31│YENİ BİRİ

69.2K 1.9K 393
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM ♥

ÖPTÜM XOXO

▬▬▬

BÖLÜM 31│YENİ BİRİ

"Söylemeliyiz." diye fısıldadı çocuk kızın üzerine doğru eğilirken. Kızın gözlerinde ki korku, bariz ortadaydı ve büsbütün kendini belli ediyordu. Ayaklarının bağını çözen, kalbinin pır pır atmasını sağlayan kişiyi uzun zaman beklemişti. Doğru olduğunu hissetse de, bir şeylerin yanlış ilerlediğini biliyordu. Evet, söylemeliydiler. Bu kadar sır, ihanet, nereye kadardı ki? O'nu paramparça edecek olsalar dahi, söylemeli ve bu yükten kurtulmalıydı.

"Zamana ihtiyacım var." diye fısıldadı. Nefesi gecenin soğuk havasına karıştı ve buhar halinde yükseldi. Çocuğun dudağı yukarı doğru kıvrıldı. Aklından neler geçtiğini anlamak zordu. Zaten onların aile özelliğiydi düşündüklerini belli etmemeleri.

"İstediğin zaman olsun güzelim, seninle sonsuza kadar beklemeye hazırım."

***

Ve beklenen gün geldi. GENÇLİK KARNAVALI!

Her sene yapılan ve bizim ilk kez katılacak olduğumuz karnaval tadındaki eğlence. Bugünün Ocak'ın sıcak günlerinden biri olması ise bunu yapanın Kadir Gecesi doğduğuna olan inancımı körüklüyordu.

"Gökçe'yle barışacak mısınız?" diye soran Duru'ya çevirdim bakışlarımı. Ona baygın baygın baktıktan sonra "Barışacağız elbet fakat benim sindirmeye ve o sözlerini nereye koyacağımı bilmeye ihtiyacım var. Bunun içinde zaman!"

Bu konu hakkında beni sıkboğaz etmekten çekinmeyen sevgili arkadaşıma bakıp yalandan sırıttım. O ise benimkinin aksine oldukça gerçek ve kocaman bir sırıtma ile karşılık verdi. Gözlerimi devirip, sabır çekmekle yetindim ben de.

Stantların önünde oynayan ve kocaman bir alanda kurulan labirente girmekten çekinmeyenlerle doluydu etraf. O labirentin içine girmeyi bırakın, yanından bile geçemezdim ben. Nasıl bir cesaretti gerçekten? Hangi akla hizmet kurulmuştu o labirent.

Yüksek sesle çalan Türkçe ve yabancı müziklerin haddi hesabı yoktu. İnsanlar para saçmaktan çekinmiyorlardı. Koskoca alan ki abartmıyordum gerçekten kocaman bir alan vardı. Bir üniversite kampüsü kadar büyüktü burası. Her sene şehrin tüm okulları katılırlardı bu karnavala. Şehir dışından da ziyaretçi alırdı. Hakkında her şeyi biliyor olsam da, hatta kendi şehrimde düzenleniyor olsa da gelmek bu zamana nasipmiş demek ki. Annemin de sorun çıkartmayacağı tutmuştu tam zamanında. Batın'ın tatlı ifadesine hayır da diyememiş olabilirdi.

"Duru! Haydi, gidelim labirente!" Batın, Duru'nun elinden tuttuğu gibi labirente girmek için sıra bekleyenlerin olduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Arkalarından Kutay ve Zeynep'te gittiğinde Kubilay ile yalnız kaldık.

"Bizimde gitmemiz gerekmez mi?" diye soran Kubilay'a dehşetle kaplı gözlerim ile baktım ve "Tabi ki de hayır!" yanıtını vermekten çekinmedim.

Masalardan bir tanesine kurulup, bizim çılgınların çıkacağını anı beklemeye başladık. Kubilay'ın arada zorla elimden tutup beni dans etmeye zorlaması dışında bir şey yapmadık. Aşırı sıvı tüketiminden patlayacak duruma gelen idrar kesemi rahatlatmak adına tuvalete gideceğimi söyleyip Kubilay'ı arkamda bıraktım.

Sakin adımlarla tuvaletlerin olduğu yere ilerledim. Ardından tuvalete girip işimi hallettikten sonra çıktım. Kapının önünde beklemekte olan Bora'yı görmem beni şaşkına uğratsa da gülümseyip "Selam," demeyi ihmal etmedim.

Romantik Komedi [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now