya doğru ilerlerken Asil kolundan tutmuştu. "Şirketten birisiyse yanlış anlayabilir. Siz banyoya geçin ben bakayım" dedi Asil ama Boran hiç banyoya geçmek istemiyordu. Asil'in dediğini onayladı ve banyoya ilerledi.

Kapıyı açtığında Ozan'ı görmüştü. Bugün patronları kapısına neden dayanıyordu bu kadar çok?

"Çok sıkıldım Nur!" dedi Ozan kapıyı biraz daha aralamış ve hiddetle odaya girmişti. Asil şaşkınca onun ardından bakarken kapıyı kapatmış ve onun peşinden gitmişti.

"Ne oldu?" dedi merakla Asil

"Çok pis aşık oldum kızım!" Asil kaşlarını çatsa bile banyodaki adam kadar öfkelenmemişti "Her gün görüşüyoruz ama tık yok! Öpmek istiyorum, sarıp sarmalamak istiyorum. Anlıyor  musun? Çok aşığım kızım!" diye sonda hafif yüksek çıkmıştı sesi ve hatta belki bağırmıştı.

Boran sinirle kapıyı açmak için yöneldiğinde duyduğu cümle duraksamasına sebep olmuştu.

-------

Gereksiz heyecanlar dpmdpfmpd

Bölüm sonu :)

Patron-Yarı Texting +18 |Final Yaptı|Où les histoires vivent. Découvrez maintenant