9

3K 150 116
                                    

Barış'ın söylediği şey aklımda yankılanıyordu. Bunun bana aşık olma ihtimali var mıydı?

Birkaç saniye sonra ondan yavaş yavaş uzaklaştım ve konuyu değiştirmeye çalıştım. "Eee şey yapalım ya mutfak dağıldı orayı toplayalım." o da tamam anlamında onayladı ve beraber mutfağa gittik.

Aslında kahvaltı yarım yamalak kalmıştı fakat kimse de iştah kalmadı.

Barış bana kahvaltıdaki bulaşıkları getiriyor, ben makineye yerleştiriyordum.

"Antrenman var mı bugün?" diye sordum çatal kaşıkları makineye koyarken. O da başını yuları kaldırdı ve son bulaşığı getirdi. "Evet var. Gelsene izlemeye."

Birazcık düşündüm ama bu dedikodular çıkmışken yine basına yakalanmamız an meselesiydi. Sonuçta daha bir şey söylemedik, ne yapacağımızı bilemiyoruz o yüzden çok sık görüşmemek en iyisidir diye düşünüyorum.

"Yok ya, başka zaman gelirim. Hem bu haberler daha taze sonuçta ne yapacağımızı bilmeden öyle her yere seninle gelemem." diye cevap verdim Barış'a. O da anlamış gibi başını salladı. "Sen bilirsin." diyerek konuyu kapattı.

Fakat Barış'ın benim bu cevabımdan sonra niyeyse sanki sormaya ya da demeye çekindiği şeyler var gibiydi. Bana alındığını düşünmüyorum çünkü o da ne medyaya oynamak isterdi ne de haberi yalanlamak.

Uzun bir süre sessiz kalmıştık ve benim sorum bu sessizliği bozdu. "Barış denize gidelim mi yarın?"

Barış ise ondan beklemediğim bir cevap verdi bana. "Yarın olmaz, başka zaman. Haberler zaten taze, açıklama yapmadığımız sürece fotoğrafların çıkması hoş olmaz."

Bu cevabı bir taraftan bana inat verdiğini düşünürken bir taraftandan da benim düşündüğüm gibi düşündüğü için verdiğini düşünüyordum. Ama ben Barış ile aramızda olan şeyin hep böyle karşılıklı yapılmasından rahatsız olmaya başladığımdan emindim.

Ona bunu söyleyemezdim çünkü ne düşündüğünü bilemiyordum. Eğer birkaç kere daha bu durumla karşılaşırsam bunu dile getirmekten çekinmeyeceğim.

"Neyse, ben artık gideyim." dediğinde düşüncelerimden kurtulmuş, odak noktam tekrar o olmuştu.

"Biraz daha kal demek isterdim ama antrenmanın var," dedim onu kapıya kadar geçirirken. "Haberleşiriz değil mi?" diye de sorumu ekledim.

"Haberleşiriz," dedi ayakkabılarını giyerken. "Her şey için teşekkür ederim, görüşürüz." dedi, ben de aynı şeyleri ona söyledim ve evden gitti.

Arkasından kapıyı kapatıp telefonumu da alıp salonda yayıla yayıla oturmaya başladım.

Rüya kendi evine geçmişti, attığı mesaj da öyle yazıyordu. Yani büyük ihtimalle bugün evde tekim.

Telefonuma girdiğimde annemin attığı mesajlar, arkadaşlarımın attığı ve kuzenlerimin attığı mesajlar vardı. Hiçbirine cevap vermemiştim.

Sosyal medya da birkaç story attıktan sonra onlara cevap vermeye başladım.

Tabii annem hariç. Çünkü annemi aradım direkt.

Annem de aramamı hemen açmıştı. "Haziran napıyorsun?"

"İyi anne oturuyorum, sen?"

"Valla çok oturuyormuşsun gibi gözükmüyor," dedi, benden cevap bekledi ama benden cevap gelmeyince sorularına devam etti. "Anlat bakalım bu magazinler neyin nesi?"

Anneme doğruyu mu söylesem yoksa sevgilim deyip geçiştirsem mi?

En mantıklısını aklıma geldi. "Sevgilim değil ama arkadaşımda değil," anneme biraz daha açık anlatmam lazımdı, anlamazdı böyle konulardan. "Flörtüz, yani sanırım öyleyiz."

Karamella | Barış Alper Yılmaz Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum