32

1.6K 108 99
                                    

Mesajı okurken şaşırmadım diyemem, şaşırdım.

Allah rahmet eylesin, diyeceğim bir şey yok o adama karşı fakat beni en çok düşündüren şey o gün Savaş'ın bana asansörde dedikleriydi.

Bana babamın durumunun iyi olmadığını söylemişti hiç ciddiye almamıştım, sallıyor sanmıştım. Ama teker teker ortaya çıkıyor. Bu ortaya çıkanlarda Savaş'ın dedikleri.

Telefonu kapattım, Rüya'ya sonra dönecektim. Çünkü şu an eve gitmem lazımdı. Annemle de adam akıllı konuşmam lazımdı.

Ayağa kalktığımda diğer odadan telefon ile konuşmuş Barış geldi. Solgundu bakışları, üzülmüş gibiydi.

"Haziran..." dedi mırıldanarak.

Anlamak zor olmadı, Barış öğrendi.

"Babamın öldüğünü biliyorum Barış." diye direkt söyleyerek cevap verdim ona. O da kafasını salladı, elini omzuma koydu.

"Peki ya mezarı-" sözünü kendi konuşmam ile böldüm. "Eve gideceğim sadece."

Bana bir şeyler demek istiyordu lakin içine atıyordu. Çok belli ediyordu söyleyeceği bir şeylerin olduğunu, söylemiyordu.

"Sen de benimle gelir misin?" diye rica ettim Barıştan. Bana iyi geliyordu.

"Soru mu bu, tabii ki." diyerek kabul etti teklifimi. Barışım da olmasa ne yapacağım.

"Hadi gidelim o zaman." dedim, evden ilk ben çıktım o da arkamdan geldi.

-

Eve geleli yaklaşık bir saat olacaktı. Ben hâlâ annemi aramamıştım. Onu aramam lazımdı, nedenini anlatmaya gerek bile yoktu.

Ben tam konuşmaya başlayacakken Barış konuştu. "Aşkım ben sana bir şey diyecektim."

"Dinliyorum."

Barış derin bir iç çekti tam anlatmaya başlayacaktı ki bu sefer benim telefonumun çalması ile sustu.

Arayan kim diye baktığımda annemdi. Kalp kalbe karşıymış.

"Açmam lazım, iki dakika bekler misin?" dediğimde o da tamam dedi ve telefonu açtım.

Başka odaya da gidebilirdim fakat yanımdaki yabancı değildi, sorun yoktu.

Ben telefonu açar açmaz annem zaten konuşmaya başladı. "Kızım, baban ölmüş!"

Hiç duymamıştım zaten ya, sağ ol.

"Biliyorum anne, önemli mi sence bizim için?" bunu dediğimde Barış'ın şaşkın gözlerinin üstümde gezdiğini hissettim. Allah'tan bir şey demiyordu.

Annem de bu soruma karşı tch yaptı, bana cevap verdi. "Bizim için önemli değil tabii," ve devam etti, "Haziran, odana gitsene lütfen." ne demeye çalıştığını inanın anlamadım.

"Niye?"

"Senin okuman gereken bir şey var ve odanda. Onu okumaya gideceksin." diye cevap aldım. İlk gitsem mi gitmesem mi diye düşündüm de annem diyorsa vardır bildiği diyerek kalktım yerimden, odama gittim.

Odama girdiğimde telefondaki anneme seslendim. "Ee gittim?"

"Odanda çarşaflarını, yorganlarını koyduğun dolap varya onu aç," dediği gibi yaptım ve diğer hareketi söylemesini bekledim. "En alttaki yorganın altındaki kağıdı al."

Karamella | Barış Alper Yılmaz Where stories live. Discover now