12. Bölüm (DÜZENLENDİ)

8.8K 655 386
                                    

Düzeltme tarihi; 01.04.2020 (Nisan'a girer girmez hemen bir bölüm atıyorum!)

Medya da Chris Laner var.

Bazen kaderimizi değiştirmek isteriz, hem de öyle bir isteriz ki asıl benliğimizi kaybedip bambaşka biri gibi oluruz... Bazense kadere izin vermemiz gerekir bizi gerçek benliğimize gerçek duygularımıza döndürmesi için.

Çok uzun zamandır bu dünyada yaşıyorum ve bir çok savaş, bir çok kral görmüştüm. Hepside beni öldürmek ve gücümü almak için uğraştılar, sonuç: Hiçbir şey!

Bir keresinde Kasta bana imrendiğini söylemişti. Benim bu kadar büyük bir gücü taşıyacak bir iradem ve bedenim vardı, bu güç bana bilmediğim bir nedenden dolayı verilmişti. Ben bu gücü hiçbir zaman istememiştim, birçok kere pes etmiştim, birçok kere kendimi öldürmek istemiştim ama ne var ki taşıdığım bu büyük güç öyle normal silahlarla bile ölmüyordu. Gerçi hiçbir şekilde ölemezdim sadece zamanda atlayıp başka bir zamanda tekrar doğardım. Kendi isteğimle bile ölemiyorum!

Ama yine de bunların hepsinden de öte yaşamım boyunca birçok şey görmüştüm, bir sürü arkadaşlarım olmuştu. Ve şuan da sarıldığım adam da can dostlarımın çocuğuydu. Belki kader onu korumam için bu zamanı uygun görmüştü, belki ikimizinde ayrı ayrı yaşaması gereken zamanlar vardı? Kim bilebilir ki... yine de bir şekilde onu bulmuştum ya da o mu beni buldu desek?

"Ciara şimdi sen gerçekten Anka Ölüm müsün? O zaman sen krallığa gönderilen gizli bir ajan değilsin!" Nick ile uzun bir sarılmanın ardından en sonunda güneşin doğuşuyla ayrılmış ve bulunduğumuz ağaçlık alanda yere oturmuş ona asıl gerçekleri açıklamaya çalışıyordum.

"Evet Nick ben Anka Ölümün ta kendisiyim fakat şu gizli ajan olayını artık bir anlatsan mı acaba?" dedim imayla o ise sanki dediğim şeyi duymamış gibi benim olduğum yerden tamamen farklı yerlere bakmaya başlayınca göz devirdim. Çocuk gibiydi aynı babası gibi işine gelmeyince hemen sıvışmaya çalışıyordu!

"Nick? Artık anlatsan mı, ayrıca güneş doğdu yatakhaneye de gitmem gerekiyor üstüm başımda toz toprak oldu!" derken kısa olan elbisemin eteklerini silkeleyip yüzümü buruşturdum. Kesinlikle odaya gider gitmez yıkanmam gerek!

Nick kaşlarını çatıp önce yüzüme sonra üstüme baktıktan sonra tekrar yüzüme kaşlarını çatarak baktı. "Nick mi? Bay Nick'e ne oldu Ciara?" dedi ve yine konuyu değiştirmeye çalışırken göz devirip kaslı omzuna sertçe yumruk attım. Canı acımış gibi omzunu ovalarken dudaklarını sarkıttı. Bu haliyle tam bir çocuk olmuştu!

"Nick diyeceğim tabi senden kaç yaş büyüğüm ben biliyor musun? Ayrıca lafı değiştirmede anlat!" dedim ve Chris'in verdiği ceketi biraz daha üstüme çekerken Nick'e doğru yaklaştım. Nick de bana uyup kulağıma eğildi. Diyeceği şey büyük ihtimal bilinmemesi gereken şeylerdi fakat ben o düşündükleri gizli ajan olmadığımı artık biliyordu yani söylememesi için hiçbir neden yoktu değil mi?

Nick biraz daha kulağıma yaklaşıp fısıldayarak konuştu. "İlk geldiğiniz gün orduya bir çağrı yapıldı, Winta Krallığı sınırlarına diğer ülkeden güçlü bir kadın gizlice girmiş amacı krallık ordusuna girmek olduğunu biliyoruz. Kadının görüntüsünü veya gücünü bilmiyorduk sadece çok güçlü olduğunu biliyorduk! O gün sen okula geldiğinde Chris senin dövüşünü ve şu renkli enerji sarmallarını görmüş sanırım. Bunu direk krallığa bildirdiğinden José ve bende dahil Chris'in diğer iki arkadaşı da senden şüphelenmeye başladık." ben şaşkınlıkla geri çekilirken Nick'in yüzüne dikkatle baktım ve onun gibi fısıldayarak, "Eğer aradığınız gizli ajan ben değilsem şuan krallıkta bir gizli ajan var Nick!" dedim ve asıl gerçeği gözler önüne koyarken, Nick bunu düşünmemiş olacak ki kaşlarını çatıp geri çekildi ve alnına bir tane yapıştırdı. Sinirle bir şeyler mırıldanırken aniden ayağa kalktı ve hiç beklemeden beni de kollarımdan tutup kaldırdı.

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now