20

644 73 99
                                    

Levi bize doğru yaklaşırken arkasında kalan Petra,

"Kaptan! Eren'in yanına yaklaşmayın lütfen! Çok yakınsınız! Bu çok tehlikeli!" diyerek bağırdı. Açıkçası hayal kırıklığına uğramıştım. Takımdaki bana en yakın kişi her zaman Petra'ydı. Korku onu tamamen ele geçirmişti.

"Hayır, asıl sizlerin uzak durması gerek. Hemen geri çekilin!"

Petra şaşkınlıkla geriye bir adım atarken, "N-neden ama?!" dedi.

"İçgüdü." diyerek son derece ciddi bir şekilde cevapladı Levi.

Sağ tarafımda bir hareketlenme hissettim. Ve hızlıca kılıcımı o tarafa doğru yönlendirdim.

Gavriel'dı.

"Abartmıyor musunuz?" Her zamanki alaycı haline kıyasla onu ciddi bir yüzle görmek garipti ama bana destek çıkmıştı. Minnetardım. Yanımda onlara karşı durmuştu. Hep kavga etmemize, onu defalarca reddetmeme rağmen. Beni romantik anlamda sevmeseydi en iyi dostlarımdan biri olabilirdi. Ve sanırım öyleydi de. Sadece aramızda bana beslediği sevgi, o anlamdaydı işte. O sevgisine karşılık veremezdim.

Levi yanımıza geldiğinde sol tarafıma geçip ellerini arkasındaki manevra aletine koydu. Görevini yapıyordu. Hem onları koruyordu, hem de Eren'i.

"Gavriel, çekil oradan!"

"Neden bu kadar sessizsin, Eren! Bir şeyler söyle!"

"Sakın kıpırdama! Bize hemen kanıt göster!"

"Eren! Cevap ver!"

"İnsanlığa karşı ne gibi bir amacın var?!"

"Düşman!"

"Kanıt gösterin!"

"Neden izinsiz dönüştün, çabuk söyle!"

"HEPİNİZ BİR DAKİKALIĞINA SUSAR MISINIZ?!" Eren'in bağırmasıyla herkes sustu. Çıt çıkmıyordu. Herkes korkuyla Eren'e bakakalmıştı. Levi bile göz ucuyla arkasındaki Eren'e bakıyordu.

Biri seslendi.

"EREN!!"

Hange, yanında takımından iki askerle birlikte koşarak bize doğru geliyordu. Öndeydi.

"KOLUNA DOKUNABİLİR MİYİM?" Çok hızlı koşuyordu. Gözlüklerinin camları buharlaşmıştı.

Yanımıza geldiğinde Gavriel'ı ittirip yerine geçtiğinde çığlık atarak, "HA?! DOKUNDURURSUN, DEĞİL Mİ? AZICIK DOKUNAYIM... HEPSİ BU, SÖZ!" dedi. O kadar heyecanlanmıştı ki salyası akıyordu.

"Hange-san. Bir saniye bekleyin lütfen!" Hange, Eren'i takmayıp titanın eline dokundu. Dokunduğu gibi elini çekip zıplayarak,

"VAY BE! İNANILMAZ SICAK!" dedi. Ellerine aşkla bakarak yere dizlerinin üzerine oturdu.

"DERİSİ YOK VE ÇOK ÇOOOK SICAK! MÜTHİŞ SICAK! BU KOL..."

"Kaptan... Çok pervasızca davranıyorsunuz..."

"SÖYLESENE EREN! SENİN İÇİNDE SICAK DEĞİL Mİ?! TİTANIN ETİNE YAPIŞMIŞ DURUMDAKİ ELİNE NELER OLUYOR?! ÖĞRENMEK İÇİN ÖLEBİLİRİM!" Doğrusu evet. O sıcaklığa rağmen Eren'in eli titanın içindeydi gerçekten.

Eren, bu sözlerle birlikte elini kurtarmak için kendini zorlamaya başladı. Oluo korkuyla,

"Hey, Eren! Seni uyardım, sakın bir cinslik yapma!" Eren onu takmayarak kendini daha fazla çekmeye başladı. Elini kurtardığında takla atarak yere düştü. Titandan dumanlar çıkmaya başladı.

yume | aot, levi Where stories live. Discover now