özel bölüm.

2.1K 123 160
                                    

Gecenin bi' yarısı uyanmıştım yine. Bu soğuk hava da bile sıcak basıyordu beni, uyuyamıyordum asla.

Bi de ufak tefek sancılarım vardı. Anneciğim daha 16 haftadan olmaz ama ya.

Karnımı ovalayarak örtüyü üzerimden attım ve yatakta oturur pozisyona geldim. Hareketim ile de yanımda yatan Barış uyanmıştı.

"Haziran," dedi uykulu gözleri ile bana dönüp. "Noldu aşkım?"

Sesli bir şekilde nefes alıp verirken Barış'a cevap verdim. "Barış sancı girdi birden uyuyamıyorum."

O da yatakta oturur hale geldi bu dediğimden sonra. "Doktor bu haftalarda olabilir normal demişti," elini saçlarıma götürdü, okşadı. "Su ister misin?" diye sorduğunda olumlu anlamda kafamı salladım.

O su almaya giderken ben odamızdaki duvarlara, çerçevelere, eşyalara sanki hiç görmemiş gibi bakıyordum.

Bir sürü anılar ile doldurmuştuk odayı. Bebeğimizin ultrason fotoğraflarına özel de çerçeve yaptırmıştık. Her baktığımızda heyecan ve umut nedenimiz oluyordu.

Ha bu arada,

Tekrardan kendimden bahsetmeyi unutmayayım.

Ben Haziran Yılmaz, 24 yaşına gireceğim yakında. Sosyal medyaya da devam ediyorum, ayrıca küçük karameli de bekliyorum.

Küçük karamel bugün çok rahat edemedi gibiydi çünkü tüm ağrıları ben çekiyordum.

Sesli sesli nefes alıp verirken sonunda Barış'ı gördüğümde rahatladım. Boğazım kurumuştu zaten.

Barış bana suyu uzattı ben de elinden aldım ve suyu saniyesinde içtim. Oy, rahatladık vallahi.

Boş bardağı geri Barış'a uzatmak yerine çekmecenin üzerine koydum. Barış da aldırmadı, yattı geri.

Yatmadan önce, "Başka bir isteğin var mı?" diye sordu. Ay vardı aslında. Kendisi şu an çok tatlı geldiği için yanağından öpesim gelmişti.

"Var."

Ne diye sorduğunda Barış'ın yanağına uzandım ve bir öpücük kondurdum. Beklemiyormuş gibiydi.

O da benim yanağıma öpücük kondurdu ve sonra geri yattı. Dağ ayısı anca uyu zaten.

Benim ağrılardan uykum kaçmıştı. Etrafa bön bön bakıyordum.

"Aşkım," diye mırıldandım. Barış da uykulu sesiyle "Hm?" diye cevap verdi.

"Ya çocuğumuz fenerli olursa?" uykusuzluktan saçma sapan sorular soruyordum. Napayım ama asla duramıyorum.

Barış da olumsuzca kafa salladı. "Galatasaray'ın yetiştireceği bir çocuk asla fenerli olamaz, iyi geceler canım."

Uyumasan şaşarım be zaten adam.

Sıkıntıdan somurtarak yataktan kalktım.

"Zaten anca uyu hamile karını düşünme sen hiç." diyerek söylendiğimde Barış uykuya dalmış gibiydi, hiç oralı olmadı.

"Dağ ayısı seni. Benim çocuğum aynı annesi olacak, babasına asla çekmeyecek." dedim.

Telefonumu da alıp salona gittiğimde ışıkları yaktım. Gecenin bu saatinde uyumayan biri varsa anca Rüya'dır.

Madem uyumuyor o zaman benimle konuşsun.

Rüya'yı aradığımda onuncu çalışında açtı. "Haziran uyuyorum ne oldu?"

Karamella | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin