Bölüm 36

13.2K 445 78
                                    

Bölüm 36

Midem alt üst olsa da nihayetinde kar tepeye gelmiştik...

Kendimize ayırttığımız oteldeki odamıza ilerliyorduk. Fazla yorgundum...

Odaya girer girmez üstümü bile değiştirmeden kendimi yatağa bıraktım. Boran ardımdan kapıyı kapattı ve boş bakışlarını üstümde gezdirdi.
"üstünü çıkarmayacak mısın?"

"Iıı." dedim kısık sesimle.

"rahat edemezsin." demişti valizlerimizi duvara yaslarken. "hem ilaç içtin mi sen?"

"iyileştim..." dedim bunalmışlıkla.

Komodinin üstüne bıraktığım çantamı eline aldı ve açıp ilaçlarımı aramaya başladı. Gözlerimi devirirken doğrulmuştum.

Çantamdaki su şişemi de çıkarttı ve ilacımla birlikte karşıma geçti. Uzattığı ilacı aldım ve ağzıma attım, ardından da suyu içtim.

Boran da hatırlatmasa hiç içmeyecektim ilaçları.

Elleri pantolonumun düğmesine gitti. Düğmesiyle fermuarı açtı. Ona kolaylık sağlayacak şekilde kalçamı kaldırdığımda pantolonu bacaklarıma kadar indirdi.

Tamamen çıkarttı. Valizimden siyah rahat bir eşofman çıkarttı. Çocukmuşum gibi eşofmanı bana giydirdi.

O giydirdikten sonra ölü gibi geri yattım kendisi de bir süre sonra yanıma yatmıştı.

♡︎ ♡︎ ♡︎

"odam ne kadar da güzel!" demişti Mert sırıtarak. Gözlerimi devirdim.

Sabahtan beri oteldeki odasını bana övüyordu... Ben ise boş gözlerle onu izliyordum, evet odası güzel ve bizimkisinden daha büyüktü.

Ve çalışma masası... Mükemmeldi!

"yemek yemeye ineceğim..." dedi Mert. "sen de gelecek misin?"

Başımı olumsuzca salladım. Odasından çıktığında birbirine girmiş saçlarımı düzeltmeye çalışıyordum.

Birdenbire kapı açıldı. Meraklı gözlerim kapıya kaydığında Boran'ı görmüştüm.

Yavaş adımlarla yanıma ilerledi.
"ne ara kalktın sen?" diye sordu merakla.

Omuz silktim.
"yarım saat falan anca oldu." dedim kısık sesimle.

Gözlerim bir anlık daha da dolgun görünen dudaklarına kaydı. Bence Mert'in güzel çalışma masasını kırmak bize düşerdi...

Birkaç adım ona ilerledim. Ellerimi çenesine yerleştirdim ve ayaklarımın uçlarıyla yükseldim ve dudağına ufak bir öpücük bıraktım.

Gözlerini yumdu. Ellerini sıkıca belime sardı. Bedenimi daha çok onun bedenine bastırdım ve tekrardan yükselip tekrar öptüm.

Bu defa karşılık vermesiyle ateşim körüklendi. Çenesindeki ellerim gömleğinin düğmelerine ilerledi. Yavaş yavaş düğmelerini açmaya başladım.

Elimden tutup durdurdu. Dudaklarında dudaklarım duraksadı.
"fazlasına gerek yok." dedi dudağını dudağımdan ayırmadan.

"icraata geçmemi mi istiyorsun hayatım?" dedim gülümseyerek.

Kaşlarını kaldırdı.
"sen nasıl rahat edersen öyle, yavrum."

Gülümsedim. Ellerim gömleğinin düğmelerinden pantolonunun düğmesine kaydı.

Düğmesini ve fermuarını açtım. Belimdeki elleri tişörtümün uç kısımlarını kavradı ve üstümden çıkarttı.

Siyah yeni seçtiğim ve fazla beğenmediğim sütyenimle karşısında kaldığımda gözleri düşündüğüm gibi oraya kaymıştı.

Teni Tenime (+18)  (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now