20.BÖLÜM: YÜZÜNDEKİ ACI HOŞUMA GİTTİ

539K 16.9K 952
                                    

Son zamanların en rahat uykusundan uyanmama neden olan şey, Kıvanç'ın üç saniyede bir yanağıma dokunuyor olmasıydı.

Önceleri ben yapardım bunu, onu yanımda uyurken bulduğumda gerçekliğini test etmeye çalışırdım. Önce rahatsız etmemeye çalışarak saçlarına dokunurdum, sonra elmacık kemiklerine, burnuna, çenesine... Bir hayale dokunamazdınız çünkü. Daha önce denemiştim.

Şimdi sıra ondaydı. Biraz da o, benim gerçekten yanında olup olmadığıma şaşıracaktı. Biraz da o, beni kaybetmekten korkacaktı.

Araladığım göz kapaklarımın arasından onu gördüğümde istemsizce gülümsedim. Aşkı onun yüzünde görebiliyordum. Bana acıyı da tatlıyı da aynı oranda hissettiriyordu. Beni yerin dibine sokabildiği gibi göklere de çıkarabiliyordu. Beni en çok o yaralıyor ama yaralarımı da en iyi o sarıyordu.

Kıvanç'ın dengesiz olduğunu söylerdim hep. Aşkın kendisinin öyle olduğunu bilmezken...

"Günaydın uykucu," dediğinde saatin kaç olduğunu merak etsem de "Günaydın," dedim sadece.

"Bora seni görmek istiyormuş."

Adını duyar duymaz geniş bir gülümseme yayıldı suratımda. "Eh, gidelim öyleyse," dedim ve Kıvanç'tan önce davranarak yataktan çıktım.

Kıvanç güne erken başladığı için çoktan hazırlanmıştı. Onu çok bekletmemek için ben de aceleci tavırlarla hareket ettim. Banyodaki rutin işlerimi halletmem on beş dakikamı alırken giyinme odasına geçip hazırlanmak on dakikamı aldı. Kıvanç'ın karşısına dikildiğimdeyse söylenmelerine göre tam kırk iki dakikadır onu bekletiyordum.

"Dakika mı tuttun gerçekten?" diye inanamaz bir tonla sordum.

"İzlediğim bölüm kırk iki dakikaydı."

"Hı hı," dedim gerçeği söylediğini bilmeme rağmen. "Kesin öyledir."

Atışarak odamdan ayrıldık. Koridorda çatık kaşlarıyla bize bakan annemle karşılaştığımızda şaşırmıştım.

"Günaydın Göksu Hanım," dedi Kıvanç.

"Günaydın," dedi annem yarım ağız bir şekilde. Ardından bana döndü. "Kıvanç dün gece burada mı kaldı?"

"Evet. İlk değildi."

"Son olmasına gerek yok," dedi gülümseyerek. "Ama bundan sonrası için misafir odasında kalması daha uygun olacaktır."

"Anlamadım," dedim şaşkınlıkla.

"Ben anladım," dedi Kıvanç. Elimi tuttu. "Gidelim mi, siz daha sonra anne-kız konuşursunuz." Başımı salladığımda tekrar anneme döndü. "İyi günler Göksu Hanım."

Anneme karşı olan saygılı halleri beni şaşkına çevirirken peşinden ilerledim. Dışarı çıktığımızda "Bu neydi şimdi?" diye kendi kendime sordum. "Bu yaşıma kadar eve hangi arkadaşım gelmiş, nerede uyumuş hiç umursamayan annem şimdi neden böyle bir şey söylemiş olabilir ki?"

"Arkadaşın olmadığım için olabilir mi?" dedi onu da böyle bir kategoride gördüğüm için rahatsız olduğunu sesine belli ederek.

"İyi de... Aylardır görüşüyoruz seninle ve annem bunu biliyor. Ayrıca daha önce de benimle aynı odayı paylaştığını gördü ama o zaman hiç sesini çıkarmadı."

"Demek ki bir şeylerin şimdi daha farklı olduğunu o da hissetti. Aylar öncesindeki gibi değiliz biz seninle. Aramızdaki şey, ilk tanıştığımızdaki gibi değil, seni ilk kez öptüğümdeki gibi değil, birlikte uyuduğumuz ilk gecedeki gibi değil, şimdi daha farklı, daha derin."

SOLUCAN 1 ve 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin