38. Bölüm (DÜZENLENDİ)

2.9K 271 341
                                    

Düzeltilme tarihi; 10.01.2021  
Medya: Temsili Saklı Kent Ormanı
İnstagram Hesabı: p.phoenix_girl

⚔⚔⚔

Ciara LION

Kararlarımı en yakın zaman da bir kez daha gözden geçireceğim...Galiba fazla hızlı karar veriyorum ve bunun sonuçlarını da yine ben çekiyordum. Ah cidden bir dahaki yolculuğuma tek çıkacağım!

"Imm, Anka Kuş... onun kızı Ciara hmm..."

"Ah mırıldanmayı kes Karl!"

Sinirle omzumdan aşağı sarkan Karl'ın sıkı kalçalarına bir tane geçirdim ve üfleyerek yukarı doğru tek elimle ağaçlardan destek alıp kendimi çektim. Babam olacak kuş sağ olsun zaten boktan olan durumu daha da berbat etmişti ve bunun sonucunda da Karl yine dayanamayıp kendini kaybetti. Onu orada bırakmak bir tercihim olabilirdi ama Anka Kuşa pek güvendiğim söylenemez. En son Brian'ın karnını deştiğini düşünürsek Karl'a da bunu yapabilirdi ve böyle bir şeyle de kesinlikle uğraşamazdım.

Karl, bana göre çok önemsiz biri olsa da anladığım kadarıyla Kurtlar okulunda önemli biriydi ve bu yüzdende onu kaçırdığım şekilde okuluna geri bırakmam gerekiyordu. Anka Kuşu görüp bayılmasa daha çok işime yarardı gerçi ama yapacak bir şey yok, o kendine gelene kadar omzumda bir süre konaklayacaktı. Bu da herkese nasip olmazdı, değerimi bilsin onu orada goblinlere de yem edebilirdim...

"Ciara... Anka kuş...goblinler..."

Karl'ın horultuyla çıkan sesi eşliğinde ormanın iyice içine girmiş, artık tek bir hayvan sesini bile işetemeyeceğim kadar kendimi boşlukta hissettiren bir bölgedeydim. Yoğun karanlık vücudumu ele geçirmeye çalışır gibi etrafımı sararken keskin gözlerimi istemsiz kısma isteği ile doldum. Yolumu görmesine görüyordum ama sanki normalde gözlük kullanıyormuşum da bugün takmayı unutmuşum gibiydi. Buğulu görüyordum etrafımı...

Zaten pek görülecek bir şeyde yok aslında sadece; ağaçlar, yere dökülmüş yapraklar, kurumaya yüz tutmuş çimenler ve bana bakan sarı parlak gözler... bir saniye, ne? Omzumda sarkan Karl'ın bacaklarını sıkıca kavrayıp gözlerimi kısarak az önce sarı gözleri gördüğüm yere odaklandım. Hiçbir şey yoktu... Yakınlarda herhangi bir şeyin kokusunu dahi almıyordum acaba yanılsama falan mı görmüştüm? Ben? Yanılsama?

Kasta sen bir şeyler hissediyor musun?

Olduğum yerde biraz bekledim. Bir ses veya bir koku ya odaklanabilmek için fakat ne bir ses duydum ne de bir koku... Kasta da ses vermiyordu ayrıca? Ya bana planımı ona tam anlatmadığım için hala küstü ya da şu an bulunduğum bölgede bir bokluk vardı.

Şansımı ve bana her daim kıçıyla gülen hayatımı düşünecek olursam, bulunduğum yerde bir bokluk olma ihtimali daha yüksekti. Etrafa odaklanmayı geçip oyalanmadan adımlarımı hızlandırdım ve sarı gözleri gördüğüm yönün tam aksi tarafına doğru gidiyordum. O gördüğüm her neyse bu ormanın koruyucu ruhu gibi bir şey olabilirdi ve bildiğim bir şey varsa o da orman koruyucu ruhlarından kesinlikle uzak durulması gerektiğiydi.

Yenemeyeceğimden değil tam anlamıyla zaman kaybı olacağından dolayıydı. Çok inatçıdırlar ve korudukları ormana sonsuz bir bağ ile bağlı oldukları için beni ormandan çıkartana kadar peşimden gelebilecek uyuzlukta varlıklardı. Karl'ın bacaklarını ve  diğer omzuma doladığım çanta ile bacaklarımdaki tüm kuvvetle koşmaya başlamıştım, hala bir şey duyamadığım ve kokusunu alamadığım için iyice işkillenmiştim! Ayrıca etrafımdaki karanlık tabakada git gide artmış sanki nefes bile alamamam için çabalıyordu ve şimdiden nefes nefese kalmıştım...

ANKA KIZ (ASKIDA)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora