39. Bölüm (DÜZENLENDİ)

3K 264 332
                                    

Düzeltilme tarihi; 19.01.2021
Medya: Karl Giles (Beni hayalimde ki :D)

İnstagram adresi: p.phoenix_girl

⚔⚔⚔

Karl GİLES

Ellerim, kollarım, bacaklarım, tüm bedenim ve hücrelerim bile acı çekiyordu. Canım şu son üç günde o kadar yanıp yeni deneyimler yaşadı ki bazen düşünüyorum da ben gerçekten hiç bir zaman tam anlamıyla acı çekmemişim. Ben hiçbir zaman güçlü olmamışım. Ciara'nın yanında kendimi hep fazla üstün görmüştüm ama hayır ben onun yanına bile yaklaşamazdım...

Zaten onun yanına kim yaklaşabilirdi ki?

O herkesin korktuğu Anka Ölümün tam kendisi değil miydi?..

Öyleydi. O herkesin korktuğu ama benim içten içe her zaman aşık olduğum efsaneydi. Ben geleneklerine bağlı olan, soylu ve büyücülerle oldukça iç içe olan bir Kurt ailesinden geliyordum bana her zaman, her konuda güçlü durmam öğretildi. Pes etmemem gerektiğini, kimsenin arkasına saklanmayıp öne çıkmam gerektiği öğretildi. Buna rağmen ben küçüklüğümden beri dedemin bana kitaplarda okuduğu Anka Ölümü  sevmiş onun izinden gitmek istemişimdir. Büyüdükçe unuturum ve vazgeçiririm diye düşünmüştüm aslında ama öyle olmamıştı.

Kurtlar Okuluna herkesten daha genç başlamış, özel olarak eğitim görmüştüm. Fazla sosyal bir kişiliğim de olmadığından arkadaş edinmektense kitaplar Anka Ölümün efsanelerini okumayı kendime görev edinmiş, onunla sanki arkadaşmışım gibi hayallere daldığım çok olmuştu. Daha sonra Clark ve onun tayfasıyla bir anda takılmaya başlamıştım ki bunun cidden nasıl olduğu hakkın pek bir fikrim yoktu. Clark okulumuza çok aniden damdan düşer gibi gelmesini yanı sıra gelir gelmez de arkadaş edinip herkesi kendine bağlamıştı. Anlayacağınız benim tam tersim bir insandı.

Onunla takılıp arkadaşlarıyla yakınlaştıkça, gitgide Anka Ölümden uzaklaşmıştım. Her zaman kafamın bir köşesinde olsa da dersler, eğitimler ve diğer şeyler derken onunla olan saçma hayali arkadaşlığımızda yine içimde son bulmuştu. Bunlardan öte o gün yani Winta Okulundan gelen Ciara ve diğer arkadaşıyla sanki yine gözüm açılmıştı. Belki de Ciara'nın enerjisinden ya da gücündendir bilmiyorum ama onun Clark ile dövüşünü izlediğimde ciddi anlamda mest olmuştum. Ve evet daha sonra onu sık sık uzaktan izlediğimi itiraf etmem gerek, bizim okulda kaldıkları bir hafta boyunca onu ve hareketlerini incelemiştim.

Tabiki de onun güçlü olduğunu kabul etmiştim ancak onunla yakın olabilmek için pekte fazla şansım yoktu. Ancak dövüşürken ona yakın olabiliyordum ve bu bazen kendimi sapık gibi hissettirse de Ciara hiçbir zaman beni başından savmamış, karşılık vermişti. Onun hiçbir zaman rakibini küçümsediğini görmemiştim, şu ana dek...

O adamın ve diğer asker kılıklı adamların da kim olduğuna emin değilim fakat bana ilaç verenler onlardı ve Ciara'ya sanırım vermişlerdi. Gerçi onu etkilediğini söyleyemeyeceğim tek etkilenen ben olmuştum... Yerde gözlerimi zar zor açarak olan biteni sadece izleyebilmiştim ama sadece izlemekte yetmişti. Ciara'nın o dönüşümü, gülüşü ve adamın tek hareketiyle kafasını koparması... her şey çok ama çok hızlı olmuştu. Onun önünde diz çöküp af dilemeleri ve Ciara'nın  onlara bakışı asla gözümün önünden gitmiyordu. Hepsi bir kenara onlar yere kapanmışlarken bile benim yanıma gelip mavi alevlerini bedenimi usulca sarması kesinlikle hissiz bedenimde hissettiğim tek şeydi.

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now