26. Bölüm (DÜZENLENDİ)

5.2K 521 390
                                    

Düzeltilme tarihi; 06.09.2020
Instagram adresi; p.phoenix_girl

⚔⚔⚔

İnsanların neden benden korktuğunu bir kez daha anladım. Gücüm çok büyüktü ve tehlikeli, bunu onca yıl nasıl kontrol ettiğimi artık sorgulamaya başlıyorum. Belki de artık gücümün sonuna kadar kullanmamı sağlayan çok sevdiğim arkadaşlarım olduğu içindi? Pek emin değildim açıkçası ve büyük ihtimalle şu an bu koridorda olmak saçma şeyler düşünmemi sağlıyordu.

Benimle birlikte diğerleri de revirin koridorunun duvarına yaslanmış Jesica'yı tedavi eden doktorun dışarı çıkmasını bekliyorduk. O Alişya adında ki minyon kızla olan dövüşünden sonra Jesica'nın kırılan kemikleri hemen iyileşmemişti bunun nedeni ya çok aç olmasından ya da çok sayıda hasar aldığından iyileşmesi fazla uzun sürmesiydi. Büyük ihtimalle çok fazla yara aldığı için iyileşemedi ve bu durum gerçekten şok ediciydi.

Erica'ya antrenman alanında bizzat sormuştum onları ve bana ergen bir grup olduğunu açık açık söylemişti ama Jesica'yı neredeyse yerden yere vuran o minyon kız bana göre hiçte ergen bir kurt gibi değildi. Alişya denilen kurt kız bana bile meydan okuyabilmişti ki bu genel bir durumdu niyeyse gelen geçen bana meydan okurdu ancak kızın duruşu ve hissettiğim o yoğun güç gerçekten çok baskındı. Benim gibi değildi daha çok Alişya, Chris ve kardeşi Clark'ın birleşimi gibi bir şeydi.

"Ciara! Millet Jesica nasıl iyi mi?" dedi merdivenlerden ikişer ikişer inen Chris ve hemen arkasından da onu takip eden arkadaşları telaşla geliyordu. Yanlarında kızıl saçlı fazladan bir kafada görmek artık alıştığım bir durum olduğu için sadece bakmakla yetindim. "Doktor hala içeride durumu nasıl bilmiyoruz." Benden önce somurtarak cevaplayan Stephanie omuz silkerek başını duvara bastırdı. Yanıma gelen Chris kaşlarını yukarı kaldırarak bana şaşkın şaşkın bakıp bir şeyler dememi bekledi ama ne bekliyordu ki? Yapabileceğim bir şey yoktu bu Jesica'nın güçsüzlüğünden ve rakibini çok küçümsemesinden olan bir tahlilsizlikti.

Ben ne kadar güçlü olsam da asla rakibimi küçümsemezdim ayrıca anlaşılan arkadaşlarım bizim gibi Kurt Okulundan gelenleri iyi analiz edememişlerdi ki bu da bizim haneye fazladan bir eksi ekliyordu. "Siz nereden geliyorsunuz? Derste miydiniz?" dedi hemen karşımda yerde oturan Bill, kızarmış gözlerini görmeyelim diye başını öne eğmişti fakat bunu herkes eminim ki görebiliyordu. Durumu çaktırmamak için olsa gerek Oll seslice boğazını temizleyip "Tarih dersindeydik dövüşü duyar duymaz buraya geldik." dedi alttan alan sakin bir tavırla anlaşılan eski haline en sonunda dönebilmişti.

"Bay Nick döndü mü?" dedim istemeden meraklı bir tavırla ve evet biliyorum bu durumda sormamam gerekiyordu belki ama Nick'in babasıyla biraz daha zaman geçirmesini isterdim. Bu sefer Oll kaşlarını yukarı kaldırıp ağzını bir süre açıp kapadı sonra gözlerini kırpıştırarak "Hayır Bay Nick bugün izinli onun yerine başka bir öğretmen geldi." dedi ve hala anlamsız gözlerle bana bakmayı sürdürdü. Bu durumda sormamı anlamamışlardı çünkü onlara daha Nick ve babası olan en yakın arkadaşım Abros'u anlatmamıştım. Anlatacak pekte zamanım olmamıştı ama her neyse şu an durumlar zaten karışıktı ve anlatılacak çokta önemli bir şey değildi(!)

Alt tarafı yüz yıl önce ölen arkadaşımı geri diriltmiştim! Ne var ki bunda?

Bana göre hiç geçmeyen saniyelerin ve dakikaların ardından revirin çift kapılı geniş kapıları gıcırtı eşliğinde açıldı. Herkesin gözleri benimde dahil olmak üzere kapıdan çıkan genç beyaz önlüklü ve genç olmasına rağmen saçlarına aklar düşen erkek büyücüye döndü. "Merhaba çocuklar siz Jesica'nın arkadaşlarısınız sanırım?" dedi görüşünün aksine fazlasıyla ince olan sesi tek kaşımı kaldırmamı sağlarken bu adamda ki her şeyin fazla ters olduğunu fark ettim.

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now