62| HER ZAMAN SEVECEĞİM

32.8K 1.3K 203
                                    

Üç Ay Sonra

Hava yavaşça kendini akşam renklerine bırakıyordu. Yağmurun habercisi bir sıcaklıktır gidiyordu. Sokaklarda sokak lambaları yanmaya başlamıştı. Şehir, karanlığa gömülüyordu. İnsanlar işlerinden çıkmış, peşi sıra arabalarına binmiş ve maalesef trafiği felç etmişlerdi.

İstanbul'un ruhunun durgunluğunu hissediyordum. Sanki hayatımda buna bağlı olarak sakinlemişti. Durulmuştu ve artık yaşadığım onca olaya uzaktı.

Gürkan, kolunu omzuma attı ve beni daha çok kendine çekti. Tüm arkadaşlarımızın ve ailelerimizin olduğu koca bir yemekteydik. Babamın bana yardım edeceğini düşünerek oldukça haklı çıktığı arkadaşları da bizlere eşlik ediyordu. Başkalaşmış hayatlarımızın birleştiği noktadaydık sanırım. Elimde alkolsüz bir kokteyl, yanımda Gürkan, çevremde arkadaşlarım ve ailemle oldukça özlediğim şu anı yaşıyordum.

Karşımdaki masada eroin bağımlılarını aratmayan bir Murat oturuyordu. Toparlayamamış gibi duruyordu. Yan tarafta Bora ve Alp koyu bir muhabbete dalmıştı. Sevgililerinden uzak olmaktan yakınıyor olmalıydılar. Ablam, biricik müstakbel nişanlısına sarılmıştı, hayat şu an güzeldi. Böyle hep güzel olmasını diliyordum. Babamın haklı çıkacağı mahkemenin sonlanmasını dört gözle bekliyordum. Yasal olarak adını temizledikten sonra her şeyin bir sonu gelecekti. Hayatımda kötü olan ne varsa çıkmasının vakti gelmişti.

YGS sınavını başarıyla atlatmıştım, en azından ben öyle düşünüyordum. Şimdi de LYS için günleri sayıyor ve yeni hayatım için güzel bir alan ayırmaya çalışıyordum. Dediğim gibi, hayatımda kötü olan her şeyin bir sonu gelmişti. Yeniden başlıyorduk ve yeniden başlarken bu yıl yaşamış olduğum her şeyi geride bırakıyordum.

Gökçe'yi, babamı geride bırakamayacak olsam da, her an benimle gelecek olsalar da, artık onlar için üzülmüyordum. Onlar için huzur diliyordum. Çünkü biliyordum ki, ben mutlu olduğum zaman onlarda mutlu olacaklardı.

Herkes bir şeyler kaybetmişti. Herkes bu hayatta bir şeyler bırakmıştı. Elbette yanımıza kâr kalan hiçbir şey olmamış değildi. Ailem, arkadaşlarım, sevdiklerim ve sevdiğim vardı. Beni yalnız bırakmamış ve bırakmayacak olan insanlar vardı.

Böyle düşününce gözlerimin dolduğunu hissettim. İlkbaharın üzerimde bıraktığı farklı bir duygu vardı. Sonunda sınavlarımı bitirmiş ve yeniden İstanbul'a dönmüştüm. Babamın adının temizlenmesine yalnızca iki gün kalmıştı ve sonra Utku denen o pislik ve babamı pis işlere bulaştıran o şerefsiz cezalarını çekeceklerdi. Daha ne isteyebilirdim ki?

"Üşüdün mü?" diye fısıldadı kulağıma doğru Gürkan. Başımı olumsuz anlamda salladıktan sonra minicik gamzesinin üzerine bir öpücük kondurdum. O gamzesi gizli bir gamzeydi. Her zaman gözükmezdi, derinden güldüğü anlarda görürdüm.

"O zaman benimle dans edebilirsin." Dedikten sonra elindeki alkollü içkisini masanın üzerine bıraktı ve elimden tutup beni herkesin ortasına sürükledi. Günün kişisi bendim ne de olsa.

Onun profesyonel adımlarına ayak uydurmaya çalışırken sahici, içimden, derinlerimden gelen kahkahalarım can buldu dudaklarımda. Aylar sonra ilk defa böylesine içten gülüyordum. Hayata gülüyordum. benden onca şeyi almasına rağmen, gülüyordum. Gülecektim, beni yıldıramayacaktı.

"İşte benim kızım be."

***

Elime aldığım lise diplomama dikkatlice baktım. Mezun olmuştum! Sonunda, mezun olmuştum.

Mutluluktan gözlerim doluyordu. Annem ve manevi babam tam karşımda bana el sallıyorlardı. Eski okulumda katıldığım ikinci mezuniyet töreni biraz garip olsa da, umurumda değildi. Buradakiler dört senemi paylaştığım insanlardı. Burası benim çocukluktan, gençliğe geçtiğim duvarları, yolları, anıları barındırıyordu. Bu spor salonu Gökçe'yle attığımız kahkahaların, Batın'la girdiğimiz basketbol iddialarının, Kubilay ile yaptığımız yarışların anılarıyla doluydu.

Romantik Komedi [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now