10.Bölüm

31.5K 1.4K 75
                                    

Elimi Nick'in omzuna destek olurcasına koydum ve hafifçe sıktım. ''Merak etme iyi bir dinleyiciyimdir.'' dediğimde onun hala kafasında bir şeyleri tarttığını görebiliyordum.

''Anlatacak mısın, Nick?''diye ısrar ettim.

Başını iki yana salladı.''Bak zamanı gelince anlatacağım.'' Gerçekten zorlanıyor gibi görünüyordu.

''Zamanı ne zaman?''dediğimde sesini çıkarmadı. Sonra anlatır diye şimdilik bu konu hakkında konuşmamayı tercih ettim. Anlatmak istediği zaman nasıl olsa kendi isteğiyle bana gelirdi.

''Peki. Şey bir soru sorabilir miyim?''

''Sorabilirsin.''dedikten sonra başını sonunda yukarıya kaldırdı.

''Ceza aldığımız gün gerçekten o sinirle beni öldürebilir miydin?''deyip gülümsedim. Bunu gerçekten merak ediyordum.

''Ahh o gün mü?'' diyerek kısa bir kahkaha attıktan sonra devam etti.''Tabii ki hayır korkup kaçman için yapmıştım. Aslında melez olmaman içindi. Yoksa seni istesem bile öldüremem zaten.''

Nick bir an ağzından önemli bir şey kaçırmış gibi başını tekrar öne eğmişti. ''İstesem bile öldüremem ne demek Nick?'' Benim hakkımda başkalarının benden daha çok şey biliyor olmaları sinirlerimi bozuyordu.

''Zamanı gelince her şeyi anlayacaksın. Şimdi bunları düşünme tamam mı?'' diyerek beni geçiştirdiğinde elimi Nick'in omzundan çekerek dizime koydum.

''Zamanı ne zaman gelecek Nick? Her şeyi geçiştirdin zaten. Salak gibi mi görünüyorum sence?'' Dizimdeki elimi yumruk yapmış yaptığım yumruğu Nic'in gözüne geçirmemek için kendimi zor tutuyordum. Normalde bu kadar küçük şeylere sinirlenmezdim fakat şu vampir olma işi psikolojimi alt üst etmişti.

''Salak gibi görünmüyorsun Angel. Ben hiç öyle bir şey söylemedim.''

Omuzlarımı düşürüp ben de başımı onun gibi yere eğdim. ''Öyle hissetmeme neden oluyorsun, oluyorsunuz. Ne kadar aptalım diye düşünüyorum. Hayır değilsin deme sakın. Öyleyim biliyorum.''

Bu sefer elini omzuma koyan oydu. Tek eliyle çenemi tutarak başımı yukarıya kaldırdı. ''Kendine aptal ya da salak demekten vazgeç Angel.''

Gözlerimi yüzü hariç her yerde gezdiriyordum. Sinirlerim yatışmış, sakinleşmiştim. ''Hep burada mı kalcağız?'' Her zaman yaptığım gibi sıkıştığım yerde konuyu değiştirdim. Benim de kaçış yolum buydu. Belki de bazen kaçmak savaşmaktan daha iyiydi. Rahatsız olduğumu anlayınca Nick elini çenemden çekti.

''Hayır hep burada durmamıza gerek yok . Sadece bizi bulabilecekleri yerlere gitmemeliyiz. Ama şimdi önemli olan eğitimin. Her şeyi sana öğretemem fakat temel şeyleri bilmen lazım.''

Ellerimi saçlarıma geçirip hafifçe çekiştirdim. ''Hayır bir de eğitim çıktı başıma. Alt tarafı kan içiyorsunuz. Gören de atomu parçalayacağız zannedecek. Hem ne eğitimiymiş bu?''

''Bale'' Aniden gelen cevap sayesinde ellerimi saçlarımdan çektim.

''Pardon?'' Benim gayet ciddi konuşmama karşın verdiği gevşek cevap gerçekten yumruğumu gözüne geçirsem mi diye tekrar düşünmeme neden olmuştu.

''Şakaydı sadece.'' diyerek ellerini havaya kaldırdığında gözlerimi devirdim.

''Seni bale yaparken görmek isterdim Nick. Eminim pembe bir tayt giysen çok yakışırdı.'' dediğimde bu sefer sinirlenme sırası ondaydı. Bense yarım ağız gülümsemekle meşguldüm.

KIRIK BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin