52

777 97 0
                                    

Jaemin valizini kapatıp kapının önüne çıkardı. Kapısını kapatırken çıkan ses ile yan kapı açılmış ve Chenle ortaya çıkmıştı. Gülerek kendini pervaza yaslamış ve kollarını birbirine dolamıştı. Jaemin birazdan sorguya çekileceğini anlamıştı bu yüzden hızla harekete geçmeye çalıştı ama Chenle kaldırdığı tek kolu ile onun önünü kesti.

"Nereye?"

"Sana ne?"

"Japonya'ya mı?"

"Biliyorsun madem, niye soruyorsun?"

"Jeno ile mi?"

"..."

"1 haftalığına mı?"

"..."

"Otelde kalırsınız siz şimdi."

"..."

"Odayı tek olarak mı ayarttın?"

"..."

"Cidden çalışacak mısın?"

"Susacak mısın artık?" dedi sonunda Jaemin.

Chenle gülerek kolunu indirdi ve valizi alıp aşağı inmeye başladı. Jaemin arkasından onu takip ediyordu.

"Oraya gidince ne diyeceksin Jeno'ya?" dedi Chenle.

"İşin iptal olduğunu ama isterse 1 hafta Japonya'yı gezebileceğimizi." dedi Jaemin dil çıkararak ve kapıyı açtı arkasını dönerek.

"Hava alanına bırakayım mı seni?"

"Aslında iyi olur. Şoförler izinli. " dedi Jaemin. "Taksi çağıracaktım."

"Jeno?" dedi Chenle soru sorar bir ton ile.

"Haechan bırakacak onu."

"Tamam o zaman. Sen arabaya doğru geç ben anahtarı alıp geliyorum."

Jaemin kafasını sallayarak arabaya doğru yürümeye başladı. Chenle dakika bile geçmeden yanına gelmişti bile. Kardeşi arabada onu daha fazla sıkıştırmayarak hızlıca hava alanına bıraktı.

"Dikkatli olun orada tamam mı? Belaya bulaşmayın." dedi Chenle gülerek.

"Babam mısın sen?" dedi Jaemin gözlerini kısarak.

"Lütfen babamla da konuşmaya başla artık." dedi Chenle kusar gibi yaparak. "Hergün beni arıyor."

"Seni aramaya yüzü var mı yani?" dedi Jaemin ağzının içinden bu yüzden Chenle onu duymamıştı.

"Ne dedin?"

"Hiç." dedi Jaemin. "Hiçbir şey, bir ara ararım belki dedim."

"Peki."

Chenle tam karşıda gördüğü yüzler ile muhabbeti uzatmak istememişti. Haechan büyük bir gülümseme ile onlara el sallıyordu. Chenle onlara yönelince Jaemin'de onu takip etti.

"Biz de gitmeliydik." dedi Haechan. "Bizim de tatile ihtiyacımız var."

"Biz tatile mi gidiyoruz sanki, toplantılarımız olacak işte." dedi Jeno.

"Tabi, evet." dedi Haechan. "Çok önemli Japon ortaklarımıza gidiyorsunuz siz, doğru."

Jaemin, Haechan'a sesini kes der gibi bir bakış attı. En yakın arkadaşı bu bakışa sadece gülerek karşılık vermişti.

"Hazır mısın?" dedi Jaemin bakışlarını Jeno'ya çevirip.

"Evet."

"İlaçlarını aldın mı?"

"Aldım."

"Doktorunla ben konuştum ama sende konuşsaydın."

"Konuştum zaten Jaemin." dedi Jeno gülerek. "Her şey hazır ve ben iyiyim. "

Gelen anonsla birlikte Jaemin eline valizini aldı ve diğerlerine el salladı. Jeno ise aynı şekilde onun peşine takıldı. Jaemin özel uçaklarını almadığı için çok pişmandı. Biletlerini ekonomiden almamıştı ama çokta rahat edemeyeceğini biliyordu. Yine de her şeyi Jeno'nun gözüne sokmak istememişti.

"Japonya'ya ilk gidişim mi acaba?" dedi Jeno merakla.

"Zannetmiyorum." dedi Jaemin. "Ama bu konu hakkında hiç konuşmamıştık. Belki de ilk gidişindir."

"Vaktimiz olursa gezebilir miyiz?" dedi Jeno heyecanla. "Çok merak ediyorum."

"Bir çok toplantımız olacak vakit kalacağını sanmıyorum." dedi Jaemin. Bir yandanda yalan söylediği belli olmasın diye gülümsemeye çalışıyordu.

Uçaklarına bindiklerinde Jaemin rahat koltuklara derin bir nefes verdi. Uzun bir yolculuk olacaktı ve sürünmek istemiyordu. Jeno ile birlikte biraz film, biraz sohbet, biraz uyku ve biraz da yemek yiyerek tamamladılar yolculuklarını.

Uçaktan indikleri anda Jaemin anında oteli aramış ve geldiklerini belirtmişti. Jeno onlar için gelen arabaya oturmuş ve camı sonuna kadar açmıştı. Jaemin çıkardığı tabletini kontrol ederken Jeno'nun hevesle geçtikleri yolları incelemesini izledi.

"Rüzgar çarpmasın sonra, dikkat et."

"Bir şey olmaz." dedi Jeno küçük bir omuz silkmesi ile.

Jaemin ona güldü ve tabletinden Kore'deki yapılacakları mail olarak Chenle ve Mark'a attı. Lucas'ın zaten işi başından aşkını ve Haechan sadece ortalıklarda dolanıyordu.

Jaemin uzun süredir yeraltını boşladıklarını biliyordu. Jeno'dan uyandıktan sonra kendini çekmek istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Bu işlerden uzaklaşması lazımdı. Herkes için bu gerekiyordu. Jaemin sadece doğru anda doğru kararı vermesi gerektiğini biliyordu.

can't live without u '✓'Where stories live. Discover now