2. Bölüm (DÜZENLENDİ)

9K 648 288
                                    

Düzenlenmiş bölüm tarihi; 17.02.2019 

"Bana bak lanet olasıca! Gel buraya yoksa seni kulaklarından tavana asarım!" sesim tüm köyü inletirken beni şuana kadar bir kez bile takmayan tavşan, beni tekrar takmayıp ilerideki çimlere doğru zıplamaya devam etti. Lanet tavşan bir kere sözümü dinlese şaşardım zaten bunun yerine köy halkımız bu durumdan memnun işlerini bırakmış ve beni izlemeye çoktan başlamışlardı!

Sinirden yumruk yaptığım ellerimi gevşetip Alice'in dediği gibi derin nefesler almaya başladım. Ne yazık ki sakinleşmek için çok geç kalmıştım bu lanet tavşan bu sıcak havada beni neredeyse 2 saattir köyün etrafında koşturuyordu ve bu da yetmezmiş gibi tavşanı yakalayacağım diye 8 kere yere kapaklandım. Dişlerim birbirine sert bir şekilde kenetlenirken yanımda bir hareketlenme oldu. " Tavşanlar ani seslerden korkar ve kaçarlar prenses, bende arkamda beni kovalayan kızgın bir boğa olsa kaçardım." yanımda ki ses erkeksi bir kıkırtı çıkartırken göz devirip başımı sağa doğru bulunduğu yere çevirdim. "Bahsettiğin kızgın boğa birazdan avını değiştirecek Mack!" 

Mack, kahve gözlerini sonuna kadar açıp ellerini havaya kaldırdı. "Hah şöyle, işi bana bırak ben ne yapacağımı biliyorum." dedim sesimde ki emin ton beni bile şaşırtırken daha fazla oyalanmadan asıl avıma döndüm ki avım artık çoktan benim avım olmaktan çıkmıştı. "Ah Ciara şu yavru tavşanlar senden ne çekti be! Bende olmasam nasıl yakalayacaksın şu tavşanları?" Bill muzip bir şekilde sırıtıp avucu kadar olan siyah beyaz tavşanı tutmuş bana göstere göstere gülüyordu. Mack de bir süre sonra dayanamayıp Bill'in yanına geçerek gülmeye başlarken ellerimi cebime sokup göz devirerek onlara sırtımı döndüm.

Mack ve Bill köyümüzün mükemmel ikilisiydi. Aslında daha çok Mack mükemmeldi genelde köyde ki ağır işleri o yapardı herkese yardım etmek ve özellikle de bana 'Prenses' diye hitap edip etrafta dolanmak hobileri arasındadır. Bill ise Mack'in kuzeni ve Mack'in aksine köydekilere yardım etmek yerine daha çok işleri bozmak gibi genel bir görevi vardır. 

"Hey Prenses ne oldu yoksa bize bozuldun mu?" Mack anında yanımda bitip çenesini omzuma yasladı. "Ah yapma kuzen bu her zaman ki Ciara! Hey bana bak öyle bakmayı kes ben olmasam nasıl yakalayacaktın bu tavşanı? Telepati yaparak mı?" Bill, elinde ağzında bir miktar ot olan tavşanı gözüme sokarak konuşmaya devam ederken az önce ki sinirim bir anlık da olsa geri gelmişti. Bill hiç bir şeyin farkında olmadan elinde ki tavşanı kupa gibi kaldırıp büyük bir iş başardığını köy halkına söylerken yumruk yaptığım elimi hızla Bill'e geçirdim. O daha ne olduğunu bile farkında varamadan ben elinde ki tavşanı almış, olması gerektiği gibi kafesine koymuştum.

"Ah bende ne zaman yumruk atarsın diye merak etmiştim!" Bill yattığı yerden çenesini tutarak bağırırken daha fazla dayanamayıp Mack ile kahkaha atmaya başladık. Bu da Bill ile birlikte yaptığımız aktivitelerden biriydi, kendisi çok kaşındığını onu yumruklardım ve o da hiç bir zaman ders almazdı. Bende onu yumruklamaya devam ederdim. Mutlu son.

"Hey hey tamam Prenses bu kadar yeter buraya sana bir şey söylemek için gelmiştim." Mack benim gibi karnını tutarak zar zor konuşurken ciddileşmeye çalışıp ne söyleyeceğini bekledim. "Kızlar yıkanmak için hamama gideceklerdi ve seni de çağırdılar daha fazla geç olmadan yanlarına git istersen?" dedi ve hala yerde yatan kuzenini kaldırmak için kollarını sıvadı.

"Tamam o zaman daha sonra görüşürüz ben kızların yanına gidiyorum." Mack kısaca başıyla beni onaylarken Bill hala ayaklarını yere vurup tuhaf sesler çıkartarak küfrediyordu. Bu hallerine sırıtıp çok fazla oyalanmadan, çadırıma ses çıkarmadan girdim. Marry anne dün akşam dizlerinden ötürü çok yorulduğu için Alice ona merkezde ki bir yerden bitki çayı alıp gelmişti. Çayın gün de üç defa içilmesi gerekiyormuş ve çayın yan etkilerinden biri de uykuymuş. Anlayacağınız Marry anne şuan odasında uyuyordu.

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now