8

3.1K 163 81
                                    

Barış Alper'den...

"Barış Bey hayırlı olsun." diyorlardı bizimle beraber gelen paparazziler.

Ardından biri "Haziran Hanım paylaştığınız videoyu niye sildiniz?" diye sorduğunda Haziran'ın cevaplamaması için dua ettim.

Haziran ise beyaz ışıkları eli ile kapatmaya çalışırken cevap verememişti.

Ben de biraz daha hızlı davrandım ve arabayı bulunca ilk Haziran'ı sonra kendimi attım. Hâlâ bizi çekiyorlardı. Bir şeyi bu kadar istesem olmaz. Niye istemediğim olaylar başıma geliyor acaba?

Arabayı çalıştırıp hemen olduğumuz yerden uzaklaştım. Berkanlar yakalanmamıştır umarım.

Rüya'nın tarif ettiği ışıklara giderken araba da Haziran'ın çenesini çekiyordum. "Sen niye benim arabamı sarıyorsun?" sarhoşken kelimeleri yanlış kullanması çok komiğime geliyordu.

"Sarıyorum?" diye cevap verdim ona.

"Aman işte şey yapıyorsun, sen anladın beni zorlama!" diye yükseldi birden. Gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

"Rüya'yı almam lazım o kesin çok kötü olmuştur," dedi, geldi beni omzumdan çekmeye başladı. "Ya Haziran napıyorsun?" diye söylendim tek elim ile onu uzaklaştırmaya çalışırken. Emniyet kemerini de takmamıştık acele edelim derken.

"Rüya'yı alacağım git benim koltuğumdan." dedi benden uzaklaşırken. Sesini sanki ağlıyormuş gibi değiştirdi. "Pis inatçı sarı!" tutamadım kendimi, gülmeye başladım. Bu sefer daha çok söylenmeye başladı.

"Ayrıca şu radyoyu biraz aç ben şarkı istiyorum." dedi, bana verdiği görevi kendisi yaptı.

Açtı radyoyu. O bi' karamel adlı bir şarkı çalıyordu, söylemeye başladı bağırarak. "Yine bana gel, sabahı bulalım gecem
O bi' karamel, tadına doyamam ki ben..."

"Haziran sesini, Haziran." keşke kulaklarımı tıkayabilseydim.

"Ya Barış hadi sen de söyle," diyerek yanındaki camı açtı. Sonra gövdesini çıkardı, şarkının devamını bağırarak söylemeye devam etti.

"Yanar yine dağılır siyaha
Kör eden ışığın benzer ilaha-" şarkıyı söylemesi onu kolundan içeri sokarak son buldu. Ama bana yükselmesi son bulmadı. "Bak zaten şarkıyı söylemiyorsun bari beni bırak ben söyleyeyim," dedi. Bir elim ile direksiyonu tutarken bir elim ile saçlarımı karıştırıyordum.

O sırada susmak bilmeyen Haziran Hanım yaklaşmış bana, söyleniyordu yine. "Ayrıca sen o şarkıyı nasıl bilmiyorsun ya? Karamel diyor beni diyor beni!"

Yüzüne şu an daha detaylı bakmıştım, bu araba sürdüğüm içindi maalesef. İlk defa bu kadar detaylı görmüştüm. Yani ilk defa değil, Florya da da gördüm ama orada dikkat etmedim.

Şimdi sana çok güzelsin desem Haziran beni boğma ihtimalin kaç?

Bence bunu ona sormam lazımdı.

Kafamı yeniden yola çevirdim, "Haziran," diyerek. Sonra Işıkların orada durdum.

Hâlâ yüzüme yakın bir şekilde duran kız, bana "Efendim?" diye cevap verdi. Biraz sakinleşmişti, iyi bari.

"Şimdi sana çok güzelsin desem beni burada boğma ihtimalin kaç?" o ise sorduğum bu soruya güldü, biraz daha yaklaştı ben de uzaklaşmadım.

Tam beni öpecekti, arkadan bizim arabaya çalınan korna ile Haziran uzaklaştı, ben de hangi araba diye arkaya bakarken bizim araba olduğunu görünce bir şey yapmadım.

Karamella | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin