11

885 100 8
                                    

Jeno arada bir bara girmiş, içeriye bakmış ve sonra odaya geri dönmüştü. Bu okul denen illet onu bir hafta da yıldırmıştı. Zaten yaşamıştı bu cehennemi bir daha yaşamaya gerçekten lüzum var mıydı? Okulu ve Jaemin'i düşünmeden duramıyordu. Elindeki viski bardağını çevirirken içeri giren Taeyong ile otomatik olarak hepsi ayağa kalkmıştı.

Taeyong ise küçük bir baş hareketi ile onları tekrar oturttu. Hepsi uğraştıkları işleri bırakmış ona bakıyorlardı. Taeyong, Bay Na'nın en güvendiği insandı. Şirkette güvenlik şefi gibi gözükse bile tüm karanlık işlere Taeyong bakıyordu.

Haechan kapıyı çalmadan içeri girinci hiçbiri şaşırmamıştı. Taeyong'a sadece bir bakış atmış ve içerideki rahat koltuklardan birine yayılmıştı. Haechan'ın bu rahatlığına artık herkes alışmıştı çünkü Taeyong, Bay Na'nın favorisi olabilirdi ama Haechan, Bay Na'nın en değerlisinin favorisiydi ve oğlunun yanına gönderdiği adama kendi yanındaki adamdan daha çok güveniyordu. Her ne kadar öyle  değilmiş gibi gözükse bile Haechan emir komuta zincirinde en başı çekiyordu.

"Bay Na İspanya'ya gidiyor." dedi Taeyong kısa bir özet geçmek için. "20 günlüğüne."

"Çok uzun değil mi?" dedi Sungchan. "Haftaya bir teslimat alacağımızı sanıyordum."

"Ben burada kalacağım." dedi Taeyong. "Alışverişi ben yöneteceğim."

"Jeno olacak mı?"

"Hayır. O ve Haechan artık tamamen Jaemin'in hizmetindeler."  dedi Taeyong. "Jeno'nun özellikle bu 20 gün evin yakınından ayrılmaması gerekiyor."

"Hizmet etmek demesek olmaz mı? O çocuk benim gerçekten arkadaşım." dedi Haechan gözlerini devirerek. "Ayrıca beni ilgilendirmeyecek bir konuşma için burada durmak istemiyorum. Ben içeride eğleneceğim."

Hepsi hızla çarpan kapı ile Mark'a döndü. Mark herkesin ona bakması ile gözlerini devirdi.

"Niye bana bakıyorsunuz?"

"Senin yüzünden böyle oldu bu çocuk." dedi Johnny.

"Bakın hepinize bir kez daha söylüyorum. BİLMİYORDUM."

"Her ne kadar bu halinden ben memnun olsamda eski sessiz çocuğu özlemeden edemiyorum." dedi Yuta.

"Eskiden pek sessiz değildi ama neşeliydi ve böyle kahpe değildi. Eğlencesine laf sokardı. Şimdi ise bütün dağları ben yarattım havasında geziyor."

"Bu ona yakışıyor." dedi Sungchan. "Gerçekten bütün dağları o yaratmış gibi hissediyorum ben o etraftayken."

"Daha ne kadar Haechan'ı konuşacağız?" dedi Jeno. "Beni ilgilendiren bir şey yoksa ben de onun yanına gideceğim."

"Git Jeno." dedi Taeyong. "Jeno haklı konuyu dağıtmayın. Sevkiyat hakkında konuşmalıyız."

Jeno, Haechan'ın aksine sakince kapıyı kapatıp çıktı ve kendini gürültülü müziğin kollarına bıraktı. Arkadaşını bulmak hiç zor olmamıştı. Haechan striptiz direğinin önündeki locada oturuyordu.

Jeno, onun rol yeteneğine bayılmıştı. Kimse Jeno'yu sabah okulda gördüğü çocuk ile şimdi gömleğinin neredeyse bütün düğmeleri açık olan, elinde viski bardağı ile striptizcileri izleyen çocuğun aynı kişi olduğuna inandıramazdı.

Adımlarının hızlı temposu ile kendini direk Haechan'ın yanına attı. Haechan ona bir bakış atıp tekrar önündeki sahneyi izlemeye koyuldu.

"Bu yeni." dedi bir süre sonra uzaktaki bir direğe bakarak. "Ve işe ben almadım."

"Senden habersiz Taeyong'un buraya birini alacağını sanmıyorum."

"Hayır." dedi Haechan kaşlarını çatarak. "Bu yeni ve striptiz yapmıyor, sadece direk dansı yapıyor."

"Haechan, lütfen ortalığı karıştırma Taeyong aldıysa bir bildiği vardır."

"Of," dedi Haechan ve bardağını kafasına dikti. "Senin için şu anda bir şey demiyorum Jeno ama ona söyle benden habersiz benim barıma adam almasın."

"Tamam." dedi Jeno kafasını sallayarak.

Ve sonra karşındaki çocuk bir anda sabah okulda gördüğü çocuk olmuştu. Jeno bu hızlı değişim ile sarsılmıştı.

"Ben şimdi Jaemin'in yanına gidiyorum. Sen yarın gelir yakınlarda bir yere karavanını koyarsın." dedi Haechan gülümseyerek.

"Seni bırakmamı ister misin?" dedi Jeno.

"Arabam var." dedi Haechan anahtarını cebinden çıkartırken.

"Nasıl?" dedi Jeno şaşkınca.

"Ben zengin ve şımarık bir lise öğrencisiyim Jeno." dedi Haechan iyice gülerek. "Tabii ki de asi bir genç olarak ehliyetim olmadan araba kullandığımı düşünüyor Jaemin. Kızıyor ama kendide yapmak istediği için bir şey demiyor."

"Ona böyle şeyler yaptırma." dedi Jeno çatık kaşları ile.

"Aman yemedik Jaemin'ini." dedi Haechan. "Neyse, ben daha fazla sevimliyi bekletmeyeyim. Kaçtım. Senin için onun birkaç tatlı fotoğrafını çeker sana atarım."

Jeno farkında olmadan giden arkadaşının arkasından minicik gülümsemiş ve kafasını garsonun getirdiği viskiye gömmüştü. Locasının keyfini çıkartıp dans eden insan kalabalığını izlemişti.

can't live without u '✓'Where stories live. Discover now