Önce ablami suçlamıştım.
Benim için hiçbirşey ailenden vazgeçecek kadar değerli olamazdı o zamanlar eniştemi bize tercih ettiği için ona kırılmıştım. Aşkı bilmiyordum.  Hala bilmiyorum ama görüyorum.  Eniştemin onun için yaptıklarını ablamın eniştem için herşeyinden vazgeçtiğini görüyorum.  Bilmiyorum ama görüyorum.

Odada fazla oyalandigimi farkedip, fotoğrafı yerine koyup gözyaşlarımı sildim.  Banyoda elimi yüzümü yıkayıp mutfağa girdim. 

Offf gerçekten çok beceriksizdim. Yemek yapmayı bilmiyordum ve yine kuzey denen sırığı dinlemek istemiyordum. 

İnternete girip çorba tarihlerine bakmaya başladım. Hepsi inanılmaz karışıktı. Ve hiçbirşey anlamıyorum.  İnternetten vazgeçip dolabı karıştırmaya başladım. Dolap doluydu ama işime yarar birşey bulamamıştım.

Çekmeceleri karistirdigimda hazır çorba paketi bulmustum. Arkasını okuduğumda gayet basitti yapması. Hemen  tencere koyup tarife göre yapmaya başladım.  Dakikasını bile geçirmemek için büyük çaba sarf etmiştim.  Sonunda hazır olduğunda kokusu gayet güzeldi.  Masayı hazırlayıp içeridekilere seslendigimde gelmeleri uzun sürmemişti. Ece Kuzey'in kucağında uyuya kalinca odasına yatırdıktan sonra gelmişti. 

" amca kesinlikle bi dahaki sefere kazanacağım "

" üzülme küçük aslan bende henüz kazanmış değilim.  "

" neden bahsediyorsunuz siz.?

" amcamla iddiaya girdik. O makarna yapacağıni söyledi bende bize çaktırmadan dışarıdan sipariş vereceğini." bu adam gerçekten sinir bozucuydu üstelik Eymen'i de kendisine benzetiyordu. Üstelik çocuk beni bile kabul etmemişti henüz. 

" istesem güzel yemek yapabilirim.  " diyerek iki havalı yakışıklıya çok güzel kafa tutmuştum.  Kesinlikle birbirlerine çok benziyorlardi. Hem dış görünüşleri hemde davranışları korkulacak derecede aynıydı. 

" tabi tabi..  Diyerek benimle alay etmeye cüret eden büyük sarışına gözlerimi kısarak sinirle bakmıştım.  Tabiki hiç umursamadı. 

İkiside çorbadan birer kaşık aldığında ağızlarından çıkacak lafı heyecanla beklemeye başladım. 

" zaten bu çorba hazır birde not mu bekliyorsun. " diyerek fasulye sırıgı bütün beklentimi fös diye söndürdü." Onu ocağa koyan benim tamam mı!! Onun dakikasını tutturmak emek ister üstelik sürekli karıştırdım.!! Diyerek büyüklük taslamayı ne kadar çok istemde saçmalamak istemiyordum.  O yüzden bende önümdeki çorbayla ilgilenmeye başlamıştım. Hem o ne derse desin harikalar yaratmıştım.

Çocuklarla ilgilenirken aynı zamanda  bu sırıkla uğraşmak gerçekten benim için çok zor olacaktı çok. 

Yemekte hiç kimse konuşmamısti. Arada sırada Eymen amcasına sorular soruyor Kuzey kısa cevaplar veriyordu.  Ben yokmuşum gibi davranıyorlardı. Kendimi fazlalık gibi hissediyordum. Ve bu gözlerimin dolmasına bile sebeb oluyordu.  Tamam sulu göz olduğumu biliyorum. 
Masayı topladıktan sonra bulaşıkları rastgele makinaya yerleştirdim.  Bu ev benim için ilklerle doluydu.  İlk kez yemek yapmıştım, ilk kez bulaşık yikamistim. Tam yıkamış sayılmasamda. 

Salona geçtiğimde Kuzey koltuğa uzanmış, tv izliyordu.  Eymen de onun üzerine uzanmisti. Gerçekten baba oğul gibi duruyorlardı. Bende tekli koltuğa oturup telefonum ile uğraşmaya başlamıştım.  İzledikleri maç ilgimi çekmemişti.

Biraz oyalandiktan sonra Ece uyanmış mı diye kontrol etmiştim.  Ne kadar uyuması gerektiğini veya ne zaman uyuması gerektiğini bilmiyordum.  Bildiğim kadarıyla bunların bir saati oluyordu.  En yakın zamanda Şu ders işini araştırmam gerekiyordu. 

