29

1.5K 104 72
                                    

Asansörde beraber kaldığımız Savaş'ın dediklerini anlamakta zorluk çekiyordum. Şizofren, ruh hastasıymış bu meğer!

Anlattığı şeyin doğru olmasından korkuyordum evet ama şu an asansörün bozuk olduğu için değil de Savaş durdurduğu için durmasına daha çok gerilmiştim.

Bön bön Savaş'a bakarken o ise bana gülüyordu. "Şakaydı." dedi ve asansör kapısına döndü.

Ben ise bu gerizekalının ne yaptığını çözmeye çalışıyordum hâlâ.

O zaman anlattıkları da şaka?

"Anlattıkların da umarım şakadır." dediğimde asansör çalıştı. Asansörün çalışması beni rahatlatırken Savaş'ın sessiz kalması rahatsız etmişti.

Zemin kata asansör indiğinde çıkmadan önce yeniden sordum. "Anlattıkların şaka mı yoksa ciddi mi?"

Savaş ise bana yandan bir bakış attı, "Nasıl inanmak istiyorsan öyle." diyerek asansörden indi.

Aklımı çok karıştırdı fakat ben sevgilime güveniyorum. Biz ancak birbirimize güvenerek iyileşecektik.

Ben de asansörde çok kalmadım, Barış'ın yanına doğru ilerledim.

Sitenin önünde olan arabaya doğru giderken Barış'ın arabadan indiğini ve siteye girmeye çalıştığını gördüm. Güvenlikle konuşuyordu.

"Barış!" diye seslenerek onun yanına ilerledim. Barış beni görünce rahatça bir iç çekti ve yanıma gelip bana sarıldı.

Merak etmiş, aşkım ya.

Saçlarımı öptü ve sonra geri çekilince bana dikkatlice baktı. "Noldu sana bembeyaz kesilmişsin?" diyerek sordu.

"Asansörde kaldım da o yüzden. Kusura bakma." dedim ben de Barış'a.

Savaş ile kaldığımı söyleyecektim ama Savaş'ın dediklerini söylemezdim. Zaten adamı bir kaşık suda boğası var vallahi boğar.

"Arasaydın."

Aynen Barış sanki asansörde hat çekiyor da arayacağım.

"Aynen hat çekiyordu da arasaydım seni," beraber ilerlemeye başladık ve ben de lafıma devam ettim. "Sen niye aramadın acaba?"

"Aramadığımı kim söyledi?" soruma soru ile yanıt verdi. Huyu bu adamın, huyu.

"Öyle gözüküyor." dediğimde telefonunu çıkarıp bana doğru uzatması bir oldu.

Sayamadığım kadar çok aramıştı beni. Fakat takıldığım bir yer daha vardı. Beni Haziran siye kaydetmişti?

"Beni Haziran diye mi kaydettin cidden?" diyerek dik dik baktım Barış'a.

O da kaşlarını hafif çatarak cevap verdi bana. "İsmin Haziran değil mi?"

Şimdi bir şey derdim de, neyse. Susuyorum. Benim yerime siz diyin.

"İsmim Haziran değil benim. Benim ismim aşkım, güzelim, bebeğim, sevgilim, yavrum, gülüm, hanımım." diye söylendim Barış'a.

Barış da anca anlamıştı. "Tamam hemen değiştiriyorum," ben önden giderken o durup, ismimi değiştiriyordu. Sonra hızlıca bana yetişti ve telefonunu gösterdi. "Nasıl kaydetmişim?"

Ben de ismi gördüğümde güldüm. "Haziran Yılmaz mı?"

"Bunu da mı beğenmedin ya?" diye sorduğunda yüzümdeki gülümsemeyi soldurmadan onun yüzüne baktım.

Haziran Yılmaz. Yakıştı de mi kızlar?

"Güzel olmuş ama sonra aşkımlı maşkımlı bir şeyler koy." diyerek arabanın önüne geldim. O da tamam diyerek arabasına bindi. Ben de yan koltuğuna oturdum.

Karamella | Barış Alper Yılmaz Where stories live. Discover now