34 | GÜRKAN YAŞAR!

64.8K 2K 313
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM ♥

ÖPTÜM XOXO

▬▬▬

Sanki yüreğimin orta yerine bir bomba gönderilmişti. Tam kalbimin ortasında, bir kargaşa oluşmuştu. Tüm duygular, bu bombanın yapacağı zarardan kaçarlarken, aslında bunun ne denli anlamsız olduğundan habersizlerdi. O bomba patladığında, ben yok olacaktım zaten. Bana dair duygularda yok olacaktı.

Bomba, her halükarda beni tehdit ediyordu. Canımı yakıyordu. Çünkü içime salınan bu bomba, sırtıma yediğim yeni bıçağın sahibine aitti. Ben, tüm gururumu ne için almıştım ayaklar altına? Bunun için mi? Bu kadar değmeyecek biri için mi? Arkamdan iş çevirebilecek biri için mi? Benden şu an karşımda utanmadan sevebildiği şu adamı saklayan biri için mi taviz vermiştim kendimden?

Tamam, o her zaman bir erkekten diğerine giden bir kızdı. Gökçe'nin bu özelliğine lafım yoktu. Peki ya, ya bu yaptığı! Madem Murat ile beraber olmak istiyordu, benim yaptığım onca şeyi nasıl paramparça edip bir kenara fırlatabiliyordu?

Gözlerimin giderek dolduğunu hissediyordum. Kalkanlarım, duvarlarım, yıkılmaz gururum benden kaçıp bir kenara sığınmışlardı. Her saniye benim aleyhime işliyordu. Zaten, Gökçe'nin "Seni seviyorum." Diye fısıldadığını duymak, o bombanın içimde bir katliam yaratmasına neden olmuştu.

Bana dair ne var ise, az önce 'o' sözler ile düğmeye basılan bombayla yok olmuştu. Canımı yakan, kuzeninin intikam aracı olarak kullandığı kişiye, seni seviyorum demiş olmasıydı. Benim en yakın arkadaşım dediğim insan, az önce ona dair içimde ki tüm pişmanlıkları yok etmişti. Beni gerçeklerle yüzleştirip, yeni bir hayat dersi vermişti. Bu ders, en acı derslerden biriydi. Gökçe, her şeyim olan kardeş yarısı olarak gördüğüm kız, az önce bize dair her şeyi ben ile birlikte yok etmişti. Dünyam, hızla sarsıldı ve büyük kolonlar saniyeler sonra başıma yıkıldı.

Yer sanki ayağımın altından kayıyordu. Dünya benimle alay ediyor, elimdeki beni ben yapan her şeyi alıyordu. Nefesim, göğüs kafesime sıkışmıştı sanki nefes alamıyordum. Yaşamam için gerekli havayı bile içime çekemiyordum. Çünkü kardeşim dediğim insan, soluk yollarımı iki kelimesi ile tıkayıvermişti. Hayatımda ki ilk hayal kırıklığı değildi belki ama en büyüklerinden biri olmuştu bile.

Onca yaptığıma rağmen, Gökçe'yi korumak adına kendimi yakmama rağmen bana bunu yapması, bunu ifade edecek kelimeyi bile bulamıyordum. Sanki en sevdiğim oyuncağımı kırmıştı. Ne vardı şimdi elimde? İhanet eden bir kardeş yarısı, düşman ve düşmanın yandaşçısı mı? Bunlar mıydı bana kâr kalanlar? Bunlar mıydı bana düşenler?

17, sanırım bu sayıyı her zaman uğursuzluk olarak hatırlayacaktım. Zaten hayatımda 7'ler her zaman uğursuz rakamım olmuşlardı. 7, babamı tam anlamıyla kaybetmiştim. 17, kardeşim benim için ölmüştü! 17 yaşında bu denli yıkılmışlık, bu denli aldatılmışlık nedendi? Kalbimi kırmak için insanlar sıraya girmişlerdi sanki. Bedenim sağlamdı, evet. Ama ya ruhum? O sağlam değildi! Defalarca kez aldatılmıştı, onlarca kez yanıltılmıştı. Ve defalarca kez kaybetmişti öyle değil mi?

***

Bu koy, sanırım hayatımda ne zaman yıkılsam, toparlanmak için geldiğim yerdi. Sahi, nasıl keşfetmiştim bu koyu?

"Canım yanıyor." Diye mırıldandım kendi kendime. Biliyordum, kimse duymayacaktı sesimi. Biliyordum, bugün de her zaman ki gibi yalnızdım. Bu acıyı unutmaya gelmiştim. Yalnızca bir kere üzülecektim. Babam öldüğü zamanda buraya gelmiştim. Gökçe öldüğünde de buraya geldim. Evet, Gökçe artık benim için ölmüştü. Onun için onca yaptığım şeyden sonra, gidip Murat'ı seçmesi bile bunun açık ve net bir şekilde gösterilmesiydi. İhaneti, resmen damarlarıma işlemişti. Gözlerimin önünden bir saniye bile gitmiyordu o sahne. Neden bana o sözleri ettiğini anlayabiliyordum artık.

Romantik Komedi [TAMAMLANDI]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora