multi : Barış
Umarım beğenirsiniz. İyi okumalaaar 💓
Sabah gözlerimi açtığımda yanımda Beyza vardı. Gözümü ovuşturup odanın içinde Ateşi aradım. Aşağı inmişti galiba. Beyzayı uyandırmamaya çalışarak yataktan kalkmaya çalıştım ama başarısız olmuştum ve Beyza uyanmıştı.
" Hey nereye gidiyorsun kuzum?" dedi. Dolaba doğru yönelirken " Elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştiricem anne." diyip güldüm. Anne kısmına vurgu yapmıştım. " Daha kendini bile toparlamadın Duru. Gelip dinlenirmisin lütfen?" dedi.
Oflayarak Beyzaya döndüm. " Dinlenmek istemiyorum Beyza. Aşağıda benim için çırpınan insanlar var. Onlar bir şeyler yapmaya çalışırken ben yatamam. " dedim ve dolaptan kıyafetlerimi alıp banyoya girdim.
Aynaya baktığımda yüzümün bembeyaz olduğunu gördüm. Göz altlarım morarmıştı. Aynaya bir kaç dakika daha baktıktan sonra suyu açtım ve duşa girdim.
Duştan çıktıktan sonra üstümü giyindim. Saçlarıma şekil verip makyaj yaptım. Aynadaki görüntüme baktıktan sonra gülümsedim. Ne olursa olsun onların yanında olmalıydım. Benim için hayatlarını tehlikeye atıyorlardı. Ve açıkcası onlara bir şey olucak diye çok korkuyordum.
Banyodan çıktığımda Beyza odada yoktu. Aşağı inmek için odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde sadece Barışla Beyza vardı. Tezgaha ellerimi dayayıp " Ateş nerde ?" diye sordum.
Barış ağzına salatalık atarken " Beyzanın odasında uyuyo." dedi ve ben tekrar yukarı çıktım. Beyzanın odasına girdiğimde Ateş yastığına sıkıca sarılmış yine huzursuz uyuyordu. Yatağa yaklaşıp oturdum.
Onu biraz izledikten sonra inleme şeklinde " Ona zarar verme." diye fısıldadı. Çırpınmaya başladığında onu sarstım. " Ateş uyan rüya görüyorsun. Ateş lütfen uyan." diye seslendim.
Gözlerini ani bir şekilde açıp bileklerimi tuttu. Biraz sıkı tutuyordu ama bu önemli değildi. " Sakin ol benim. Yanındayım. Rüya görüyordun. " dedim. Bileklerimi bırakıp sarıldı bana. Biraz öyle durduktan sonra " İyi misin?" diye sordu. Ondan uzaklaşıp " Ben iyiyim. Asıl sen nasılsın?" diye sordum. Eliyle başını ovuşturup " İyiyim. Saçma bi rüyaydı işte." dedi.
Elimi çenesine koyup bana bakmasını sağladım. " İyi olucaz sevgilim. " dedim. Gülümseyip çenesindeki elimi öptü. " Seni seviyorum." dediğinde " Seni seviyorum." diye karşılık verdim. Aramızdaki mesafeyi kapatıp yüzüme yaklaştı. O yaklaştıkça nefes alamıyordum ve kalbim deli gibi çarpıyordu. Tam dudaklarımız birleşicekken odaya Yağız girdi. " Kardeşim uyandın - oooo çok pardon çok özür dilerim." diyip kapıyı geri kapattı. Bu hareketine kahkaha atmıştık. Yanağıma öpücük kondurup " İn sen aşağı ben hemen geliyorum." dedi.
Odadan çıktığımda Yağız duvara dayanmış bekliyordu. Göz göze geldiğimizde " Gerçekten özür dilerim." dedi. Gülümseyip " Önemli değil. " diyip merdivenlere yöneldim. Oda Ateşin yanına girdi.
Barışla Beyza kahvaltıyı hazırlamıştı. İkizler salonda fifa oynuyorlardı. Ayazda onları seyrediyordu. Emirle Yiğit dışarda odun kırıyorlardı. Berkte masada oturmuş onları izliyordu. Camdan onlara bakarken yüzüm buruştu ve Barışa dönüp " Bunlar yaz mevsiminde neden odun kırıyor?" diye sordum. Barış onlara bakıp " Deliler çünkü." dedi.
Ateşle Yağız aşağı indiğinde hepimiz masaya oturduk. Kahvaltımızı ederken Barış " Biz Berkle yat ayarladık. Denize açılırız diye. Duruda iyiyse açılalım diyorum." dedi.
Ateş " İyi düşünmüşsün kardeşim. Duru dünden sonra denize açılır mi bilmiyorum ama." dedi. O kadar planı benim için boşa harcayamazlardı. Sonuçta tatil için çıkmıştık ve bu olaylar yüzünden eğlencelerini çalamazdım.
Ağzımdaki lokmayı bitirip " Benim için sorun yok. Gidebiliriz." dedim. Kahvaltımızı bitirip odalara çıktık. Beyzayla kombin denemesine başlarken Beyza " Kızım bunlar parayı nerden buluyor ?" diye sordu. Bu konuyu bende çok merak ediyordum aslında. " Bilmiyorum ki. Ama baya paraları olduğu belli. " dedim.
En sonunda ne giyiceğimize karar verip sırayla banyoya girdik.
(Durunun kombini)
(Beyzanın kombini)
Hazırlanıp aşağı indik. Çocuklar oturmuş fifa oynuyorlardı yine. Beyza oflayıp " Bu oyunları kim getirdi ya?" dedi. Sarp oturduğu yerden elini kaldırıp " Ben getirdim yenge. " dedi. Beyza afallayıp " Ne yengesi be" diye cırladı. O sırada Barışta Sarpın kafasına sertçe vurdu.
Yağız " Haydi beyler kalkın gidelim. Bugün ki planlarımız çok. " dedi ve kalktı. Onun peşinden diğerleride kalktı ve evden çıktık. Herkes arabasına doğru ilerlediğinde Berk " Hey hey durun. Yürüyerek gidicez bugün. " dedi. Barış sitem edip " Lan ne yürümesi ya. Gidiceğimiz yer ebenin -" cümlesinin devamını getirmeden Yiğit elini ağzına koydu. " Kızlar var terbiyesiz." dedi. Barışta Yiğitin elini itip " Ebenin nikahında dicektim zaten. " diyip sinirli sinirli yürümeye başladı.
Beyzada " Yalnız bırakmıyim ben " diyip Barışın peşinden gitti. Onların bu haline gülüp bizde yürümeye başladık. Ateş kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Saçımı öptükten sonra " İyisin dimi?" diye sordu. Başımı göğsüne yaslayıp " İyiyim Ateş. Sürekli sorup durmasana." dedim ve güldüm. Diğer elini havaya kaldırıp " Haydaaaaa. Sorsak suç sormasak suç." dedi. Göğüsüne hafif vurup omzundaki kolunu ittim ve elini tuttum.
_____
Nerdeyse 2 saattir yürüyorduk. Ve gerçekten artık bacaklarım gitmiyordu. Dağ bayır inmiştik resmen. İnmeyede devam ediyorduk. Ateş en önde giden Berk'e " Ulan şerefsiz. Ulan haysiyetsiz. Bizden ne istiyosun sen? 2 saattir dağ iniyoruz senin yüzünden." dedi. Berk " Şşşş sakin ol şampiyon geldik az kaldı." dedi.
Yiğit Berkin duyamicağı bi sesle " Ben bunla yola çıkan aklımıza sıçayım." dediğinde hepimiz güldük.
1 saatte kadar daha yürüdükten sonra hele şükür Berkle Barışın bahsettiği yere geldik. Geçen gün gittiğimiz yer gibiydi. Ve burda gerçekten kimse yoktu.
Hepimiz durup manzarayı izlerken Yağız " Benim yeri kıskandınız dimi lan?" diye sordu. Emir şaşkın şaşkın " Yalnız abi bu senin yerinden daha güzel. " dedi.
Gerçekten dünki yerden daha güzeldi. Benziyorlardı aslında birbirlerine. Ama bu sefer denizin ortasında koca bir yat duruyordu. Barış bir adım öne çıkıp " Tatatadaaaaam ! Yeri Berk buldu. Bu gördüğünüz çıtır yatıda ben buldum." diyip büyük bir şey başarmış gibi gururla gülümsedi.
Erkekler yata övgüler yadırırken Beyza fotoğraf çekicek bir yer arıyordu. Ve çekmesi için bu sefer beni değil Barışla Emiri sürüklemişti.
( Gittikleri yer burası)
(Yat da bu)
Yata çıktığımızda göründüğünden dahada büyüktü. Baya baya büyüktü. Yiğit " Kaç lira baydın buna ?" diyip etrafı inceledi. Barış " Önemli bi mevla değil be abi." diyip geçiştirmeye çalıştı. Ama yerler mi ? Tabikide hayır.
Ateş Barışın omzunu sertçe tutup " Cevaplasana kardeşim." dedi. Barış sevimli sevimli gülümserken kimsenin duyamayacağı şekilde " 2 milyon" dedi. Gözlerim kendiliğinden kocama açıldı. Bu. Yata. 2 milyon. Mu. Vermişti.
Yağız dişlerini sıkarken " Ne demek 2 milyon Barış" dedi. Barış her zamanki gibi üste çıkıp " Oğlum 2 milyon verdim ama 1 haftalığına verdim." dedi. Ateş " İyi bok yedin." diyip güverteye doğru çıktı. Yağızda onun arkasından.
Barış arkalarından " Bunlarada yaranılmıyo be" diyip içeri Beyzanın yanına girdi. Bende Ateşlerin yanına güverteye çıktım. Çember şeklinde oturmuşlardı. Bende Ateşin yanına yerleştim.
Denizin ortasında her şey o kadar huzurluydu ki. Hiç bir şey olmamış gibi. Ateşin omzuna yaslanıp denizi izledim.
Bi kaç oyun oynadıktan sonra dans ettik. Çocuklar birbirleriyle ilgili anılarını anlattılar. Şen şakrak saatin nasıl geçtiğini anlamadan kıyıya yaklaşmıştık tekrar.
İndiğimizde deniz o kadar yormuştu ki beni. Ayaz " Ne kadar pahalı bi yat olsada çok eğlendik. Teşekkürler beyler." dedi. Berkle Barış yan yana gelmiş somurtuyordu. Berk " O kadar şey dediniz şimdi teşekkür etmenize gerek yok." dedi " Aynen. Size güzellik yapmaya çalışıyoruz siz bize kızıyosunuz. " diye Berke destek çıktı.
Yağızla Ateş birbirlerine bakıp güldüler. Ateş Barışın yanına gidip omzunu sıktı. Yağızda Berkin yanına gidip omzunu sıktı. Ateş " Şakasına öyle yaptık lan. Sizde kız gibi hemen alınıyosunuz." dedi. Hepimiz güldük.
Sercan Berkle Barışa dönüp " Nolur geldiğimiz gibi gidiceğimizi söylemeyin." dedi. Yiğit " Merak etmeyin bizim arabaları getirttim. " dediğinde hepimiz ohladık.
Arabalara binip tekrar eve gittiğimizde daha eve girmeden Yağız " Eve girince hazırlanın bara gidicez. " dedi. Beyza bunu bekliyorumuş gibi " Sonundaa be. Kaç gündür bunu bekliyordum." dedi ve koşarak içeri girdi.
Bizde onun arkasından eve girdik ve odalara dağıldık. Ateş hemen giyinip odadan çıktı.
(Ateşin kombini)
Ateş odadan çıktıktan sonra bende ne giyeceğime karar verdim. Üstümü giyindikten sonra saçımı ve makyajımı yaptım. Aynada kendimi baktığımda güzel görünüyordum.
(Durunun kombini)
Odadan çıktıktan sonra Beyzanın odasının önüne gelip seslendim. " Beyza ben hazırlandım aşağı iniyorum." dedim. " Benide bekle geliyorum hemen." dediğinde kapının önünde bekledim.
Odadan çıktığında kendi etrafında döndü. " Nasıl olmuş kuzu?" dedi. " Güzel olmuşsun güzel hadi inelim aşağıya bizi bekliyorlar." diyip çekiştirdim.
(Beyzanın kombini)
Aşağı indiğimizde çocuklar mutfakta şakalaşıyordu. Biz girdiğimizde hepsi bize dönüp baktı. Sarpla Sercan ıslık çalınca Beyzayla güldük. Emir " Şu güzelliklere bak bee." dediğinde Barış Emirin ensesine vurdu. Onlarda aynı Ateş gibi giyinmişlerdi. Hepsi kardeşmiş gibi sanki.
( Bu tarz giyindiler)
Barışla Ateş hala bakmaya devam ederken " Çıkalım mı artık?" dedim.
Herkes bu sefer kendi arabasına bindi. Yola çıktığımızda karnım guruldadı. Ateşe dönüp " İlk yemek yesek olur mu? Deniz beni acıktırdı da." dedim. Gülüp elimi öptü. " Tamam canım. " diyip telefonundan Yağızı aradı.
" Kardeşim bara geçmeden önce bi yemek yiyelim ya. Hepimiz açlıktan ölüyoruz." dedi. Yağızda karşı taraftan onaylamış olucak ki Ateş " Yiyelim bakalım." dedi.
Yemeklerimizi yedikten sonra mekandan çıkıp arabalara yönelicektik ki Yiğit " Bar hemen şurda arabaları burda bırakabiliriz." dedi.
O kadar uzakta değilmiş zaten. Ama yolda giderken bütün Rizeliler bizi baştan aşağı süzdü. Yağız açıklama gereği duyarak " Alışık değiller böyle insanlara." dediğinde onaylarcasına başımızı salladık.
Bara girdiğimizde ortam baya renkli ve kalabalıktı. Yiğitle Emirin bizim için ayırttırdığı kısma oturup içkilerimizi söyledik.
Bakalım bu gecenin sonu normal biticekmiydi ?
( Gittikleri bar.)
BÖLÜM SONU
Umarım beğenmişsinizdir...