25 | Pislik Gibi Çiğnerim!

80.7K 2.1K 347
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM ♥

ÖPTÜM XOXO

ÖPTÜM XOXO

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▬▬▬

BÖLÜM 25│SENİ AYAĞIMIN ALTINDA BİR PİSLİK GİBİ ÇİĞNERİM!

Şaşkınlık gözlerimde derya deniz olurken, istemsizce uzaklaştım onda. Zihnimde canlanan görüntüler canıma okurken, boğazıma takılı kalanları hissettim. Öyle bir yanlıştı ki yaptığım, kendime lanet ettim.

"Bunu yapacağımı mı düşünüyorsun gerçekten?" diye sordum. O an tüm pişmanlık çekilmişti üzerimden. Hissettiğim tüm suçluluk duygusu yerini öfkeye bırakmıştı. "Bana yaptıklarından sonra sana insanmış muamelesi yapıyor olmam bile bir iyilikken, benden böyle bir şeyi hangi hakla istersin sen?"

Sesimin tonu yükselmiş ve can acıtır bir kıvam kazanmıştı. Gözlerime kırgınlıkla bakan bir çift yeşil hareleri o an görmüyordum öfkeden. Beni daha ne kadar aşağılayabileceğini merak ediyordum gerçekten. Canımı nasıl har seferinde daha fazla yakabiliyordu, delice merak ediyordum. Bunu yapamamalıydı, yapmamalıydı ama yapıyordu. İnsafsız olan asıl oydu! Görmüyor muydu bana yaptıklarını da aynen devam edebiliyordu?

"Düşünmüyorum, biliyorum!" demesi ile zıvanadan çıkıp hiç düşünmeden ona bir tane tokat attı. Suratı aldığı darbeyle yana savrulurken içimden bir dirhem acıma geçmedi. Az önceki sözleri son raddeydi. Çantamı aldığım gibi hızla çıktım hastane odasından. Onu da arkamda bırakıp gitmekten asla pişman olmadım. Bir daha olsa yine aynısını yapardım.

***

"Ilgın," diye başlayan Gökçe'yi elimi kaldırarak susturdum. Söyleyeceği şeyleri ezbere sayabilirdim şu an. Çünkü sürekli başa dönen kayıt gibi aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. Yalnızca çalışıyordum, yalnızca çalışacaktım. Şu lanet şehirden en hızlı şekilde kurtulabilmek için elimden ne geliyorsa yapacaktım. Yoksa aklımı yitirecektim. İçimdeki keşmekeşte kaybolacaktım. Buna izin veremezdim. Ben yıllarca içimdeki baba hasretine bile bir set çekmişken, bunca şeye haydi haydi katlanırdım elbet. Canım yansındı, bir şeycik olmazdı. En fazla biraz daha katlanırdım acılara, sırtımdaki bıçaklara. Sonrası aydınlık hatta apaydınlıktı. Her gecenin sabahı olduğu gibi benimde karanlık günlerimin aydınlığı olacaktı. Biliyordum. Yaradan'ın gün geldiğinde bana da bir kapı açacağını biliyordum.

"Kendine gel artık Ilgın!" Ablamın sesini işitmemle bakışlarımı ona çevirdim. "Senin için ne kadar çabalıyor arkadaşın ve sen bunu görmüyorsun! Buna bir dur de ve yolunu bul artık. Şu kayıptan sıyrıl artık. Çünkü kendine zarar vermekten ve çevreni üzmekten başka bir işe yaramıyor bu."

"Abla!" diye girdim araya hiç düşünmeksizin. "Bak benim canım burnumda, kendimi düşünecek hal kalmadı ben de. Çevremdeki sevdiklerimle de ilgilenemiyorum. Kusura bakmayın artık, anlayış gösterin biraz. Anlayın, toparlanmakta güçlük çekiyorum. O adını anmaktan kaçındığım kişi bana öyle bir şey yaptı ki, enkazın altından toplayamıyorum kendimi. Bana nasıl bu kadar zarar verebildiğini anlamıyorum. Şimdiye kadar hiç kimsenin yapamadığını nasıl yaptığını anlayamıyorum. Kafayı sıyırıyorum artık, anlıyor musunuz?"

Romantik Komedi [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin