26

1.8K 123 89
                                    

(Haziran'dan devam)

Rüya gittikten yaklaşık iki saat sonra ikizler kalktı, toparlanıp gittiler. Ben de evde yayıla yayıla oturuyordum.

Aslında geri uyumayı çok isterdim fakat uykuya dalamamıştım. Kendime bir kahve yapmıştım sonra zaten ayılmıştım.

Kahvaltı etmeye çok üşeniyordum. Garip gelebilir ama ben kahvaltı etmeyi de şahsen pek sevmem.

Tabii kahvaltı yapmadığım için ilaç da içmiyordum. Yaklaşık 3 günden beri ilaçları kullanmıyordum ve sırtıma, vücuduma, başıma ağrılar giriyordu.

İlk iki gün bu ağrıları çekebileceğime inanmıştım ama şimdi düşünmüyordum. En iyisi ağzıma birkaç şey atıp ilaçları içmek.

Bunun için mutfağa gittiğimde buzdolabını açtım. Ne yesem acaba?

Tam dolaptaki yemeği çıkaracaktım ki kapının çalması ile gözüm kapıya döndü.

Kim acaba?

Dolabı kapatıp kapıyı açmak için ilerledim.

Kapıyı açtığımda karşımda Savaş vardı.

Geldi yine bu.

"Haziran selam," dedi ve her zamanki gibi tebessüm etti sonra elindeki ıslak kekleri bana uzattı. "Islak kek yapmıştım da sana getirmek istedim. Afiyet olsun."

Ben de elinde olan tabağı alıp kıkırdadım. "Teşekkür ederim de zehirlenme olasığım yok değil mi?"

Savaş da bu dediğime güldü. "Yalnız benim restoranım var ve yemek alanında da başarılı biriyim. Lütfen, kırıldım şu an." diyerek konuştu.

Bunun her yerde bi' eli var asıl mesleği ne acaba?

"Senin de her yerde bir elin var sanırım." diye söylediğimde hiç beklemiyor gibi baktı bana.

Sonra yüzündeki gülümseyi yeniden kondurarak konuştu. "Öyle gibi ya biraz."

Ben tam bir şey diyecektim ki Savaş'ın evinden bir kadın sesi geldi. "Savaş hadi seni bekliyoruz!"

Savaş ise gitmeden önce döndü bana, "İstersen sen de gel. Kuzenlerim geldi takılıyoruz öyle." dedi. Ben de olumsuzca kafamı salladım.

"Belki sonra gelirim," iç çektim, "Seni çok tutmayayım. Tekrardan teşekkür ederim kek için." dedim ve o da vedalaştıktan sonra kapıyı kapattım.

Ne güzel ben de bir şey yemek için aranıyordum, ıslak keki yerim artık.

-

Saat akşam 8-9 arası telefonum çalması ile yaptığım işi bırakarak telefonumu aradım.

Ben telefonumu ararken Rüya koşarak bana doğru getirdi. "Aleyna arıyor." dedi.

Ben de telefonu aldım, "Aa niye arıyor bu beni şimdi?" dedim Rüya'ya. Rüya da bilmem diyerek salona yeniden gitti ben de telefonu açtım.

"Alo?"

"Alo Haziran, naber?"

"İyiyim, seni sormalı?"

"Sağ ol ben de iyiyim," dedi, birkaç saniye sessiz kaldı ve sonra yeniden konuşmaya başladı. "Şey diyorum ya acaba yarın Rüya, sen, ben, Tuğçe, Kerem ve Yunus bizde bir akşam yemeği mi yesek?"

Ne alaka şimdi diye düşünmedim değil. Açıkçası çok üşeniyordum ama kız ilk defa çağırınca kabul etmek zorundaymışım gibi hissettim.

Karamella | Barış Alper Yılmaz Where stories live. Discover now