2

4.6K 194 100
                                    

Şu an aşırı gergindim. Bir o kadar da haksız. Hayır yani koskoca Barış Alper Yılmaz'ın önünde düştüğüm duruma bak ya.

Barış Alper'e odaklı olsam bile içimden Rüya'ya baya sövmüştüm. "Haa... şey o zaman kusura bakma. Biz gidelim, iyi geceler." diyerek olayı geçiştirmeye çalıştım. O ise gülümsedi, biz bavulları alınca da kapıyı kapattı.

Biz tam evin oradan çıkacaktık ki kapıyı açıp, arkadan bana seslendi.

"Haziran Hanım, o kamerada benimle ilgili olan görüntüleri silin." ben ise sahte bir şekilde gülümseyip, kafamı salladım.

Barış Alper tekrardan eve girdi, Biz ise karşıda olan yere doğru ilerledik.

O eve girmeden önce Rüya'ya döndüm, "Bu sefer emin miyiz?" dedim. O da derin bir nefes alarak bana döndü. "Ay Hazo abartma be. Ayrıca sen hatırlasaydın, bana sormasaydın," dedi. Bu dediğine kıkırdadım o da bunu duyunca kahkaha attı.

Kural 1: Asla Rüya'nın yanında gülme çünkü o daha fazla güler ve susmaz.

"Biraz da macera oldu, kötü mü oldu sanki?" dedi.

"Ya yürü Rüya eve."

-
R

üya ile eve girdiğimizde kendimi direkt duşa attık o yüzden onu daha azarlayamamıştım.

Şimdi ikimizde evin salonunda oturuyorduk, konuyu açma zamanıydı.

"Sen niye eve girdiğimizde söylemedin bizim ev olmadığını?" dedim. O da tırnaklarına oje sürerken ona seslenmemi beklemiyordu, irkildi.

"Ay napıyorsun Haziran? Bak taştı işte." diye söylendi o bana. Ben pes etmedim, direttim sorumu. "Sen niye eve girdiğimizde söylemedin bizim ev olmadığını?"

Bi' yutkundu, sonra mutfak ile birleşik olan salondaki buzdolabına baktı ve bana döndü. "Biraları getirsene içelim."

"Konuyu değiştirme Rüya." diyerek sert bir şekilde konuşuyordum. Aslında gülüp geçmek istediğim bir olaydı fakat habire konuyu değiştirmesi sinirimi bozmuştu.

"Ya bak getir vallahi anlatacağım."

"Elin ayağın var, git kendin getir."

Rüya ofladı pofladı ve biraları almaya giderken anlatmaya başladı.

"Aslında ben arabada bile 5 ile 6 arasında kalmıştım, salladım 6 dedim. Biraları almaya giderken hatırladım 5 olduğunu ama telefonum yanımda değildi ulaşıp söyleyemedim sana. Eve geldiğimde sizi öyle gördüm o zaman söyleyebildim."

Aslında kızın suçu yokmuş ya. Ben belki fazla abarttım.

Bir birayı benim önüme koydu, bir birayı kendi önüne.

Karşıma oturduğunda tutamadım, güldüm.

Bu sefer o soruyordu bana neye gülüyorsun diye.

"Hazo sen niye gülüyon bacım?"

"Düştüğümüz duruma." dedim.

"Hee." dedi o da birasından bir yudum aldı.

"Ya salak! Ne içiyorsun daha tokuşturmadık." diye söylendim o birasından yudum alırken. Bu bizim kurallarımızdan biri. İlla yapacağız.

"Ay unuttum. Boşver şimdi yapalım ne olacak?" dedi o da, kaldırdı birasını.

Bende kaldırdım, "Nesine?" dedim.

İkimizde aynı cevabı aynı anda verdik.

"Aşka."

-

Karamella | Barış Alper Yılmaz Where stories live. Discover now