17. Bölüm (DÜZENLENDİ)

8.4K 674 797
                                    

Düzeltilme tarihi; 02.05.2020
İnstagram adresimiz:p.phoenix_girl (ismi değiştirildi.)

⚔⚔⚔

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

⚔⚔⚔

Pembe yalan, beyaz yalan ve yalan...

Bu üçünü birbirinden ayıran gerçekten bir şeyler var mıydı, yoksa biz sadece kendimizi avutmak için mi oluşturmuştuk bunları? Böyle yaparak kendimizi mi kandırıyorduk aslında?

Bana göre yalan yalandır. Başına sıfat olarak eklenen renk adları yalanın, yalan olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bunca zaman bir çok Krallık görüp geçirdim, bir çoğunun yalanlardan dolayı yıkıldığını biliyor musunuz? Yalanlar hafife alınmamalıdır, şimdi size yalan söylemeyin diye nasihat vermeyeceğim tabiki de. Çünkü birazdan başım her sıkıştığında yaptığım gibi tek ayak üstünde kırk yalan sıralayacaktım. Ben artık yalanla bir bütün olmuş yalanlarımın arasında boğuluyordum...

Hani derler ya yalanlar elbet suyun üstüne çıkar, bende sanırım bu olay işlemiyordu? Bazen tamamen yalanla kurulu bir hayatımın olduğunu düşünüyorum. Bir saniye... zaten hayatım yalanlar üstüne kurulu.

"Kolun iyi mi?"

Yine tamamen saçma bir olay hakkında saçma bir soru ve yine aynı kişi. Chris. Başımı yerden ağır ağır kaldırarak boş gözlerimi Chris'in kırmızıyla karışmış siyah renk gözlerine diktim. Benek benek kırmızılıklar siyahın içinde dans ederken olduğum yere çakılmamak için kendimi kastım. Clark'ın koluma vurduğunu gördüğü için mi böyle bir soru soruyordu acaba? Fark etmiş miydi canımın acıdığını? Gerçi Clark koluma vurduğu için acımamıştı kolum, başka bir nedenden ötürüydü ama ne olduğunu anlayacak kadar boş bir zamanım olmamıştı. Şimdiyse Chris'in kolumu hatırlatmasıyla, tekrar yanmaya başlamıştı. Ciddi anlamda cayır cayır yandığını düşünmemi sağlayacak kadar canım acırken alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.

"Bir şey söylemeyeceksin sanırım?" Chris tek kaşını kaldırarak yüzüme bakmaya devam etti. Bense dudaklarımı parçalamaya...

"Senden vazgeçiyorum Ciara..." dedi Chris ve huzursuzca yerimde kıpırdandım. Ne demek istediğini anlayabilecek bir durumda değildim, kolum fazlasıyla canımı yakıyordu ve dudaklarımı biraz daha dişlersem eğer kanayacaklardı. "Bugün kesin emin oldum sen düşündüğüm kişi değilsin." Chris aramızda ki mesafeyi adımlarıyla azaltırken kızarttığım alt dudağımı şaşkınlıkla serbest bıraktım. Şu an oyun mu oynuyordu? Beni mi deniyordu? Hayır. Bakışlarından anlayabiliyorum, o keskin bakışlarında ne alay ne de başka bir şey vardı.

"Ancak sen düşündüğümden daha fazlasısın değil mi Ciara?" Bir adım daha... artık adım atacak yeri yoktu, neredeyse dip dibeydik. Başımı biraz daha dikleştirdim, daha önce de bu kadar yakınıma gelmişti ama şu an hepsinden daha farklı hissettiriyordu. Ya da cidden havale geçiriyordum ve şu anı kendi kafamda kuruyordum. "Bana anlatmayacağını biliyorum o yüzden geri çekiliyorum, ilk kez yenilgiyi kabul ediyorum." Kırmızıyla siyahın dansı bir başka boyuta geçmişti. Cayır cayır yanan kolumu bile unutturacak bir boyutta idim şu an, belki geri çekilmem gerekiyordur. Ama umurumda değildi. Chris, benim aksime buz gibi olan elini yanağıma yaslarken sıcak nefesini yüzümde hissedebiliyordum.

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now