♾ 33. Bölüm "Dalin Mi? Kısım I"

7K 545 60
                                    

°Hazar Bulut°

Zaman ne garip şeydi, değil mi?

Altı ay önce Selin'in beni aldattığını öğrenmiştim. Yıkılmıştım...

Bir ay önce de bilinmeyen bir numaradan mesajlar gelmişti. Mesajlarda kadın Zafer'den şüphelendiğini, takip ettiğini söylemişti. O zaman anlamıştım, bana mesajları gönderenin Zafer'in eşi olduğunu.

Canım Ilgaz...

Anlattığı şeyleri bilmemezlikten geldim; eşim Zafer beni aldatıyor deyince, bana bunları neden anlattığını sordum. Bu soruyu sorduğumda benim saf biri olduğumu düşünmüştür, eminim ki...

Karın seni aldatıyor dedi, kocam beni aldatıyor dedi, yani Hazar Bey, Aldatılıyoruz, dedi sonra. Doğru söyledi... Birkaç gün zaman daha geçti tabi.

İlk karşılaştığımızda hastanedeydik Ilgaz'la. Yani, ilk görüşte aşk sayılır mıydı bilmiyorum ama Zafer'i araştırırken yanında duran kadını -Ilgaz'ı- azıcık(!) da olsa araştırdığımda bir sempati belirtileri vardı bende. Hissettim.

Şimdi düşününce 'İyi ki!' diyorum; İyi ki Allah karşıma çıkarmış onu.

Şu an ne mi yapıyorum? 'Annemle karşılıklı oturmuş çay içiyoruz.' demeyi çok isterdim ama annemle karşılıklı hızlı hızlı sarmaları sarıyorduk. Şey için...

Ilgaz...

Bir yandan sarmaları sararken, bir yandan anneme hayıflanıyordum. "Anne! Biraz daha hızlı sar n'olur, çok geç kaldım!"

Aceleci bakışlarımı annemin üzerinde tuttum. Saate baktıp:

"Hazar! Bak benim sinirlerimle oynama oğluşum. Hayır yani anlamıyorum, ne acelen var da bir yerimize motor bağlamaşız gibi on dakikada yarım tencereyi sardık?"

Ilgaz, ben, Yekta, Sema yemek yiyecektik bu akşam. Gönül isterdi ki, Ilgaz'la şöyle baş başa sarmaları gömelim ama... Hayaller Ilgaaz, hayatlar dört kişilik bir yemek...

"Hey, kime diyorum, Hazar!"

Göz devirdim.

"Niye bağırıyorsun ki anne?"

Masanın üzerinde duran bıçağı alıp, bana doğru sallayıp konuşmaya başladı.

"Sesleniyorum, duymuyorsun! Nereye gidiyorsun diye soruyorum, söyleyemem diyorsun!" Elindeki bıçağı bırakıp önünde yarısı sarılmış sarmayı elinde büzüştürüp ağzına attı.

"Onlotmozson sormuyorom! Hmm... Gözölmöş! Hmm...İyiymiş, içini güzel hazırlamışsın.Hmm.."

Annemin ne yaptığını anlamayarak yüzümde garip bir ifadeyle baktığımı düşünüyordum. Gözlerini bir tur yüzümde gezdirip konuşmaya devam etti.

"Söylemezsen sarmıyorum!"

Acıtasyon yapmalıydım hemen.

"Anam! Lütfen kıyma bana. Bizim bunları sarıp pişirmemiz lazım hemen. Daha banyo yapacağım. Kıyafetlerimi ayarlayıp ütüleyeceğim. Ben bunları ne ara yapacağım. Ha güzel kadın? Kurbanın olam kıyma bana!"

İşe yaramıyordu.

"Tüm kıyafetlerin ütülü zaten Hazar, yeme beni."

Bir eliyle çenesini kaşırken bir yandan gözlerini bana dikmişti. Oturduğum sandalyenin etrafında yürüdü. Gizemli olduğunu düşündüğü bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

AldatılıyoruzWhere stories live. Discover now