KIRIK BEYAZ

Par MrsVeno

1.2M 52.6K 5.8K

Not: Hikayede sadece birkaç bölüm okulda geçmektedir. "Okula yeni gelen genç kız hikayesi mi? Klişe."diyerek... Plus

GİRİŞ
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
#Soma
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
Bildiri
39.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm 1. Part
43.Bölüm 2.Part
44.Bölüm
FİNAL
**İLK KİTABA VEDA**
2.Kitap
YENİ

40.Bölüm

16.1K 761 38
Par MrsVeno

HATIRLATMA;

''Tamam üzgünüm ama gözlerin hariç baya bir güzelleştin.''

''Çok komik. Gözlerimin nesi var?'' Diyerek kaşlarımı çattı.

''Kırmızı.''

"Tamam onu anladım da nasıl geçecek böyle okula gidersem hatta dışarı çıkarsam bile bir gariplik olduğunu anlarlar. Alex?" diyerek erkek arkadaşıma döndüm.

  Alex sanki bir şeyler düşünüyormuş gibi gözlerini duvara dikmiş bakıyordu. Tabii ki kimseyi benim durumumda görmemişti. Sonuçta tüylerim çıkmamıştı, kıyafetlerimi yırtmamıştım ve ıslak köpek gibi korkmuyordum. Bir şeyler bulsa iyi olur diye geçirdim içimden.

###################

Alex birden bana dönüp gözlerini gözlerime kenetlediğimde bir şeyler bulmuş olabileceğini düşündüm. Bir şey bulamamasından korkuyordum.

''Eee bundan nasıl kurtulacağım? ''

''Odaklan.''

"Tamam odaklanayım da neye ?" dediğimde Alex başını hafifçe sola yatırdı

"Ormanda hani özel gücünü kullanmıştın. Acı verebiliyordum. Şimdi de aynı şekilde odaklan ama bu sefer  insan formuna dönmek için yap bunu."

Alex'in dediklerini dinleyip gözlerimi kapattım. Özel gücümü ortaya çıkarırken yaptığım gibi odaklandım ve kendimi insan formunda hayal ettim. Gözlerimi açıp cevap beklediğimi belirtir şekilde onlara baktım.

" İşe yaradı mı?"

Alex başıyla onayladı. "Evet oldu. Gözlerin eski renginde. Sadece vücudun aynı.Ona da bir çözüm bulamayız artık."

"Anladım. Alex teşekkür ederim. Sen olmasan bunu nasıl atlatırdım bilmiyorum. Ha unutmadan fark ettiysen kıyafetlerimi parçalamadım." diyerek elimle üzerimdekileri gösterdim.

Alex kısa bir kahkaha atıp  "Evet fark ettim." dediğinde gülümseyerek ona göz kırptım.

Nick'e baktığımda düşünceli görünüyordu. "Nick ne düşünüyorsun?"  

"Aslında düşünemiyorum." demesiyle kaşlarım çatıldı.

"Nasıl yani?"

"Gözlerin falan tamam ama Alex'in dediğini sende duydun kurtların  sonunda haberleri olacakmış. Ya onlar da sana zarar vermek isterlerse." Nick'in yüzü asılmıştı ve söylediklerinde haklılık payı olması benim de yüzüm asılmıştı fakat kendimi toparlayacak gülümsemeye çalıştım.

" Nasıl haberleri olacağını ben de bilmiyorum ama bana zarar vereceklerini düşünmüyorum. Belki sadece vampir olsam olabilirdi ama şu an hem kurt hem vampirim. Ayrıca bir kökenim yani onlar benim ve ailemin soyundan dönüştürüldüler bana kötü davranacaklarını sanmıyorum." Nick'i mi rahatlatmaya çalışıyordum yoksa kendimi mi emin değildim.

Alex sahte bir öksürükle araya girdi. "Konuşmanızı bölüyorum ama bende kurtların Angel'e zarar vereceğini düşünmüyorum. Angel'dan nasıl haberleri olacak derseniz güçlenecekler. Alfaların alfası geldiğinde kurtların gücü artar. Bunu şu an ben bile hissetmeye başladım."

Gözlerimi birbirine bastırıp açtım. "Bu işten kimse zarar görmeden nasıl çıkacağız hiç bilmiyorum."

"Merak etme asicim bir çıkış vardır." diyerwk göz kırpan Nick'e dil çıkarmamak için kendimi zor tuttum.

"Umarım. Eee hadi çözün beni artık." diyerek gözlerimle kendimi işaret ettim.

Tek elini saçlarına atıp karıştıran Nick.'e öfkeyle baktım. "Unuttuk biz seni."

Söylediği cümleye karşılık  neredeyse çığlık atar gibi konuşmuştum. "Cidden mi kalas!"

"Hadi Alex yardım et de çözelim."

   Alex ve Nick zincirleri çözdükten sonra sabaha kadar burada oturup konuştuk. Artık daha fazla kalmamıza gerek olmadığını düşünüp mahzenden çıktık. Yolda yürürken her şeyin kokusunu çok daha net alabiliyordum. Kanın, yiyeceklerin, benzinin, insanların, çiçeklerin hatta yoldan geçen vampirlerin bile kokusunu alabiliyordum. Acaba onlarda bizim kokumuzu alabiliyor muydular? Sonuçta yanımda hem vampir hem de kurt vardı ve bu onlara göre alışılmış bir şey değildi.

  Yavaş yavaş acıktığımı hissediyordum ve şu an buna karşı koyacak gücü kendimde bulamıyordum. Vampirlerin en büyük imtihanları açlıktı. Şu an yarı vampir olduğum ve kurda dönüştüğüm için sanırım acı beni acıktırmış ve güçsüzleştirmişti. Kendimi kontrol etmek zorundaydım. Gözlerimi  bir kaç saniye kapatıp açtım.

   Bir şeyler yemeliydim yoksa şu an burada dönüşürsem bu hiç iyi olmazdı. En iyisi çocuklara söyleyip yemek yemekti. Kurt olduğuma göre sadece kanla beslenmeme gerek yoktu. Buraya ormandan daha yakın yiyecek satan bir yer varsa hemen bir şeyler almalıydık.

"Nick, Alex - " dediğimde Alex demek istediğimi anlamış gibi sözümü böldü.

"Acıktın mı?"

"Evet hem de şu an kendimi durduramayacak kadar." diyerek dişlerimi birbirine bastırdım.

"Tamam sakin olun ne olur ne olmaz diye yanıma yiyecek küçük şeyler getirmiştim. Bunlar şimdilik seni idare eder. Daha sonra ormana gider avlanırsın."

"Ahh harika olur. Sağol Alex." Alex'in çantasından çıkarıp  uzattığı şeyleri elime alıp hızla açarak tükettim. Yemek yemek harika bir şeydi ve vampirlere üzüldüğüm en büyük nokta bu olabilirdi. 

Son lokmamı yutarken Nick kolumdan tutup çekerek daha hızlı yürümemi sağladı. "Tamam sorun çözüldü.Angel bence biraz çabuk olalım. Eve geç kalmasak iyi olur. Yarın döneriz dedik. Amcamı görelim ki sorun olmadığını anlasın."

"Tamam Nick ağzımdaki lokmayı boğazıma dizin. Geç kalacak olursak evde kan vardır ondan içerim." dediğimde kolumu bıraktı.

"Olur o zaman."

  Yavaş yavaş yürümeye devam ederken bir yandan da düşüncelerim beni ele geçiriyordu. Gerçekten Alex dün yanımda olmasa nasıl olurdu bilmiyordum.  O an onlara zarar vermeyi aklımın ucundan geçirmemiştim. Ve en korktuğum şeylerden biri onlara zarar verme dişüncesiydi. Fakat o an sadece acımı düşünüyordum. Alex'in sesiyle kendime geldim.

"Ben şimdi gitsem iyi olur. Evdekiler ne olduğunu bilmediği için yokluğumu fark etmeden gitmeliyim. Angel kendine dikkat et. Akşam seni ararım tekrar konuşuruz."

"Tamam Alex. Her şey için teşekkür ederim." diyerek kısaca sarıldım.

"Sağol kardeşim. Her ne kadar kurtlarla vampirler düşman deseler de sanırım biz bu kuralı bozduk. Ne dersin?" Nick elini Alex'e uzattı. Alex'in ne yapacağını beklerken Nick'e aynı şekilde davranması beni rahatlatmıştı.

"Sana katılıyorum. Şimdi gitmeliyim. Bir şey olursa haber verin. Özellikle garip bir şeyler."

"Tamam merak etme. Görüşürüz."

  Alex yolda bizden ayrıldıktan sonra Nick'le başbaşa kalmıştık. Belki önceden konuştuğumuz konuyu ona hatırlatsam iyi olur diyerek direk söze girdim.

"Nick sözünü hatırlıyorsun değil mi?"

"Ahh şu konu evet. Merak etme. Hem sana bir şey sormalıyım."

"Sor bakalım."

"Alex'le aranda ne var?" dediğinde ağzımı kapalı tutmakta zorlasam da çenem hafifçe aşağıya doğru oynamıştı.

