21. Bölüm

17.7K 826 54
                                    

HATIRLATMA;

Acaba Max ne konuşacaktı? Geç kalmadan duştan çıkıp havluyla kurulandım. Saçlarımı kurutup bağladıktan sonra üzerime rahat bir şeyler geçirip kapının kilidini açtım. Nick'in odasina doğru yürüdüm.Kapısını çalıp gir sesini duyunca içeriye girdim. Max ve Nick yatakta oturmuş beni bekliyorlardı.

''Bizde seni bekliyorduk'' dedi Max....

√√√√√√√√

''Gel Angel sende yatağıma oturabilirsin.''

Nick'in oturduğu yerin kenarına bende oturdum. Max'in elinde bir şeyler vardı. Görebildiğim kadarıyla bir kaç fotoğraf olmalıydı.

''Sorun ne?'' deyip elimle önüme gelen saçlarımı geriye attım.

''Sorun yok Angel merak etme.''

''Ee o zaman neden toplandık?''

''Yarın okula başlıyorsunuz. Biliyorsunuzdur bu okulun sadece yarısı bizim.''

Nick gözlerini devirip benden önce cevap verdi. ''Gerçekten mi Max? Bizim niye haberimiz yok?''

Max Nick'e cevap vermek yerine gözlerini devirmeyi tercih etti.

''Willy amca söylemişti bize Max. Sen devam et.''

''Tamam devam edeyim o zaman. Okulun diğer ortağının oğluda bizim okulda. Ama biz onunla pek anlaşamayız. Yani kısaca kavgalıyız. Size kimlerin dost kimlerin düşman olduğunu göstermek için bu resimleri getirdim. Bakın diğer ortağın oğlu gerçekten insanlar için tehlikeli. Onları öldürmekten çekinmez. Hatta kendi soyundan olsa da vampirleri bile...Ayrıca ihaneti de çok sever.''

''Nasıl yani? Kavga nedeniniz özel mi peki kuzen ? Bende bilmiyordum çünkü.''

''Size anlatamayacak kadar özel değil. Kız meselesi işte. Sevdiğim kız beni aldattı. Beni aldattığı kişi kardeşim dediğim kişiydi yani şimdiki baş düşmanım ''Joe''. Ama sonradan kızın sürtük olduğunu o da anladı. Beni aldatan onu da aldattı yani. Ama aramız hala bozuk. Çünkü başta kardeşinin sevgilisine bakmakla hata etti zaten. Böyle geldi böyle gider hesabı.''

''Şey...Max peki birçok fotoğraf var onlar kim?'' Max'in sinirlendiğini anlayınca konuyu biraz olsun dağıtmak için elindeki fotoğrafları bahane etmek zorunda kaldım.

''Anlatacağım Angel.''

Elindeki fotoğrafları uzatınca elime alıp ilk resmi incelemeye başladım.''Bakın bu uzun boylu olan Joe. Yanındaki esmer kız ise beni aldatan eski sevgilim Kelly.Diğer fotoğraflarda da onların yancılarının resimleri var. İsimleri arkalarında yazıyor.''

''Hangi sınıfta?''

''İkimizle aynı sınıfta Angel. Bu arada ben okulda biraz asabi çocuk tiplemesindeyim. Oradakilere kimin okulu olduğunu hatırlatmak için. Joe egemenliği eline almasın diye. Bu arada biz genelde siyah, lacivert ve koyu tonlar giyiyorum. Evdeki gibi pek renkli değilimdir. Evet evet saçma diyeceksin ama siyah ve koyu tonlar asaletle ve benimle bütünleşmiş renkler sonuçta. Angel senin beyaz sevdiğini biliyorum ama beraber siyah giysek olur mu?''

''Hayır aslında eğlenceli de olabilir. Saçma ama eğer aynı şekilde davranalım dersen tabiki onaylarım. Belki yeni okulumda eğlence olur.''

