10

767 115 29
                                    

call of silence

Sur Maria bölgesinden geçerken neredeyse ağlayacaktım. Boş ve yıkılmış enkaz evler, kullanılmadığı için her yeri saran bitkiler... Beni o kadar umutsuz hissettirmişti ki. Bu geleceğin Sur Rose'a olabileceği ihtimali her zaman vardı. Belki bugün, belki yarın. Belki de ben ölünce. Ama olacaktı. Bu kesindi. Muazzam dev bir gün yine ortaya çıkacaktı.

Atlarla son istikamet devam ediyorduk. Ben takımımlaydım. Kaptan Levi'ı takip ediyorduk. Öncü görevi bendeydi. Yani ilk gözüken devlere ben saldıracaktım. Eğer işler yolunca gitmezse Gavriel yardım edecekti. Devlerle karşılaşmayı bekliyordum. İçten içe kendimi hazırlıyordum.

Beklemem çok uzun sürmedi. Birkaç tane dev göründü bile. 4 tanelerdi. Aralarında aormal yoktu o yüzden işimiz kolay olacaktı. Atım koşarken ayağa kalktım. Devin bir tanesine manevra teçhizatını kullanarak uçtum ve ensesini kestim. Diğerine takla atarak uçtum ve onu da hallettim. Son kestiğim dev yere düşerken bir tane devin takımın önüne geçtiğini fark ettim. Anormallerden biri gibiydi. Gavriel işe girişmeden önce anormal deve uçtum. Dev beni fark etmemişti ilgisi takımın üzerindeydi. Bunu kullanarak ensesini kestim. O sırada Kaptan Levi,

"Durun!" dedi. Dev, üstünde benimle birlikte düşüyordu. Eğer durmasaydılar biri ezilebilirdi. Her tarafım kan olmuştu. Kestiğim devlerin kanları yüzüme fışkırmıştı. Ama artık öldükleri için buharlaşıyordu bunlar. O şekilde yere indim. Beni inceliyorlardı. Petra yanıma koştu.

"Yara aldın mı?"

"Hayır almadım." dedim. 

"Çok iyiydi Aelin!" dedi Eld.

Yemek su gibi ihtiyaçları taşıyan Gunther elime bir matara tutuşturdu. İçtikten sonra atıma bindim. Levi'ın beni incelemesi bittikten sonra,

"Güzel. Devam edelim." dedi.

Şimdilik işim bitmişti. Dev kesme sırası bende değildi. Bu şekilde bir sıralama yapmıştı Kaptan Levi. Aralıklı olarak güç toplamamız için. Yorgun düşersek işimiz daha da zor olabilir demişti.

Bir süre boyunca devlerle karşılaşmadık. Fakat sonradan sağ taraftan kırmızı işaret fişeği gözüktü. Bunun anlamı çuvalladık demek oluyordu. Kaptan Levi, istikametimizi Komutan Erwin tarafına çevirdi.

Oraya vardığımızda işler çok garipti. Dev sürüsü vardı. Bundan geç haberdar olmamız çok kötüydü. Bir sürü ölen asker vardı. Alex neredeydi acaba?

Hemen işe koyulduk.

Yorulmuştum.

Bir sürü dev kesmiştim. Tükenmiyorlardı.

Biraz soluklanmak için ev çatılarından birinde durduğumda yerde ağlayan birinin sesini işittim. Bir asker yerde uzanmış ağlıyordu. Yaralıydı. Çok kan kaybetmişti. Büyük ihtimalle birazdan son nefesini verecekti. Kalbim acıdı. Kim bilir ne umutları vardı. Ailesi çok üzülecekti. Yanına indim ve elinden tuttum.

"Ah... Neden böyle oluyor?" dedi ağlayarak."

"Üzgünüm." dedim mutsuzca.

Anlamsızca kalp masajı yapmaya başladım. Evet, bunun anlamsız olduğunu biliyordum. Neden yaptığımı bilmiyordum.

Biri bana seslendi.

"Hey."

Kaptan Levi'dı.

"Onun nesi var?" diye sordu.

"Kaptan... Kan kaybediyor ve durduramıyorum." Levi sadece baktı. Cevap veremeden önce ölmek üzere olan asker,

"Kaptan..." dedi zar zor.

"Efendim?"

"İnsanlığa... katkım... oldu mu? Yoksa... anlamsızca bir fark yaratamadan mı ölüyorum?" Bunun üzerine temizlik manyağı olan Kaptan Levi, tek eliyle askerin kanlı elini tuttu.

"Sen gereğinden fazlasını yaptın bile. Şu an için ve gelecek zamanlar için. Senin vasiyetini ben yerine getireceğim. Titanların kökünü kurutacağım! Bu yapacağım son şey olsa bile! Sana söz veriyorum!"

Asker hüzünle gülümsedi ama öncesine göre rahatlamış gibiydi. Ve parlayan gözleri soldu. Son nefesini vermişti. Kalbi durmuştu. Gözlerini elimle kapattım.

"Kaptan... o öldü."

"Duyması gereken her şeyi duydu mu?"

"Duyduğuna eminim. Baksanıza. Çok huzurlu görünüyor."

"İyi o zaman." dedi Levi.

Bizim tarafa doğru koşan at sesleri duyduk. Komutan Erwin gözüktü.

"Levi!! Geri çekiliyoruz!" dedi Komutan bağırarak. Yanımıza ulaşmıştı. Levi'a baktığımda çatık kaşlarının daha da çatıldığını gördüm. Sinirlenmişti.

"Geri çekilmek mi? Sonuna kadar gitmeyecek miyiz? Yoksa adamlarım bir hiç için mi öldü? Bana mantıklı tek bir sebep söyle." diye sordu.

"Devlerin hepsi kuzeye doğru hareket ediyor, şehre doğru." Bu demek ki...

"Tıpkı 5 yıl önceki gibi. Şehirde bir şeyler oluyor olmalı. Duvar... muhtemelen devler tarafından tahrip edildi." dedi Komutan Erwin.

Neden bu oluyordu? Neden yeniden?

Gizli okuyucularıma selaaam! (fazla varmış gibi) Oy atsanız şahane olurdu gerçekten

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gizli okuyucularıma selaaam! (fazla varmış gibi) Oy atsanız şahane olurdu gerçekten. :D hehe.

yume | aot, levi Where stories live. Discover now