"Benim mi?" Hayatımın en saçma sorusunu sormuş olabilirdim.

"Angel sana sorduğuma göre tabiki senin."

"Yok canım ne olsun. Hem şu gömleğin sana dar mı ne?" diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım.

"Konuyu değiştirme gömleğim gayet iyi. Ona bakışlarını gördüm Angel." Şimdiyse yolun ortasında durmuş birbirimize bakıyorduk.

Pes etmişlikle mırıldandım."Tamam. Söz ver kızmayacağına."

"Tamam söz kızmayacağım anlat."

"Erkek arkadaşım." Nick'i gözlerinde gördüğüm şaşkınlık yutkunmama neden olmuştu.

"Ne dedin?" Anlamıştı fakat onaylatmak istediğini biliyordum.

Gözlerimi gözlerinden kaçırdım. "Erkek arkadaşım."

Nick bir adım geriye giderek tek elini boynunun yanına yerleştirdi. "Ahh Tanrım. Bunu iki gün önce söylesen o çocuğu boğabilirdim."

"Evet bunu bildiğim için söylemedim. Bir dakika ne dedin sen ? Boğabilirdim mi?" Ben şaşkınlıkla Nick'e bakarken o gayet rahat görünüyordu.

"Yani. Ama merak etme artık öyle bir şey yapmam. Baksana zor günümüzde yanımızda oldu. Hem her şeyi göze aldıysa  gerçekten onun için değerli olmalısın."

"Çok teşekkürler Nick. Böyle düşünmen beni o kadar rahatlattı ki." Kollarımı ona doladğımda omuzlarımdan büyük bir yük kalktığını hissediyordum.

" Mutlu olmayı hak ediyorsun."

" Senin içinde geçerli. Peki senin hoşlandığın biri yok mu?" Geri çekilip Nick'in yüzünü inceledim.

" Aslında sizin sınıftaki kızdan biraz etkilendim doğrusu. Ama sadece geçici bir hoşlantı. İki güne kalmadan geçer gider."

Elimle hafifçe omzuna vurdum. " İlk gün anlamıştım zaten. Belki geçici olmaz. Aslında sormam gereken başka bir şey daha var ama konumuzun dışında." Durmayı bırakıp eve doğru ilerlemeye devam ettik.

"Evet?"

"Alex'in dediği şey şu alfaların alfası konusu. Şimdi hem köken melez, hem de alfaların alfasıyım. Tüm kurtların güçleri bende var. Onları yenemez miyiz?" Beklentiyle Nick'e bakmayı sürdürdüm.

"Belki bunu deneyebiliriz ama başaramama ihtimalimiz çok yüksek. Koca bir ordusu var. Yarısını öldürsek bile biz sadece iki kişiyiz. Diğerlerini yani tanıdıklarımızı bu işe katamayız."

"Hem nasıl bu kadar güçlü hem de bu kadar güçsüz olabilirim aklım almıyor. Sonuçta bizden tek farkı ordusu olması. Tek başımıza olsak onun direk boynunu koparabilirim." diyerek sol ayağımı yere vurdum.

"Evet bunu biliyorum.Çok güçlüsün ama iki kişiyle bir savaş yapamayız."

"Peki kurtlardan yardım istesek?" Söylediğim şeyle Nick'in kaşları havalandı.

"Kurtlardan yardım istemek mi?"

"Evet. Yardım edemezler mi?"

"Ben bilmiyorum. Fakat belki bunu öğrenebiliriz. Eğer bunu yaparlarsa tekrar bir şansımız olabilir Angel."

"Ahh sonunda bir çözüm yolu bulabiliriz Nick. O zaman şöyle yapalım şimdi eve yaklaşık zaten Max ve Willy amcayla görüşelim yemek yedikten sonra hemen Alex'i arayıp ona danışırım."

"Biliyor musun Angel aslında bu harika. Hem belki ablamı görme şansım olur."

"Bu çok güzel oldu. Umarım kabul ederler."

"Tamam şimdilik bunu kapatalım. Eve geldik zaten konuyu onlara açmalı mıyız? Belki bize yardım ederler."

"Bilmiyorum ama Şüpheliyim Nick. Sonuçta kim kendi türüne karşı düşmanıyla savaşır ki? Belki bunu orada ögrenseler iyi olur."

"Haklı olabilirsin. O zamana kadar ne kadar az vampir bilse iyi olur."

"Peki komutanım vampirlere bir şey söylemek yok."Artık neredeyse murıldanarak konuşuyorduk.

"Aferin asker."

Elimize geçen son umutla kurtlardan yardım istemeyi düşündük. Umarım yardım ederlerdi sonuçta hem alfaların alfası hem de kökendim. Ayrıca Tyler bizi yakalarsa bu onların da sonu da gelecek demekti. Sonunda ipler bizim elimize geçecekti. Belki de artık biz onlardan değil onlar bizden korkmalılardı.

Evin önüne geldiğimizde ikimizinde küçük umut kırıntısından dolayı yüzünde bir gülümseme vardı. Kapıyı her zamanki gibi evin hizmetlisi açıp bize içeriye kadar eşlik etti. Salona geldiğimizde Willy Amca'nın ve Max'in oturup sohbet ettiklerini gördük. Willy amca bizi fark edince hemen ayağa kalkıp bize sarıldı.

(=Willy , -Angel , +Nick , #Max)

"Merhaba gençler hoş geldiniz."

"Hoşbulduk sen de hoşgeldin amca."

"Hoşgeldiniz Willy Amca."

"Hoş bulduk gençler siz de tekrar hoş geldiniz. Angel bir haftada ne kadar değişmişsin."

"Ahh teşekkürler Biraz spor yaptım." Wilky Amca'nın yalan söylediğimi anlamamasını umdum.

"Çok güzel olmuş böyle devam et." dediğinde neredeyse derin bir nefes almamak için kendimi zor tuttum.

"Teşekkürler." diyerek hafifçe başımla  da teşekkür ettim.

"Amca biz biraz açız da bir şeyler yesek." Nick araya girdiğinde bu konunun uzamamasına sevinmiştim.

"Tabi tabi siz karnınızı doyurun benim de odamda yapılacak işlerim var. Akşam görüşürüz."

  Willy amca dediklerimize ne kadar inanmış gözüksede Max tam aksine şüpheyle bakıyordu. Sonuçta onunla dün görüşmüştük ve bir günde bu kadar değişmem olağan üstü bir olaydı.

" Şimdi biri bana burada ne olduğunu anlatıyor."

" Bir şey olduğu yok kuzen."

Max sinirlenmiş görünüyordu. "Gerçekten mi? Yani Angel bir günde bacak ve bel ameliyatı olmadıysa bir şey yoktur herhalde."

"Yok kuzencim olur mu öyle şey? Aynı Angel işte. Sadece bir kaç gündür spor yapıyordu o da dün etkisini gösterdi."

"Nick benimle dalga mı geçiyorsun? Ben bile bu kasları yapmak için aylarımı verdim ki birinin bacaklarının en az on santim uzaması pek normal değil ha?" Max'in sesi yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı.

"Max lütfen sessiz olur musun? Nick belki ona anlatmalıyız. Bilmeye hakkı var." diyerek araya girdim yoksa duymayan kalmayacaktı.

"Haklısın belki o da yardım eder."

"Etmese de sorun değil. Sadece o zamana kadar sırrımızı saklasa yeter."

"Tamam anlatalım o zaman."

"Sonunda anlatacaksınız yani. Neler çevirdiğinizi çok merak ediyorum."

"Konuşacağız ama önce bir şeyler yemeliyim." dediğimde Max bıkkınlıkla onayladı.

Bunun olacağını tahmin etmemiş miydik elbette ikimizinde aklından bu sorunun geçtiğini biliyordum. Şimdi Max'e anlatınca ne tepki vereceğini bile bilmiyordum. Eğer kurtlar yardım eder ve savaşma ihtimalimiz olursa Max'in karşı tarafta olmasını hiçbir şekilde istemiyordum.

Artık bir şeylerin sonuna geldiğimiz o kadar açık ki. Buradan herkesin sağ çıkamayacağı kesindi ama en azından onların yarısını bile kurtarmak hepsini kaybetmekten daha mantıklıydı.

  Max'in belki de bu olanları çoktan öğrenmesi gerekiyordu sadece bugün öğreneceği şeyler biraz gecikmeli olacaktı.

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

147K 4.2K 26
"Her şey Fransa'ya taşınmam ile başladı."
636K 49.9K 59
Ölümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvend...
75.5K 2.7K 58
Bu kitabı deli gibi aşık olduğum kız için yazdım ona söyleyemediğim tüm sözleri bu kitaba yazdım ve bundan sonraki kitabımda hayatımı anlacağım
9.6K 1.8K 22
...ᘛ... Yeryüzüne ilk ateş düşmüştü ve insanlığa ateşi veren kişi zincire vurulup kargalara yem edilmişti. Böylece savaş başlamıştı. ** Ela gözlerin...