''Kuzen sen ne dersin?''

''Angel için sorun yoksa benim içinde sorun yok ama gerçekten çok saçma. Neden koyu renkler Max?''

Başımı Nick'e çevirip sıkıntılı bir nefesi dışarıya koyverdim.

''Onun koyu giyimesine karışıyorsun ama kendine baksana sen.''

Ellerini iki yanına kaldırdı''Bir şey demedim. Biliyor musun Max kötü rolünü iyi yaparım. Bu okulda ben kötü olsam ya.''

Nick'in bu dediğine ikimizde kahkalarla gülmeye başladık. Yazık Max anlamamıştı tabi ki. Bize boş boş bakıyordu. Aslında kötü biri gibi davranmak iyi olabilirdi. Kimse kötüleri sevmezdi. Herkes iyi ve saf olanla takılmak isterdi. Böylelikle onları kendimden uzak tutabilirdim.

''Tamam o zaman yarın sabah görüşürüz unutmayın yarınki rengimiz ''Siyah. Ben Odama gideyim siz isterseniz oturursunuz. İyi Akşamlar gençler.''

Max iyi akşamlar deyip odadan çıktı. Bugün zaman çok hızlı geçmiş akşam olmuştu bile. Karanlık kendini göstermişti.

''Ne düşünüyorsun?''

''Ne hakkında?''

''Kötü biri gibi taklit yapma konusunda.''

''Bence güzel olabilir. Hep masumdum, ezildim, aşağılandım, sesimi çıkarmadım. Şimdi bu durum değişmeli.

''Peki yapabilecek misin? Sadece siyah giyinmekle kötü olunmuyor ya da içki veya sigara içmekle. Kötü olmak için içinin siyah, ruhunun kirli olması lazım.''

''Biliyorum Nick. Kendime güvenmeliyim. Unutma ben güçlüyüm.''

''İşte benim kızım.'' Nick elini omzuma atıp beni kendine çekti.

''Ağaçlıktan, kızına mı terfi ettim acaba?''

''Ağaç itici oldu sanırım. Sana başka bir şey bulmak lazım.''

''Adım kadar kötü olsun.''

Bu dediğime ne kadar saçma olsa da dakikalarca güldük adının anlamı melek olan biri nasıl kötü olabilir ki? Ama olmalıyım. Değişmeliyim. Sonuçta her melek masum değildi. Şeytanda bir melekti ama Cennet'ten kovulmuştu. O ateşten yaratılmıştı. Yakmıştı ve yanmıştı.

''Hadi şimdi git yarın okul var.''

''Ağaç bana itici ama kalas sana tam uyuyor. İnsan bir kızı odasından böyle mi yollar! Daha doğrusu kovar.''

''İnsan olmadığına göre.'' Ellerini omzundan çekip beni oturduğun yerden ayağa kalkmaya zorladı.

''Kalassın Nick.''

''Salak''

''Deli.''

''Bebek suratlı.''

''Bu iltifat olmadı mı?''

Dudaklarımı büzdüm. ''Sana söylenecek hakaret yok ki.'' Masum yüz ifadesi takınıp kirpiklerimi kırpıştırdım.

''Gel kız buraya sana bir sarılayım.''

''Peki babacım.''

Nick'le sarıldıktan sonra ona iyi akşamlar diyerek odama geçtim. Demek yarın okul vardı. Yeni başlangıç yapacaktım ha? Umarım elime yüzüme bulaştırmazdım. Biz konuşurken saat baya ilerlemişti.

Willy Amca'nın daha gelmediğini düşünüyordum çünkü kapının sesini duymamıştım. Neyse erken uyuyup sabah erken kalksam iyi olur diye düşünüp kendimi üzerimdeki kıyafetlerle yatağıma attım. Ne kadar erken o kadar iyiydi.

YARINA HAZIR OL ANGEL....

KIRIK BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin