♾ 16. Bölüm

22.1K 1.2K 257
                                    

°Hazar Bulut°

Selin'le beraber müzayedenin olduğu otele geldiğimizde, vale denen görevli mi koruma mı, neyse işte siyah takımlı iki adama isimlerimizi söyleyip içeri doğru adımladık.

Selin'de bir tuhaflık vardı. Sanki etrafta birini veya birilerini arıyordu. Ya da etrafı kolaçan ediyordu, bilmiyorum.

Müzayede yapılan yere geldiğimizde makyajını tazeleyip geleceğini söylemişti. Giderken bile etrafına bakıyordu. Bana bir kez döndü. Gülümseyerek önüne döndü tekrar. WC yazan yere gitti. Ben de lavabonun köşesindeki duvara yaslandım. Girişe de uzaktım. Kimse beni burada göremezdi.

Yani, şimdilik hiçbir sorun yoktu.

Hayır, vardı. Ilgaz ve biricik kocişi gelmişti. Dikkatlice ikisini izledim bir süre. Zafer etrafına bakıyorken, Ilgaz da temkinli bakışlarıyla bulunduğu yere gözgezdiriyordu. İkisi de kendi aralarında bir süre konuşurken Zafer tekrar giriş yaptığı yere doğru gitti. Ilgaz da bir şeyler sezmiş gibi Zafer'in arkasından kaçamak bakışlar atıyordu. Sonra bir garson kızın yanına gidip bir şeyler söyledi. Garson kız da eliyle bir kapıyı gösterdi. O sırada Selin çıktı tuvaletten.

Etrafa baktı yine. Beni görmüyordu, çünkü arkasında kalıyordum. Zafer gibi o da girişten çıkış yaptı.

Çıkacaksanız eğer, niye giriş yapıyorsunuz yani? Fan fini fon mu yoksa? Tabi ya! Fan fini fooon...

Selin otelden çıkarken, ben de az önce Ilgaz'ın konuştuğu garson kızı buldum.

"Pardon, bakar mısınız? "

"Buyrun beyefendi?"

"Az önce Ilgaz Hanım, şu ilerideki kapıdan çıktı. Neresi orası?"

"Otelin arka çıkış kapısı. Personeller kullanıyor sadece. Ama Ilgaz Hanım'a hayır diyemedim tabi."

Ey zenginlik! Sen neler yaptırıyorsun şu insanlara?

" Ben de zenginim. Ben de buradan çıkabilirim. Teşekkürler."

Zengin falan değildim. Yani, Zafer ve Ilgaz kadar... Ama zenginlik para mıydı ki?

Garsonun garip bakışları altında iç çatışmamla beraber hızlıca kapının olduğu yere yürüdüm. Adımlarım hızlı ve temkinliydi. Kimse fark etmemeliydi beni.

Kapıyı açtım, birkaç basamaktan oluşan merdiveni indim. Önce soluma baktım. Burası izbe, sessiz ve tenha bir sokaktı. Sol taraf temizdi. Sonra sağıma baktım. Duvara yaslanmış arkası dönük Ilgaz'ı gördüm. Ilgaz'dı bu, kıyafetinden anlamıştım. Zafer'le görmüştüm ya neyse...

Bu Zafer, niye aklıma takılıyor hep...

Besmelemi güzelce üzerime üfürüp üfleyip annemin üzerime yaptığı gibi tü tü maşallah çektim Annem ne zaman beni görse öyle yapardı. Niye böyle yapıyordu tam olarak, hiç bilemiyorum. Ama bir gün soracaktım. Annemi özlemiştim ben ya. Niye aklıma geldi şimdi?

Beynim burada neden olduğumu unutturuyordu bana. Aklıma bir Zafer, bir Selin, bir Ilgaz, bir annem geliyordu. Beyin kalmamıştı bende...

Aramızdaki yaklaşık yirmi beş metreyi hızlıca kapattım. Yarım metre kadar bıraktım ki, özel alanına girdiğimi düşünmesin.

Rahatsız olabilirdi...

Ilgaz nefesini tutmuş olanları seyrediyordu. Başı biraz sağa dönüktü. Ben de biraz öne eğilip neye baktığına baktım.

AldatılıyoruzWhere stories live. Discover now