Saat 9 olduğunda Eymen'in de Kuzey'in Kucağında ya da üzerinde demem daha doğru olur, uyuduğunu görmüştüm.

" Kuzey O uyumuş "  Eymen benimle arasına mesafe koyuyordu ve  ben ona yaklaşmaya çekiniyorum. O gerçekten çok akıllıydı. Ona çocuk gözüyle bakamıyordum. Karşımda bir yetişkin var gibi hissediyordum. Aslında onun bu davranışlarının asıl sebebi Kuzey'i örnek almasıydı. Ama bu ona yaklaşmak için beni cesaretlendirmiyordu. 

Kuzey dikkatli bir şekilde Eymen ile birlikte kalkarken bende onunla birlikte kalktım. Onu yatağına götürdü ve üzerini örterek alnından öptü. Aynı işlemi Ece'ye de yaptıktan sonra dışarı çıktıp yine salondaki yerlerimizi aldık. Bu evde kendimi gerçekten fazlalık gibi hissediyordum. Belkide ablamın beni bu evde istemeyeceğini düşünüyordum. Ve Haklı olduğumu içten içe hissediyordum. Belki bu evden taşınırsak kendimi daha rahat hissederdim ama böyle bir şeyi kimseden isteyemezdim. Ki bunu hangi hakla yapacağımı bile bilmiyordum.  Bugün kesinlikle kendimi yerden yere vurma günümdü. 

kendimi fazlalık gibi hissetmemin en büyük yardımcısıda ben yokmuşum gibi davranan Kuzey'di.  Mecbur kalmadıkça konuşmuyordu ve konuştuğu zaman genellikle aşağılıyordu.

Saat gece yarısına gelip sıkıntıdan patlama evreme geçmeden önce yatmayı düşünmüştüm.  Bir saat önce anneme arkadaşımda kalacağıma dair mesaj atmistim.  Zaten bunları pek sorun etmezlerdi.

Ayağa kalkıp beklentiyle Kuzey'e bakmaya başladım.

" şey..  Ben nerede yatacağım. "  diyerek çekingen kız havalarında takılmaya devam ettim. Şimdilik Kuzey ev sahibiydi ve kendimi burada sağlama alana kadar kesinlikle suyuna gitmeliydim. Kendimi garantiledikten sonra asıl Derin ortaya çıkabilirdi. 

Bana bakıp iyice düşündükten sonra ayağa kalkıp " gel"  diyerek emir verdi sırıgımız. Bir tane odanın kapısını açıp " burada kalabilirsin ama simdilik"  diyerek odunlugunu cümle aleme duyurduktan sonra gitmişti.  Şimdilik derken neyi kastettiğini anlamamıştım. Beni evden göndermek mi istiyordu yoksa. 

İçeri geçip odayı incelemeye başlamıştım.  Gri ve mavinin karışımı oda gerçekten harika duruyordu. Odayı dolaşmaya başladığımda etraftaki ufak aksesuarların dışında en çok dikkatimi çeken odanın en köşesindeki gitardi. Buranın misafir odası olması imkansızdı çünkü raflarda kitaplar ve tekli koltuğun üzerinde bir kaç kıyafet vardı.  Aklımın her milimi burası Kuzey'in odası desede doğrulamak için dolabı açmıştım. Sonuçta o amerikada yaşıyordu.  Ve kesinlikle haklıydım. Kıyafetler gelişi güzel yerleştirilmişti. Bir tane tişörtü elime aldığımda kokusu burnuma ulaşmıştı. Ve ahh bu parfümün markasını bulmalıyım.

Biraz önce odun dediğim adam bana kendi odasını vermişti ve benim suçluluk duymamı sağlamıştı.  Bence çekingen kız rolünü çok güzel yapıyordum.  Yoksa o adam bana günahını vermezdi. 

Burada kalacağımı bilmediğim için kıyafet getirmemiştim. Ve üzerimdekilerle yatamazdim. Dolabı açıp tişörtlerden bir tanesini üzerime geçirip kapıyı kilitleyip yatağa yattım.  Yatak yeni yıkanmış nevresim kokuyordu ve ben birazcık hayal kırıklığına uğramıştım. Sonuçta bu oda Kuzey'indi ve onun gibi kokması gerekiyordu. Kesinlikle  Tişörtle idare edebilirdim sonuçta Kuzey'in değil parfümün kokusunu sevmiştim. Bundan bir tanede kendime almalıyım. 

Teyze Oldum Where stories live. Discover now