46

774 103 3
                                    

Haechan hiçbir şey söylemeden boş mekanda sahnenin en önündeki masaya oturmuş tek başına içen Jaemin'in yanına oturdu. Jeno'nun uyanmasının üstünden 1 hafta geçmişti. Masanın üstündeki içki şişeleri o kadar fazlaydı ki Haechan'ın bile aralarında bilmediği markalardan vardı ve bu biraz imkansız bir şeydi. Yine de Jaemin sandıklarından çok daha dayanıklı çıkmıştı içki konusunda.

"Çok değil mi?" dedi yavaşça.

"Bilmem." dedi Jaemin omuz silkerek. "Öyle mi?"

"Jaemin." dedi Haechan. "İyi misin?"

Jaemin gözlerini sıkıca yumdu ve kafasını geriye attı. Haechan onun her hareketini dikkatle izliyordu. Tersleyeceğini biliyordu ama yine de onu merak etmeden duramıyordu. Haechan ondan klasik 'iyiyim' cevabını duyacağını biliyordu. Küçük kardeşi, dostu ile çok uzak düşmüştü.

"Değilim." dedi Jaemin bir süre sonra dürüst davranarak.

Kafasını kaldırmış ve gözlerini açmıştı. Eline aldığı şişenin içindekini bardağa dökmeyi son anda boşvermiş ve başına dikmişti.

"Hem de hiç iyi değilim." dedi.

"Senin için ne yapabilirim?" dedi Haechan onun çektiği acıyı sesinden anlamıştı.

Güldü Jaemin. O kadar histerik bir gülüştü ki bu, hiçbir şey anlaşılmıyordu.

"Zamanı geri alabilir misin?"

Haechan yutkunarak bir şişeyi de kendisi aldı.

"Bunu bende çok isterdim Jaemin." dedi Haechan.

Jaemin kaşlarını çattı. İçinde büyüyen öfkeye engel olamıyordu.

"Ne kadar?" dedi Jaemin sonunda.

"Ne?" dedi Haechan.

"Babam seni ne kadara satın aldı?"

Haechan güldü.

"Ne kadar edersin?"

"Ne?" dedi Jaemin aynı Haechan gibi.

"Baban bana para vermedi Jaemin." dedi Haechan. "Baban bana bir yuva verdi. Bir kardeş verdi ve bende seve seve kabul ettim."

"Neden?" dedi Jaemin. "Neden Haechan?"

"Çünkü ihtiyacım vardı." dedi Haechan. "Senin gibi masum birine ihtiyacım vardı. İçimdeki karanlığı, siniri ve öfkeyi söndürecek birine ihtiyacım vardı. 3 yılımı aldı lan seninle yakınlaşmak. 3 yıl! Kimsenin haberi yok, baban 1 yıl sonra istersem vazgeçebileğimi söyledi. İstemedim. İstemedim çünkü biliyordum sana ihtiyacım vardı ve emindim ki seninde bana ihtiyacın vardı."

"En çok sana kırgınım." dedi Jaemin. "Nasıl? Nasıl olurda anlamam?"

"Çünkü senin yanında gerçek ben olabiliyordum." dedi Haechan yavaşça. "O lisedeki çocuk gerçek bendim."

"Hayatımı hiç ben yönetmemişim." dedi Jaemin. "Etrafımdaki herkes bir planın parçasıymış."

"Hayır." dedi Haechan. "Bizi kalbine sen aldın Jaemin. Baban asla bizi gözüne sokmak istemedi. Beni sen kabul ettin. Diğerleri sadece korumaydı, arkadaş olmak isteyen onlardı ve onları arkadaş olarak kabul eden sendin. Kardeşini kabul etmek bile senin elindeydi. Babanın her şeyi sana bıraktığı halde hisselerinden ona da verdiğini biliyorum. Her şey her zaman senin elindeydi Jaemin. Baban sadece seçenekler sundu. Tek istediği seni kaybetmemekti. Şimdi bile gidebilecekken kimse gitmiyor yanından Jaemin."

"Jeno için."

"Hayır." dedi Haechan. "Senin için. Bizim için öneminin hala farkında değilsin."

"Ben seni çok özledim." dedi Jaemin. "Seni o kadar çok özledim ki Haechan."

Haechan şişeyi masaya bırakıp sandalyesinde yan döndü ve Jaemin'i kolları arasına aldı.

"Ben de seni özledim Jae." dedi kollarında ağlamaya başlayan çocuk ile. "En yakın arkadaşımı çok özledim."

Bu cümle Jaemin'in kalbine örülmüş olan bütün duvarları yıkmıştı. Haechan sakince onun sırtını okşarken Jaemin kollarını daha sıkı doladı. 4 yılın verdiği özlem ile Jaemin tüm yükünü Haechan ile paylaşmıştı ve büyük olan bu yükü seve seve kabul etmişti.

Biraz konuşup ağladıktan sonra Jaemin rahatladığını hissetmişti. Haechan onun saçlarını karıştırdı.

"Onu görmek istiyorum." dedi Jaemin. "Onu görmek istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Beni hatırlamaması içimi o kadar acıtıyor ki Haechan, içimde yanan yangınları kelimelere dökemiyorum."

"Ama ben seni anlıyorum Jaemin." dedi Haechan. "Ve şu anda Jeno hakkında düşünmeni istediğim tek şey onun uyanmış olması."

"Ya beni hayatında istemezse?" dedi Jaemin.

Haechan güldü. Jeno bir haftadır hatırlamadığım Jaemin için başlarının etini yemişti.

"Öyle bir şey olacağını düşünmüyorum." dedi Haechan. "Yine de ne oldu Jaemin? Tamam aranızda bir şeyler var gibiydi ama kesin bir şeyler vardı da diyemiyorum."

"O gece." dedi Jaemin. "O gece beni öptü ve ertesi gün konuşacağımızı söyledi."

"Ne?" dedi Haechan. "O ırz düşmanı öptü mü seni?"

"Haechan." diyerek güldü Jaemin. "Evet beni öptü ve şimdi hatırlamıyor."

"Doktor geçici bir şey olduğunu söyledi Jaemin." dedi Haechan. "Sen sadece onun kendini sana nasıl affetireceğini düşün."

"Ben onu, beni öptüğü anda affettim zaten Haechan."

"Tek süründürülen ben miyim?" dedi Haechan sahte bir kızgınlıkla.

"Haechan." dedi Jaemin. "Sen benim dostumdun."

"Hala öyleyim." dedi Haechan. "Ve her zaman, her şekilde yanındayım. Beni anlıyor musun?"

Kafasını salladı Jaemin. Biliyordu, anlıyordu ve hissediyordu.

can't live without u '✓'Where stories live. Discover now