19. Bölüm

17.9K 839 13
                                    

Bu araba gerçekten pahalıydı.Willy amca paraya kıymış.Hemde daha bir kaç gündür tanıdığı bir kız için bile.

İyiki önceden babam bana araba kullanmayı öğretmişti. Yoksa bu zevki tadamazdım herhalde. Bizim arabamız bu kadar iyi olmasada kötü değildi, en azından işimizi görüyordu.İlk kullandığım araba oydu.

Max'in arabası en önde bize yol gösterirken Nick ve ben de onu arkadan takip ediyorduk.S onunda Max küçük bir mağazanın önünde durdu. Burası bir kasaba olduğu için AVM falan olmasını beklemiyordum zaten.

Arabalarımızı park ettikden sonra hepimiz indik. Küçük ama güzel bir yere benziyordu.

''Hadi millet içeri geçelim''dedi Max.

Onu başımızla onaylayıp içeriye girdik.İçerideki kadın bizi gülümseyerek karşıladı. İçerisi kan kokuyordu. Demek ki kadın insanmış. Sırf vampirlerin olmadığı bir kasaba olması güzeldi. Çok acıkırsam öldürmeden insan kanıda içebilirdim demek ki.

''Hoş geldiniz efendim.Nasıl yardımcı olabilirim?''

''Meraba. Biz bu küçük hanım için bir şeyler bakacaktık.''

Max bana yine küçük hanım demişti. Bazılarının bu huyunu sevmiyordum. Sürekli sevmediğin bir şeyi burnunun dibine sokuyorlar. Başımı iki yana sallayıp gözleeimi kıstım. Max'e dönüp dişlerimi gösterdiğimde ellerini iki yana açtı.

''Tamam tamam kızma sadece şakaydı.''

''Ben gülmedim ama!''

''Şey isterseniz şu taraftan bakmaya başlayalım.''

Bu kısaca''kafamı şişirmeyin,sizinle mi uğraşacağım ne alacaksanız çabuk alıp gidin.''deme şekliydi herhalde kadının. Bunu hepimiz anlamış olacağız ki kadını takip ettik. Nick'le Max oradaki puflara oturup benim seçmemi beklediler.Bende kadının gösterdiklerinden bir kaçını alıp kabine girdim.

İlk olarak siyah tayt ve üzerinde yazıları olan pembe bir t-shirt giyip kabinden çıktım.İkiside beğenmemiş olacak ki yüzlerini buruşturdular. Aman çokta önemli diyecektim ama bende pek beğenmemiştim. Kabine tekrar girip bu sefer dizimden 1 buçuk karış yukarıda, straplez, pembe küçük çiçekleri olan lacivert bir elbise giydim. Çıktığımda ikiside birbirine bakıp başıyla beni onayladılar. Aslında kısa giymeyi sevmezdim ama bu elbise gerçekten yakışmıştı. Abartısız onlarca kıyafet ve ayakkabı denemiştim. İki tayt ,beş tişört ,üç Jean ve bir kaç elbise alıp mağazadan çıktık.Aldıklarımızı arabamın bagajına yerleştirdikten sonra Nick'e döndüm.

''Nick avlanacak mıyız?''

''Hani acıkmazdınız Angel hanım? ''

''Ama acıktım Nick bey.'' deyip gözlerimi devirdim.

''Tamam avlanalım. Max burada orman vardı değil mi?''

''Evet kasabanın çıkışına doğru var. Beraber gidelim siz beni yine takip edersiniz.''

''Şey Nick,Max....İnsan kanı içebilir miyim?''

''Hayır Angel şu an olmaz. Kendini nasıl kontrol edeceğini bilmiyorsun.''

''Lütfen ...lütfen,lütfen,lütfen...''. Ellerimi birbirine kenetleyip çenemin altında birleştirmiştim. Amacım tatloı görünmekti ama ne kadar yapabildiğim merak konusu.

''Duramazsan bir insanı öldürebileceğini biliyorsun. Ölünce ne olacağınıda biliyorsun.''

''Nick bence denemekten zarar gelmez.Hem öldürse bile zaten çoğu vampir bunu yapıyor.'' Max her olacağını bilmediği için gayet rahat konuşuyordu.

Çoğu vampir yapıyorsa bilmediği bir şey vardı . İnsanı öldürürsem kurt genlerim harekete geçecek ve Bam....''Karşınızda melez silah.'' Ama hep bundan kaçarak yaşayamazdım ki. Eninde sonunda insan kanı içecektim ve bunu öldürmeden de yapabilirim.

''Nick ne olacağını biliyorum ama eninde sonunda içeceğim. En azından şimdi yanımda sen olacaksın.''

Ellerini saçlarından geçirip başını yana eğdi. Büyük ihtimalle düşünüyordu. Başını kaldırıp aşağı yukarı salladı.
''Tamam Angel sana güveniyorum.Ama dur dediğimde durmak zorundasın.''

Ellerimi çırpıp ''Anlaştık.Peki avı nereden bulacağız?'' diye hemen konuya atladım.

''Siz merak etmeyin gençler onu ben bulurum. Nick anlatmıştır herhalde şu bar sokaklarını.Oradan biriyle başlayabiliriz.'' Max'in söylediği şey mantıklı gelmişti.

''Tamam gidelim o zaman çok acıktım.''

Arabalara binip barın olduğu sokağa sürdük.Oraya yaklaşınca Max inip yanımıza birini getireceğini bizim oraya girmemize gerek olmadığını söyledi.

Max gideli 5 dakika olmadan yanında sarı beline kadar saçları olan, uzun boylu ve sıska sayılabilecek bir kızla geldi. Kızın üzerindeki extra mini kırmızı elbise ve dudağındaki dağılmış ruj onun buraya sadece eğlenmek için gelmediğini belli ediyordu. Max elini kızın omzuna atmış yanımıza gelirken kız sanki etkilenmiş gibi boş boş yüzümüze bakıyordu.

''Evet Angel işte avın.'' Max eliyle kızı işaret etti.

''Ş...şey..Ben nasıl yapmalıyım? ''

''Öncelikle gözlerine bak ,bağırmamasını ve canının acımayacağını söyle. Bu arada yaptığını unutmasını söylemeyi unutma. Daha sonra diger canlılara yaptığın gibi boynundan ısırabilirsin. Ama sakın zehrini verme. Başımıza yeni yetme bir vampir çıkmasın.''

Başımı tamam anlamında salladım.Bir yandan Nick'e bakarken onunda bana başını sallayıp onay verdiğini anladım.Kızın yanıma yaklaşıp gözlerine baktım. Göz bebekleri küçülmüştü.

''Merak etme canın acımayacak ama eğer bağırırsan bu durum tersine dönebilir.O yüzden sakın bağırma.''

Ben bunları söyledikten sonra kızın göz bebekleri saniyeler içinde tekrar büyümüştü. Nick ve Max'e son kez baktıktan sonra dişlerimi çıkarıp kızın ince boğazına geçirdim.

KIRIK BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin