12.BÖLÜM: SEVİMLİ BİR TANIŞMA

501K 18.2K 2.4K
                                    

Kapı zilini çalarken Kıvanç'ın bu yaptığımı öğrendiğinde bana çok kızacağının farkındaydım. Habersiz bir şekilde evine gelmiştim, hem de Bora'yı görmek için...

Evde olmamasını diliyordum çünkü daha önce ona bu isteğimden bahsettiğimde beni geçiştirmişti. Belli ki Bora'yla tanışmamı istemiyordu. Öte yandan Kıvanç evde yoksa Bora'yla nasıl görüşebileceğimi de bilmiyordum. Ne de olsa gizli çocuktu o, herkesten sır gibi saklanıyordu.

Zili üçüncü kez çalacağım sırada kapı ardına kadar açıldı ve bir kadın beni karşıladı.

"Merhaba," dedim heyecanlanarak.

"Kimsiniz?"

Kimdim?

Duraksadım. Kendimi kim olarak tanıtacaktım? Kıvanç'ın neyi olarak...

Yutkundum.

"Kıvanç'ın arkadaşıyım. İçeri girebilir miyim?"

Adam bir süre şüpheyle bana baktıktan sonra adımı ve soyadımı sordu. Beni içeriye kolay kolay almayacaklarını biliyordum fakat adımı söyledikten sonra kapıyı yüzüme kapatıp bir süre sonra tekrar açıp davet edeceklerini de hiç düşünmemiştim.

İçeriye doğru birkaç adım attıktan sonra nereye gideceğimi bilemeyerek durdum. Adam yanımdan ayrılınca sarışın bir kadın geldi.

"Kimsiniz?" diye soğuk bir tonla konuştuğunda Kıvanç'ın arkadaşı olduğumu söyledim. "İsminiz?"

"Nehir." Aynı bakışların sürmeye devam ettiğini fark edince "Nehir Aksoy," diye devam ettim.

"Aksoy Holding'in-"

"Evet," diyerek sözünü kestim. Bunu bir nevi kabalık, dolayısıyla da saygısızlık olarak algılayabilirdi fakat bu umurumda değildi çünkü Selen olduğunu tahmin ettiğim bu kadına karşı zerre kadar saygım yoktu.

"Ah, Nehirciğim... Annen nasıl?" diyerek bir anda yumuşadığında karşımdaki kadının Selen Vuran olduğundan emin oldum.

"İyi," diye kısaca cevap verdim ve kadının soyadımı duyduktan sonraki değişme hızını hesaplamaya çalıştım.

"Kıvanç şu anda evde yok canım, akşama doğru gelecektir. Eğer istersen akşam yemeğinde bize katılabilirsin."

Bora'yı görüp gitmek istediğimi söyleyecektim ki Bora'nın varlığından haberdar olduğumu ona belli etmemem gerektiğini hatırladım. Eğer bunu bilirse Kıvanç'a gerçekten çok kızardı. Bu yüzden, el mecbur diyerek Selen'in akşam yemeği teklifini kabul ettim.

Akşam yemeğine kadar da tam bir saat boyunca Selen'le ailem hakkında sohbet edip ona sahte gülüşlerle eşlik ettim. Nihayet akşam yemeği vakti geldi, masa kuruldu ve Selen'le birlikte masaya geçtik.

Kıvanç henüz gelmemişti ve kendimi tehlikedeymişim gibi hissediyordum. Selen beni korkutuyordu. Sadece üvey oğluna değil, öz oğluna da âdeta işkence çektiren bir kadın, nasıl olur da bana bu kadar iyi davranıyordu, aklım almıyordu. Soyadım için bunu yaptığını biliyordum ama ikiyüzlülüğün de bir sınırı olmalıydı.

"Kıvanç Bey geldiler," diye duyurdu bir kadın ve masanın köşesinde oturan Selen, arkamda kalan kapıya dönerek gülümsedi.

"Hoş geldin Kıvançcığım!" dedi Selen.

Omzumun üstünden dönüp Kıvanç'a baktım. Beni görünce başta ne diyeceğini bilemedi, afallamış adımlarla bize doğru geldi.

Sıktığı dişlerinin arasından "Burada ne işin var?" diye sordu.

SOLUCAN 1 ve 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin