♾ 4. Bölüm

32.8K 1.6K 285
                                    

A: Dün senin için ölenler bugün neredeler? B: Dün öldüler ya jkjhkkj

Oylarınızı göreyim, hani nerede😯

Zafer, şirketten çıkıp arabasının şoför koltuğuna geçti. Çalıştırdı arabayı, sürmeye başladı. Hızlı gitmiyordu. Çünkü ne kadar hızlı sürerse, o kadar çok beklerdi.

İçinde tarif edemediği bir mutluluk vardı. Selin'le karşılaştığından beri böyleydi. Genç kadının sarı boyalı saçları, buz mavisi gözleri, dolgun dudakları, fındık burnu ve daha sayamadığı kadar çok özelliğiyle çekici ve güzel buluyordu. Gece her gözlerini kapattığında aklına Selin'in bakışları geliyordu ve buna engel olamıyordu.

Belki de engel olmak istemiyordur.

Genç kadının konuşurkenki ses tonunu daha önce hiçbir kadında duymadığından emindi.

Davetkar ve civeli.

Zafer'in yaptığı en büyük hatalardan biri de karısını, birlikte olduğu kadınla karşılaştırmasıydı.

Karısı, Ilgaz'ın düşündü bir an. O nasıldı? Ilgaz da oldukça güzeldi ama Selin kadar çekici değildi. Kumral saçları lacivert rengi- tam olarak bilmiyordu çünkü hiç dikkatli bakmamıştı- gözleriyle 1,63 boyuyla yanında küçük kalıyordu. Zafer 25 yaşında, Ilgaz ise 23 yaşındaydı.

Tanıştıkları zamanı getirdi gözlerinin önüne. Ilgaz'la babasının arkadaşı aracılığıyla tanışmışlardı. Zafer'in babası Orhan ve Ilgaz'ın babası Necip yaptıkları ortaklık sonucu arkadaş olmuşlardı. Çocukları Ilgaz ve Zafer'i aynı mekanlara denk getirmeye çalışmışlar, evliliğin temellerini babaları atmışlardı bir nevi.

Ne olduysa o zamanlarda oldu. Ilgaz Zafer'den etkilenmişti. Kahvenin en koyu rengiyle kömür karası saçlarıyla dış görünüşünden etkilendi. Aşık oldu. -Belki de aşık olduğunu sandı.-

Orhan ve Necip Bey, kendi aralarında kurduğu bağı çocuklar arasında genişletmek istemişlerdi. Orhan, oğlunun vurdumduymaz halinin sadece Ilgaz'ın düzeleceğini düşünmüştü. Necip'e danışıp fikrini aldı. Genç kız ilk başta kabul etmek istemese de Zafer'den hoşlandığını kabul ederek evliliğe ilk adımını attı.

Zafer, Selin'le buluşma yeri olan otoparkın girişine yaklaşmıştı. En köşelerde bir yere park etti arabayı. Bekledi genç kadını.

Bekledi, bekledi, bekledi.

Bu sefer her zamankinden daha fazla bekledi. Selin'e bir şey olmasından korktu. Normalde en fazla 30- 40 dakika bekletirdi. Şimdi ise 53. dakikaya girmişti.

Cebinden telefonu çıkarıp arama tuşuna bastı. Üçüncü çalıştan sonra arama cevaplandı.

"Hayatım, iyi misin, neredesin? Bir şeyin yok değil mi?" Zafer sorularını art arda sıralarken karşı taraftan bir kıkırtı yükseldi.

"İyiyim sevgilim. Telaşlanmaya gerek yok. Ben şeydeyim..." Zafer, telaşlandı. Yoksa kocası Hazar'ın yanında mıydı?

"Neredesin?"

"Hastanedeyim." Zafer hastane dediğini duyunca hemen arabanın motorunu çalıştırdı.

"Çabuk hastanenin konumunu at geliyorum hayatım. İyiyim, diyorsun. Hastanede ne işin var o zaman?"

"Bir şeyim yok sevgilim, şu an çok iyiyim . Konumu atıyorum gelirsin. Ama...."

"Ama?"

Zafer aldığı cevap karşısında donakaldı.

"Jinekoloji bölümündeyim."

Zafer, Ilgaz'dan olmayan bebeğin mutluluğunu yaşarken , o sırada Ilgaz'ın şoförü Ali'nin onu takip ettiğinden habersizdi.

Jinekoloji bölümü: Doğum bölümü.

Yargılarınızı bana değil, karakterlere yapın çünkü ben sadece yazıyorum.  Karakterlerin düşündüklerini sanki ben tasdikliyormuşum gibi, sanki ben yapmışım gibi bana sövmeyin. Öz saygı denen bir şey var. Savunma nein.

Üçüncü kişi ağzından yazmak ve okumak zor. Baş karakterlerden okumak her zaman en iyisidir^^

AldatılıyoruzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin