14

837 108 12
                                    

Jaemin elindeki kahve kupasını Haechan'a uzatıp yanına oturdu. En yakın arkadaşı ona küçük bir bakış attı. Jaemin'in bir şeyler konuşmaya çalıştığı her halinden belli oluyordu. Küçük olan nasıl başlayacağını bilmediği için derin bir nefes alıp kahvesinden yudumladı. 

"Dökül." dedi Haechan gülerek.

"Çok mu belli ediyorum bir şeyler söyleyeceğimi?" dedi Jaemin de kıkırdayarak.

"Evet." dedi Haechan ona gülümseyerek.

"Sence hafta sonu çocuklarla bir şeyler yapmalı mıyız?" 

Haechan birkaç saniye ona baktı. Ne demesi gerektiğini kafasında tartı. Arkadaşının ilk defa kendi dışında arkadaşları oluyordu ve onlarda korumalarıydı. Haechan, bu koruma olayını Jaemin'in hiçbir zaman bilmemesini diledi içinden. 

"Jaemin yeni arkadaşlar edinmek kötü bir şey değil." dedi sessizce. "Herkes kötü değildir. Hem başına bir şey gelmesine asla izin vermem."

"Vermezsin değil mi?"

"Vermem." dedi Haechan. "Hem öyle bir şeyler yapmak istemiyorsan küçük bir şeyler yapalım. Sinema gibi?"

"Olur mu öyle?" dedi Jaemin.

"Tabii ki olur." dedi Haechan. "Ağırdan alır ve biraz onları tanırız ve belki bir sonraki sefer bir yerlere gitmek için onları davet eden sen olursun."

"Değil mi?"

"Evet." dedi Haechan gülümseyerek. "Jae, neden bu evde bir parti vermiyoruz?"

"Dışardaki korumaların farkında değil misin Hae? Bu evde nasıl bir parti verebiliriz? Hem babam duyarsa seni de beni de öldürür." dedi gülerek.

Haechan gergince güldü. Belki Jaemin'i öldürmezdi ama Haechan'ın cesedi hangi nehirden çıkardı artık, bilmiyordu. Jaemin tekrar bir şeyler söyleyecek gibi olduğunda çalınan kapısı ile duraksadı.

"Girin."

Jaemin içeri giren hizmetliye bir bakış attı. 

"Taeyong Bey geldiler."

"Aaa Taeyong Hyung gelmiş." dedi Jaemin heyecanla ve Haechan'ı çekiştirdi. "Hadi seni onunla tanıştırayım."

Haechan içinden bildiği tüm küfürleri etmişti. O lanet herifi zaten tanıyordu ve ayda bir kez kesinlikle görüyordu. Kimin köşeye sıkışacağını bilmediği için kendini biraz uyardı. Asla rolünden çıkmamalıydı. Yanında Jaemin vardı. Bunu unutmaması lazımdı. Buna uygun davranmalıydı ve belki de Taeyong'a Hyung demeliydi. Haechan kusacak gibi oldu ama kendini tuttu.

"Hyung!" diyerek içeri girdi Jaemin. "Hoş geldin."

"Selam!" dedi Taeyong gülümseyerek ve arkasında ki Haechan'ı fark edince gülümsemesini bozmamak için çabaladı.

"Bu en yakın arkadaşım." dedi Jaemin kocaman gülümseyip. "Bir türlü tanışmamıştınız. Haechan."

"Memnun oldum Haechan." dedi Taeyong  ve sırıttı. "Bana Hyung diyebilirsin."

"Taeyong Hyung da şirketimizin güvenlik şefi ve babamın tek güvendiği adamı." dedi Jaemin. "Abim gibidir."

Haechan alayla gülümsedi. 'Babanın en güvendiği adam o değil' demek istedi ama kendini tuttu.

"Babanın en güvendiği adam olmak zor olmalı." dedi Haechan. Tabii ki de bu iltifat kendineydi ve Taeyong da bunun farkındaydı.

"Öyle." dedi gülümseyerek Taeyong. Eğer kendini Haechan'a uydurursa zararlı çıkacağını biliyordu çünkü Haechan o kadar gerçekçi duruyordu ki karşısında bir an Taeyong Haechan'ın gerçek kişiliğini sorguladı. 

"Ne içersiniz?" diyerek yanlarına gelen hizmetli ile Jaemin, Taeyong'a döndü.

"Biz kahve içiyorduk. Sen ne alırsın Hyung?"

"Viski." dedi Taeyong, Haechan'a bir bakış atarak. Küçüğün viskiyi çok sevdiğini biliyordu.

Haechan ona göz devirdi.

"Hyung." dedi Jaemin heyecanla. "Sanırım yeni arkadaşlar ediniyorum."

"Gerçekten mi?" dedi Taeyong. "Bu harika."

"Evet okula yeni geldiler ve biri yanımda oturuyor ismi Jeno." dedi Jaemin. "Çok yakışıklı."

Haechan ve Taeyong şokla birbirine baktı. 

"Ben onu gerçekten söyledim mi?" dedi kızarmaya başlayan Jaemin.

"Merak etme ikimizde bunu ona söyleyecek değiliz, değil mi Hyung?" dedi Haechan gülümseyerek.

"Kesinlikle." dedi Taeyong.

Fakat ikisi de önce kimin fırsat bulup söyleyeceğini düşünüyordu.  

can't live without u '✓'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin