55

743 107 20
                                    

Jeno kendini bir şeyler demek için zorlamak istiyordu. Nasıl? Nasıl aklından çıkmıştı? Nasıl unutabilmişti?

"Jaemin." diye fısıldadı.

"Hatırladın." dedi Jaemin. "Hatırladın değil mi?"

"Evet." dedi Jeno onu kendine çekerken. "Evet."

Jaemin bir anda gözünden süzülen yaşlara hakim olamadı. Onsuz geçen yılları aklına gelmişti onunda. Onun uyanmasını beklediği günleri. Geçirdiği nöbetleri. Jaemin ona daha sıkı sarıldı. Çok özlemişti.

"Özür dilerim." dedi Jeno. "Binlerce kez özür dilerim Jaemin."

"Önemli değil." dedi Jaemin.

Önemli değildi. O uyanmıştı, hatırlıyordu ve şu an sıkıca Jaemin'e sarılıyordu. Bu yüzden hiçbir şeyin önemi yoktu.

"Jaemin." dedi Jeno.

"Konuşmamıza gerek yok." dedi Jaemin. "Biraz böyle dursak yeter."

Jeno, onun belindeki kollarından birini saçlarına çıkardı. Minik sevdiği kollarındaydı. Jeno içinde beliren suçluluk duygusunu yutmaya çalıştı.

Jaemin'in hayatından 4 sene çalmıştı. Ya öncesi? Söylediği yalanlar aklına geldi. Çocuğun hayatının ortasına düşmüştü ve hiçbir kesinliği olmamasına rağmen Jaemin onu beklemişti.

Jeno bu düşünce ile daha sıkı sarıldı.

Jaemin ondan vazgeçmemişti. Onu sevmeyi bırakmamış, bir başkasını hayatına sokmamıştı. 4 yıl çok uzun bir süreydi.

"Hep bu anı hayal ettim ve şimdi ne yapacağımı bile bilmiyorum." dedi Jaemin.

"Hiçbir şey." dedi Jeno. "Sadece artık kavuşmamınızın keyfini çıkaracağız. Tamamen birbirimize açık olarak yeniden başlayacağız. Yalan olmadan, gizli saklı olmadan."

"Ben seninle her şeye varım." dedi Jaemin.

Jeno bu sözün ağırlığını hissetti. Jaemin'in gözlerinden öpüp yatağa birlikte yatağa oturdular. Başının ağrısını görmezden gelmeye çalışıyordu ama direnemiyordu.

Jaemin onun kaşının hareketinden bile belli olan baş ağrısını anlamıştı. Dikkatlice alnından öptü sevdiğinin. Jeno alnındaki yumuşak dudakların sıcaklığı ile gevşemişti.

"Uyuyalım biraz."

"Lütfen uyanınca beni unutma."

"Asla." dedi Jeno. "Ben seni ne zorluklar içinde sevdim. Beynim belki bu sevgiyi kaldıramamış olabilir ama kalbim kaldırıyor Jaem."

"Biliyorum." dedi Jaemin. "Uyu. Uyanınca konuşacak çok şeyimiz var."

Jeno yatağın içine girdiğinde Jaemin'de yanına kıvrıldı. Jeno kollarını ona doladığında Jaemin biraz daha yaklaştı.

"Küçük Japonya oyununu da fark etmedim zannetme." dedi Jeno uyumadan önce gülerek. "Şirketin Japonlar ile çalışmadığının farkındayım."

Jaemin utanarak ona daha çok sokuldu. Yakalanmış olmak onu üzse bile şu anda hiç ona takılacak durumda değildi. Tam kulağının altındaki atan kalbin dingin sesi ile kendini uykunun kollarına bıraktı.

İkisi de yıllar sonra kavuşmanın tadını çıkaracaktı. Jeno, Jaemin'in büyümesini beklemişti. Jaemin onun uyanmasını beklemişti. İkisi de bu aşk için yeterince zamandan yana fedakarlık yapmıştı.

Artık sadece mutlu olacakları zaman gelmişti onlar için. Bu yüzden Jaemin hiçbir şeyin önemi olduğunu düşünmüyordu. Burdaydı ve hala aynı gözlerle ona bakıyordu.

Birbirlerini seviyorlardı.

Başka önemli bir şey yoktu.

Akşama doğru ilk uyanan Jaemin olmuştu. Yerinde kıpırdanınca Jeno da gözlerini açmıştı.

"Günaydın." diye fısıldadı burnunu küçük olanın burnuna sürterken Jeno.

"Akşam olmuş." dedi Jaemin gülerek.

"Ne yapalım?" dedi Jeno. "Benim günüm sadece seni görünce aydınlanıyor. Saat fark etmiyor."

"Tamam. Kalkma zamanımız gelmiş." dedi Jaemin.

Utanmıştı.

"Evet." dedi Jeno. "Bugün konuşmak istemiyorum. Sadece seninle Japonya'yı gezmek istiyorum."

"Ben de öyle. Anın tadını çıkaralım artık. Geçmişe takılmayalım. Önümüzde bizi bekleyen güzel bir gelecek var sonuçta ve Japonya'da sadece bir hafta duracağız. Bu bir hafta sadece eğlenelim."

"Daha sonra elbet konuşuruz." dedi Jeno.

"Evet."

"Yine de tek bir şeyi merak ediyorum." dedi Jeno. "Onu söylemeden içim rahat etmeyecek."

"Neyi?"

"Tanrı aşkına Jaemin, sana onu dövme yaptırma demiştim."

can't live without u '✓'Where stories live. Discover now