Bölüm 34

13K 420 50
                                    

Bölüm 34

Başımı cama yasladım ve göz ucuyla dışarıya baktım. Boran kendine gelen Cansu'nun bileklerini kelepçelemiş polis arabasına bindiriyordu. Daha doğrusu bindirmedi, kapıyı çalıp resmen içeriye fırlattı.

Gözlerimi kaçırıp önüme döndüm ve onu bekledim. Dediklerinden sonra bir şey demeden öylece Kalakalmıştım.

Polis arabasının gitmesini bekledi birkaç dakika, polis arabası gözden kaybolunca arabaya ilerledi. Başımı eğdim, dediklerim için pişmandım... Volkan'ın yüzünden olmuştu.

Tam aramız iyi olmuşken sayemde tekrardan bozulmuştu.

Arabaya bindi. Kapısını kapattı.
"kemerini tak." dedi düz sesiyle. Ben kemerimi takarken o da takmıştı.

Hâlâ yüzüne bakamazken arabayı çalıştırdı. Midem bulamasın diye başımı cama yasladım ve gözlerimi yumdum.

Arabayı yavaş sürüyordu, hızlı gitseydi büyük ihtimalle iki saniyede içimi boşaltırdım.

Araba sessizdi... Sessizlik fazla hoşuma gitmezdi. Konuşsam benimle konuşur muydu?

Kesin konuşmazdı. Tek başıma konuşmuş gibi olup rezil olmak istemiyordum.

Gözlerimi kısa bir an açıp göz ucuyla ona baktım. Gözlerini yoldan ayırmıyordu, dönüş yaparken gözlerim bir anlık ellerine kaydı. Avuç içiyle direksiyonu gezdirerek dönüş yaptı.

Derin bir nefes aldım. Gözlerinin yeşillikleri belli olmuyordu. Üstünde sadece gömlek vardı, çünkü ceketi üstümdeydi.

Pürüzsüz dolgun dudaklarına baktım. Ne kadar fazla ısırsam da benimki gibi yara olmuyordu. Sakalları ve saçları uzamıştı azıcık.

Yutkundu. Adem elmasına kaydı gözlerim bu defa. Pürüzsüz boğazına baktım uzun uzun.

Trafikte durduğunda tekrar dudaklarına bakmak için gözlerimi yüzüne çevirdim. Bana baktığını gördüm gözlerini kısarak.

Hızla gözlerimi kaçırıp başımı tekrardan cama yasladım. Gözlerimi birkaç dakika arabalarda gezdirdim.

Bakışlarını çektiğini düşünerek tekrar ona baktım, hâlâ bana baktığını gördüm. Yine yakalanmıştım...

Gözlerimi tekrar kaçırdım, tamam... Bu defa bakmayacaktım.

Derin bir nefes aldım. Yeşil ışık yandığında diğer ki arabalarla biz de ilerledik. Yola bakıyordur değil mi? Çünkü araba kullanıyor...

Göz ucuyla baktım, evet düşündüğüm gibi yola bakıyordu.

Midemin bulantısı arttığında gözlerimi sıkıca yumdum. Derin nefes alıp verdim...
"kafanı çek." dedi Boran uyarı dolu sesiyle.

Kafamı çektim, fakat hâlâ gözlerimi açmamıştım. Çıkan sesten camı açtığını anladım. Benim tarafımdaki camı açmıştı çünkü hava direkt bana gelirse, temiz hava alacaktım ve mide bulantımı giderecekti... Yani inşallah öyle olacaktı.

Fazla açmamıştı çünkü kar yağıyordu, hava buz gibiydi.

Mide bulantı hapı alsam en iyisi olacaktı... Bu şekilde olmuyordu.

Araba durduğunda gözlerimi açtım. Eve geldiğimizi görünce rahatlamıştım. Boran camı kapattı, onu beklemeden hızla çıktım.

Temiz havayı derince içime çektim. Boran da arabadan indi. Benden önce eve ilerlediğinde gözlerim bir anlık bahçe kapısındaki Doğukan'a kaydı.

Kolu sargıdaydı. Geçirdiğim bir hafta boyunca Boran sayesinde dışarıya bir adım bile atmamışım, hep evde televizyon izlemiştim.

Boran kapıya vurdu. Evde birisi mi vardı?

Teni Tenime (+18)  (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now