yume | aot, levi

31

Levi'ı arkada bırakıp atlarımıza gittiğimizde Hange seslendi hepimize.

"Hey, hepiniz gelin bakalım."

Toplandığımızda konuşmaya başladı. Bu sırada bir yerlerden çıkan Hange-san'ın takımı da yanımıza geldi. Alex hemen yanıma geçti.

"Annie'nin geçmişinin tam kontrolü geldi. 104. Acemi Birliğindeki 2 kişi daha onunla aynı bölgeden geliyor. Reiner Braun ve Bertholdt Hoover."

"Ha?!"

"Ah, şey... Bu bilgiyi incelerken 5 sene önce olan olaylar sırasında nüfus kayıtlarındaki karışıklığı da hesaba katmalıyız. Anlaşılan karman çorman kayıtlardan bunu çıkartmak bu kadar uzun sürmüş. Düşmanı kandırmaca amaçlı gezimiz sırasında, bahsettiğim ikisine Eren sağ kanatta denildi. Annie Leonhart saldırıya sağ kanattan başladı. Şimdi, aklınızda bulunsun, bir tek bu bilgi bir şeyi ifade etmiyor. Yalnız bu üçlünün acemi oldukları zaman nasıl bir ilişkileri vardı, bunu öğrenmek istiyorum. Bu konudaki düşünceleriniz neler?" Hange bu soruyu Eren, Armin ve Mikasa'ya ciddiyetle yöneltmişti.

"Reiner ve Bertholdt aynı köydendi, bunu biliyorum ama Annie onlara hiçte yakın gibi durmuyordu." diyerek yanıtladı Armin.

"Aynen. O ikisinin Annie ile konuştuğunu çok az gördüm. Gerçi Annie pek konuşkan biri sayılmazdı." dedi Eren düşünceli bir şekilde. Mikasa onu tamamladı. "Ben de onların konuştuğunu pek hatırlamıyorum."

"Yine de acemi birliğinin bir üyesi olarak onlardan şüphe etmemizin aşağılıkça olduğunu düşünüyorum. Suskun Bertholdt bir yana, Reiner bizim için bir ağabey gibidir.  Ayrıca insanları kandıracak kadar sinsi de değildir." dedi Eren.

"Ben de bunu destekliyorum. Dişi titanla karşılaştığımızda Reiner ve Jean yanımdaydı, ve... Reiner az daha titan tarafından ölesiye sıkılıyordu..." Armin bunu derken duraksadı.

"Ne oldu?" diye sordum.

"Reiner Annie'nin ellerinden kurtuldu ama... Bunun hemen ardından tam olarak Eren'in bulunduğu yere koşmaya başladı. Daha önce Eren formasyon merkezinin arkasındadır şeklinde düşüncemi sesli olarak dile getirmiştim ama Annie bunu duyacak mesafede değildi."

"Ne olmuş peki?"

"Sesli, ha? Demek o üçü... Söylesene, içlerinden Eren'in konumunu öğrenmeye istekli biri oldu mu?" diye sordu Hange.

"O sırada ben tahminimi belirtmiştim. Çünkü... Çünkü Reiner beni bu konuda teşvik etmişti. Dahası da var. Dişi titan bir süre avuç içine baktı. Bunun nedeni de sanırım, Reiner'ın oraya bıçakları ile bir şeyler yazmasındandı. Reiner'ın yazdığıyla da..."

"Ha?! Bu da ne demek oluyor?! Nasıl böyle şeyler söyleyebilirsin?!" Eren, Armin'e bağırırken araya girdim.

"Eren! Şimdi bunun sırası mı?!" diye bağırdım.

Hange, düşünceli haliyle "Hmm. Demek öyle. Beni dinleyin şimdi. O ikisini bulduğumuz da normal davranacaksınız ki şüphelendiğimizi farketmeyecekler. Elbette, Annie Leonhart'tan bahsetmeyeceksiniz. Annie'nin dostları olsalar da olmasalar da tedbirli davranalım ki, onlar da yeraltına, Annie'nin yanına gitsinler." dedi.

⸙

Küçük ekibimizle birlikte atlarla titan bölgesine yönelirken daha sonradan bize katılan Hange-san'ın takımındakilerden biri,

"Önde titanlardan oluşan bir kalabalık var. Kuleye saldırmışlar. Büyük ihtimalle aradığımız şey burada." dedi.

"Gidiyoruz!" dedi Hange ve hızlandık.

Vardığımda beklemeden manerva ekipmanımla birlikle önümdeki titanlara saldırmaya başladım. Sıra sıra hepsini keserken aklıma hiçbir düşünce yoktu.  İşimiz bittiğinde kalabalığın olduğu yere gittim. Reiner ve Bertholdt denilen çocukların yanına geçtim. Biricik hainlerimiz. Yanlarına geldiğimde ikisi de garip bakışlarını suratıma çevirdiklerin de normal bir şekilde gülümsedim.

"İyisiniz umarım. Zor bir gün." dedim.

"E-evet öyle." dedi sarışın olan. Reiner'dı sanırım.

"İsmin neydi senin? Tanışmıştık ama aklıma gelmedi. Tüh." dedim üzgünmüş gibi yaparak.

"Reiner. Reiner Braun. Siz de Ashryver-san'sınız."

"Ah, soyismimi söylemene gerek yok. Genelde Aelin derler. Okunuşu zor olduğu için bu şekilde seslenen olmuyor. Hatta soyismimle seslenen ilk kişi olabilirsin!" dedim gülerek.

Çocuk biraz duraksadıktan sonra o da sahteden gülüyormuş gibi yaptı. Sanırım pot kırdığını düşünüyordu. Rol yeteneği iyiymiş gerçekten.

Şu gerçek adı Historia olan kız, yerde birini kucağına almıştı.

"Neler oluyor?" diye sordum. Aslında soruyu hainlerimize yöneltmiştim fakat sarışın kız Historia cevapladı.

"Ymir... Ymir bir titanmış. Bizi korudu." dedi kız üzgünce. Bu iş biraz karışıyordu. Hain ise onları neden korudu ki?

"Cidden mi?! Ymir bir titan mıymış?!" dedi şokla Armin.

"Ymir..."

Ymir, Historia'nın seslendiğini duyunca gözlerini hafifçe araladı.

"Ymir... Benim adım Historia." Beklemediğimiz bir anda gerçek ismini herkesin içinde gülümseyerek ilan etmişti.