34. BÖLÜM PART 1 (DÜZENLENDİ)

3.4K 305 327
                                    

Düzeltilme tarihi; 06.12.2020
İnstagram Hesabı; p.phoenix_girl
Medya: Stephanie Johnson

⚔⚔⚔

Stephanie JOHNSON

İnsanlar en çok neyden korkardı? Karanlıktan mı? Neden karanlıktan korktuklarını bilir misiniz? Ben biliyorum.

İnsanlar karanlıktan korkarlar; çünkü göremezler, göremedikleri şeyler hayal gücümüzde canlanır ve bizi aslında hiç olmayan bir şeyden korkmamızı sağlar. Peki bunu şu an neden anlatıyorum? Karanlıkta hiçbir şey görmediğim ve korktuğum için mi, hayır. Şu an çok aydınlık bir yerdeydim. O kadar aydınlık ki henüz açamadığım göz kapaklarımı delip geçen aydınlık ışık sanki göz kapaklarımı açarsam, gözlerimi yakıp beni kör edecekmiş gibiydi. Korkuyordum. Hem de aydınlıktan.

Etrafımda ki yoğun güç dalgaları buram buram bedenime işlerken ilerlediğimi hissediyordum ama nasıl olduğu hakkında tek bir fikrim bile yoktu. En son ne boklar karıştırdığımdan da emin değildim açıkçası, aklım adeta toz bulutları tarafından çepeçevre sarılmış beni bilinmezliğin dipsiz kuyusuna doğru sürüklüyordu.

Korkuyorum,

Hem de aydınlığın o gözümü alan bilinmezliğinden...

Ciara LION

Uzun ve gereksiz olan sessizlik Sarayda çalışan yardımcıların çoktandır boş olan tabak çatal bıçak sesleri eşliğinde iki dakikadır amansızca sürüyordu. İçimi oldukça bayan bu sessizlikte on saniyede bir Kral ile göz teması kurup, kurmaya çalışarak, geçiyordu. Bakışlarımdan dışarı da konuşmamız gerektiğini söylediğimi eminim o da dahil sürekli olarak beni izleyen Chris bile anlamıştı fakat Kral Dike gözlerini benden itinayla kaçırmaya devam ediyordu.

Olacaklardan bu saatten sonra artık ben sorumlu değildim. Eğer benimle dışarda ikimizin düzgünce konuşmasını tercih etmiyorsa ben de dostlarımdan bir şey saklamaktan zaten hoşlanmadığım için sanırım aklımda ki şeyleri duymalarında bir sıkıntı yoktu. Yüzümde tamamen sahtelik kokan bir gülümsemeyle ellerimi masaya koyup ağırlığımı vererek ayağa olabildiğince gürültülü bir şekilde kalktım ve muhteşem tuhaflıkta ki Kral Dike'a alayla sırıtarak dudaklarımı hafifçe araladım "Aslında size söylemek istediğim çok önemli bir şey var millet-"

"EVET! Aynen katılıyorum sana Ciara! Tatlı yemeliyiz hatta şimdi ama burada değil!" Masanın etrafında şaşkınlıktan aralanmış ağızlarla bizi izleyen ekip deli danalar gibi yerinde çişi gelmiş çocuk gibi sallanan Kral'a ve benim ağzımdan çıkan kelimelere odaklanmışlardı. Belli ki Kralımızın aklımı başına sonunda gelmişti?

"Aynen öyle Kral Dike şöyle içimizi ferahlatacak soğuk bir tatlı yemek istiyordum bende!" dedim fazla abartmadan ona uyarak ve geri oturma gereği görmeden gürültüyle ittirdiğim lüks sandalyeyi geçebilmek için usulca kaydırdım. Kral Dike da derin bir nefesle beraber sallanmayı kesmiş ve eski daha Kralımsı görüntüsüne bürünerek sağ eliyle yemek salonun tek kapısını gülümseyerek işaret etti. "O zaman tatlılarımızı yemek için askerlerim sizi manzaralı bir salona kadar eşlik etsin."

Anında asker kelimesiyle etrafını kuşatan parlak üniformalı ve boyunları tutulmuş gibi dimdik duran bir takım büyücü askerler hazır ol da bekleyerek durdular. Kral yanına gelen adamlara bir salise bile bakmadan gözlerini bana kenetli şekilde hoşnutsuz bir tavırla, "Onları lütfen üst katımızda ki manzaralı salona kadar eşlik edin bende mutfağa bilgi verip hemen arkanızdan geleceğim." dedi ardından tek kaşını kaldırdı ve harekete geçmek için adımlamak üzereyken yanında ki büyücü askerlerden en önde duran esmer çocuk şu ana kadar yapabileceği en büyük hatayı yaptı. "Efendim sizin için bende mutfağa bilgi verebilirim isterseniz?"

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now