♾ 15. Bölüm "Müzayede II. Kısım"

21.4K 1.2K 101
                                    

Zafer'in vereceği cevapla olduğum yere mıhlandım. Donakaldım.

" Birkaç ay sonra her şey isteğimiz gibi olacak. Ben boşanacağım Ilgaz'dan. Bu sattığımız silahlardan gelen miktarla da yurt dışında çocuğumuzla beraber yaşarız. "

Donakaldım sadece...

Ne diyordu bu adam? Yok, yok! Ben yanlış duydum kesin. Zafer'in benimle boşanma planları yapmasını geçtim. Bu adam...

Silah mı satıyordu? Yok ya, geçen yıl Babil diye bir dizi izlemiştim. Oradan aklımda kalmış olmalı. Süleyman çok ünlü bir iş adamıydı. Bir gece siyah arabalarından tahta kutular çıkarmışlardı. Silahlar vardı orada. Kaçakçılık yapıyorlardı. Ya da Arka Sokaklar'da böyle bir şey var mıydı?

Zafer, silah kaçakçılığı mı yapıyordu yani?

Büyük tahta kutularda ne saklanırdı ki başka? Silah, başka... Silah... Ve yine silah. Sadece silah mı taşınıyordu...

İç savaşımdan çıkıp olduğum yere daha da sindim. Başımı ileri uzattım. O sırada tahta kutuyu taşıyan iki koruma kutuyu düşürdü. Aha! Vallahi silah. Billahi de silah. Tallahi de silah...

"İşinizi dikkatli yapsanıza lan! "

Zafer, korumalara sessizce bağırırken, o sırada gözüm Selin'e kaydı. Çantasından hızlıca bir şey çıkardı. Ve arkası dönük olan Zafer'in ceketinin cebine koydu o şeyi. Öyle bir ustalıkla koydu ki ne olduğunu göremedim.

Bu kadın ne yapıyordu böyle?

Zafer, Selin'e dönünce Selin'in yüzünde kaktüsler pardon, güller açtı. En iyi oyuncunun ben olduğunu sanıyordum oysaki...

Tekrardan sarıldılar, yakınlaştılar,koklaştılar. Bunların hepsini gözlerim yaşlı izledim. Evet, izledim çünkü Selin'in Oscarlık oyununa hayretler içinde baktım. Harika oynuyor vallahi...Sonra Selin bir şey dedi. Yüksek ihtimalle birini arayacağını söyledi. Çünkü zincirli çantasından telefonunu çıkardı. O sırada bulunduğum yere doğru ilerlediğini fark ettim.

Geri geri adımlamayı bırakıp hızlıca arkama döndüm. Tam o sırada öyle bir şeye çarptım ki burnumun yamulduğunu düşünüyordum.

Arkamda hafif yumuşak sert duvar mı vardı?

Ağzımdan sessiz bir inilti sokağa karıştı. Burnum acıdan sızlıyor, gözlerimden yaş akıyordu.

Şu an Selin'in buraya gelmesi an meselesiyken burada neden öylece durduğumu bilmiyordum. Kolum sert bir şekilde güçlü bir el tarafından çekilince tam bağıracaktım ki, bu sefer ağzıma bastırılan elle susturuldum. Kimdi bu? Sokağın aydınlatmaları o kadar azdı ki adamın yüz hatları bile belli olmuyordu.

Beni tutan adam,lacivert takım giymiş,bu sefer bir yere doğru çekiştiriyordu beni. Hırsız olabilir miydi? Şu an aklım neredeydi, bilmiyorum ama adama uydurdum adımlarımı. Zaten bir eli ağzımı diğer eli de iki bileğimi tek kelepçe gibi tutmuştu. Kurtuluş yoktu. Allah'ım günah sayılır mıydı bu adamın bana bu kadar yakın olması...

Hızlı adımlarla geldiğim yere göz gezdirdim. Zafer'i takip ederken çıktığım kapının basamaklarına gelmiştik. Bu adam kimse, Zafer'den kaçıyor olmalıydı. Çünkü beni buraya kendisiyle beraber sürüklemesinin başka nedeni olamazdı. Hem Zafer'den kaçıyordu, hem de beni kaçırmaya çalışıyordu.

Adamla arama biraz mesafe koydum. Zaten arkamda durduğu için yüzünü göremiyordum.

Adam ağzımdaki gözyaşlarımla ıslanmış elini gevşetip 'Şşhh' dedi. Bu demek oluyor ki gerçekten beni kaçırıyordu. Zafer'den bu yüzden kaçıyordu. Elini ağzımdan tamamen çekince sessizce konuşmaya başladım. Ağlamaklı ses tonum da cabası...

AldatılıyoruzWhere stories live. Discover now