5.BÖLÜM: GECE SAÇLI ELİF

499K 20.2K 4K
                                    

"Ah be Nehir!" diyerek odama giriş yaptı Deniz.

Üç gündür hastalığım sebebiyle okula gitmiyordum ama bugün çok daha iyiydim. Arkadaşlarım ve Kıvanç ara ara beni ziyarete gelmişlerse de Deniz'in şimdi yanımda bulunma amacı farklıydı. Yaklaşık yarım saat önce beni aramış ve dertleşmeye ihtiyacı olduğunu söylemişti.

"Anlat bakalım," dedim gerçekten sorununun ne olduğunu merak ederken. "Neymiş, bizim hiçbir şeyi kafasına takmayan Deniz'imizin derdi?"

"Dert mi değil mi onu da bilmiyorum ki..." Geçip yatağımın ayak ucuna oturdu.

"Elif meselesi mi?"

Başını salladı. "Elif meselesi. Bu yaşıma dek bir kez olsun annem yanımda yok diye üzülmedim ben ama şimdi, keşke annem olsaydı da bana akıl verseydi, diye düşünüp üzülüyorum."

"Anneye ne gerek var?" diye sordum. "Ben sana akıl veririm."

Çünkü bazı dostlar, insanın kendi anne ve babasından bile daha aile gibi hissettirir. Deniz benim için öyleydi, ben de onun için öyle olmak istiyordum.

"Nehir, ben Elif'i istiyorum..." diye sızlandı. "Hem de çok istiyorum."

"Ne olarak?"

"Abla olarak istemediğim kesin!" Başını iki yana sallayıp elini saçlarının arasından geçirdi. "Biliyor musun, benden ona abla dememi istedi. Bücür, dedi bana. İnanabiliyor musun ya, bana resmen bücür dedi!"

"İnanabiliyorum, neden inanamayayım?"

"Nehir," dedi uyarıcı bir ses tonuyla. "Alay etmeni kaldıracak durumda mıyım sence? Ben, Deniz Soykan, ilk kez bir kıza kapıldığımı hissediyorum ve o kız da beni kardeşi olarak gördüğünü söylüyor. Kafayı yiyeceğim."

"Denizciğim," dedim sakinleşmesini umarak. "Her istediğini alamazsın bu hayattan."

"Babam gibi konuşma ya!" diye söylendikten sonra oturduğu yerden kalktı. "Hadi kalk, gidiyoruz."

"Nereye?"

"Elif'le konuşmaya."

"Ne konuşacağız pardon?"

"Beni tanımak bile istemiyor. Bu şansı hak ettiğimi düşünüyorum. Sen de arkadaşım olarak yanımda durup bunu ona söyleyebilirsin."

"Yahu kız in midir cin midir, bilmiyoruz. Adını ve yaşını biliyoruz sadece," diye hatırlattığımda bile başını sallamaya devam etti.

"Lütfen lütfen lütfen..."

Ne yaparsam yapayım iflah olmayacağını ve bu işin içine girdiğim takdirde çok eğleneceğimi bildiğimden, "Peki peki..." diyerek pes ettim, oturduğum yerden kalktım. Üzerimi değiştireceğimi söyleyerek odamın içindeki kapıyı açarak önce banyoya girdim.

Duş alacak olsaydım bana kızardı bu yüzden saçlarıma kuru şampuan sıkmakla yetindim. Elimi saçlarımın arasından geçirerek dolgun bir görünüme kavuşmalarına sebep oldum. Makyaj yapacak kadar da bana vakit vermeyeceğini bildiğimden oyalanmadım. Ancak tabii ki güneş kremi, nemlendirici ve hafif bir allığı pas geçmedim.

Karşıdaki kapıyı açtım, kazakların bulunduğu dolaba yöneldim. Seyhan'ın Şubat soğuğu keskin oluyordu. Krem rengi V yaka bir trikoya karar verdikten sonra siyah kot pantolonumu da hızlıca giyinip odama döndüm.

Onu sabırsız bir şekilde odamda volta atarken buldum. Ama yalnız değildi.

Kesici de odamdaydı.

SOLUCAN 1 ve 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin