KIRIK BEYAZ

By MrsVeno

1.2M 52.6K 5.8K

Not: Hikayede sadece birkaç bölüm okulda geçmektedir. "Okula yeni gelen genç kız hikayesi mi? Klişe."diyerek... More

GİRİŞ
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
#Soma
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
Bildiri
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm 1. Part
43.Bölüm 2.Part
44.Bölüm
FİNAL
**İLK KİTABA VEDA**
2.Kitap
YENİ

34.Bölüm

18.5K 731 88
By MrsVeno

   HATIRLATMA;

''O zaman sadece bir kere deneyelim lütfen sana her şeyi unutturmaya hazırım.Sadece güven bana.''
  
   Kalbim ona bir şans ver derken ,beynim buna hazır değilsin diyor.Kalbimin mi yoksa beynimin sesini mi dinlemeliyim?

  
   ÜZGÜNÜM KALBİM...

  ---

   Üzgünüm kalbim ama seni biraz daha yormak zorundayım.

   Sırıtıyordu salak. Ellerimi kavrayıp alnını alnıma yasladı. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama zaman olduğundan çok daha hızlı geçmişti.

  Bir kaç dakika sonra beni belimden tutup döndürmeye başladı.

  ''Ben teşekkür ederim.Çok çok teşekkürler.''

  ''Kes şunu şapşal.'' Bir yandan dönerken bir yandan da ikimizde kahkaha atıyorduk.

''Çıkıyor muyuz şimdi biz?''

  ''İndir hadi beni.''

  ''Evet demezsen bırakmam.'' Durmuştuk ama hala eli delimdeydi ve beni bırakmamıştı.

  ''Evet'' diyerek başımı salladım.

''Benim için büyük bir hediyesin'' dediğinde utandığımı hissettim.

''Tamam bırak artık beni.''

''Bıraktım bile.''

Ayaklarım yere bastığında yüzümün gerginliğinden bile gülümsememin ne kadar büyük olduğunu hissediyordum.
 
  ''Angel?'' Önümde sallanan ele gözlerimi kırpıştırdım.

 ''Ne? Pardon dalmışım.''

  ''Daldın mı beni mi düşünüyordun?''

  ''Şansını zorlama istersen.''

  ''Peki sustum. Hadi gitarını çantasına koyda seni evine bırakayım.''

  ''Evimi nerden bili...Ahh pardon evime kadar takip etmiştin değil mi beni?''

''Imm hıhı birazcık.''

  ''Gece pencerenin önüne gelmiştin?''

  ''Yani...''

  ''O zaman şimdi seni sapıklığından dolayı öldürmemem için bir sebep söyle?''

  ''Çünkü seni seviyorum yetmez mi?''

  ''Hımm. Bu seferlik paçayı kurtardın tekrar olmasın!''

  ''Pekii peki anladım. Hadi doğru eve.''

     Beraber yürüyerek evin oraya kadar geldik. Ama onu görmemeleri için malesef içeriye davet edemedim.

 ''Alex''

 ''Efendim''

''Bunu şimdilik kimseye söylemesek olur mu?''

''Sen nasıl istersen. Şey sana sormak istediğim bir şey var aslında''

''Evet.''

''Yarın doğum günün mü?''

''Sen nerden biliyosun?''

''Bu demek ki evet.''

''Evet de nerden bildiğini söylemeyecek misin?''

''Dün sizin eve sana bakmaya gelmiştim de ben....''

''Eee..'' diyerek elimi belime koydum.

''İki kişiyi konuşurken duydum. Biri senin arkadaşındı diğerini tanımıyorum.''

''Ama nasıl bilebilirler? Kimseye söylememiştim.''

^^ GEÇMİŞ^^

Max, ''Nick'le aynı yaşta mısınız?'' diye sorduğunda başımı aşağı yukarı salladım.

''Evet ama sanirım o on yedi olmuş benim on yedi olmama iki hafta var.''

''Yani iki hafta sonra doğum günün var.''

''Öylede denebilir.--

''Gelmemize az kaldı Nick'ı uyandırayım.''

^^ŞİMDİ^^

''Ahh hatırladım.''

''Neyi?''

''Max'e buraya gelirken arabada söylemiştim.''

''Anladım.Peki kim bu Max?''

''Nick'in kuzeni yani şu arkadaşımın. Burası da onların evi zaten.''

''Madem yarın doğum günün o zaman doğum günün kutlu olsun!'' diyerek yanağıma belli belirsiz bir buse kondurdu.

''Çok teşekkürler. İlk ve tek kutlayan sensin.''

''Buna sevindim. Çok yakın olmayın şu Max'le unutmadan söyleyeyim.''

''Hıhı tabi. Neyse ben gitsem iyi olur merak etmişlerdir.''

''Peki ama dediğim gibi dikkat et.''

''Olur.Git artık.''

''Öpücük yok mu?''

''Hayır''

''Bir tanecik de mi?''

''Iı olmaz.''

''Off gidiyorum o zaman.'' O geri geri yürümeye başlarken ben el saklıyordum.

''Yani. Güle güle''

   Kimseye yakalanmadan bugünü  atlatmıştık ya başka bir şey istemiyordum. Yarın doğum günümdü ve çocukların hatırlamalarına çok sevinmiştim.Umarım parti falan yapmazlardı çünkü son gittiğim parti pek iç açıcı değildi, Tyler sayesinde. Bildiğimi de farkettirmesem iyi olurdu.

   Odama girip masamın başına oturdum. Acaba günlüğüm neredeydi? Günlüğümü bulup elime bir kalem aldım.

   Sevgili Günlük;

   Aslında bugün benden beklenmeyecek bir şey yaptım.Alex'le çıkıyoruz.Evet evet kurt olan Alex! Kimseye söylemedim.Alex-'den bahsetsemde kurt olduğunu bir süre gizlemeyi düşünüyorum tabi ne kadar başarabilirsem.

   Doğum Günüm!!!! Yarın ne olacak dersin? Umarım sadece kutlayıp geçiştirirler, hediye de istemiyorum.Bana deli misin ? Pasta ve hediyeler doğum gününün en güzel parçaları diyebilirsin ama bu yıl değil.Belki geçen yıl olsa sırf hediye için onlarca kişiyi doğum gününe bekleyebilirdim.

   Bu yıl ailem yanımda yok. Onlar orada benim yokluğuma üzülürken ben burada parti yapamam.''Onlar yokken de eğlenmiyor musun?Şarkı  söylüyorsun,gülüyorsun,hatta baksana sevgili bile yapmışsın ''diye bilirsin ama çok farklı.

   18. yaş günümü ailemle ve sevdiklerimle geçirmek isterdim.Keşke burada olsalardı veya ben orada olabilseydim.Bella'yı bile özledim.En kısa zamanda güçlenip geri döneceğim...

   İYİ GECELER DOSTUM....

::::::::: ::::::: :::::::::::

  Günlüğümü kapatıp yerine koyduğum sırada kapım çaldi.

  ''Gel''

''Selam Angel.''

"Gel otur Nick.'' diyerek yatağımdaki boş yere elimle hafifçe vurdum.

Yatağına adeta zıplayarak oturduğunda gözlerimi devirmeden edemedim.''Nabersin?'' diye sorduğunda kocaman gülümsedim. Kendimi durduramıyordum ki.

''İyiyim sen?''

''Harikayım ve heyecanlıyımda.'' diyerek cevap verdim.

''Neden bu kadar mutlusun?''

''Sen değil misin?''

''Nasıl?Anlamadım.''

''Doğum günü olan sensin heyecanlı olan benim.''

''Haa anladım.''

''Doğum günün kutlu olsun asi kız. İlk kutlayan ben olmak istedim.'' Nick'den önce biri daha kutlamıştı ama o bunu şu an bilmese de olurdu.

''Teşekkürler kalascım.''diyerek gülümsedim.

''Yine kalas olduk.''dediğinde omzumla omzuna vaurdum.

''Hep öyleydin ki.''

''Sarılmıycakmısın kızım?''diyen sitemli sese karsı koyamayarak kocaman bedenini kucakladım

   Evet gelen Nick'ti ve doğum günümü bugünden kutlamıştı. Doğum günümü kutladıktan sonra uzun uzun sarıldık.Sanırım onu olmayan ailemin yerine koyuyordum.

Birbirimizden ayrıldığımızda ''Evet gelelim hediyeye.'' diyerek ellerini birbirine sürttü.

''Hediye?''

''Kızım iyice uçtun sende. Hediyenin ne demek olduğunu bilmiyor musun?'' Bazen gerçekten çok ukalaca konuşuyordu ve bu beni sinir etmeye yetiyordu.

''Tabiki biliyorum.'' diyerek dil çıkardım. ''Hediye ne diye söylemiştim.''

''Haa.Öyle desene be kızım bi an beynin durdu sandım.''

''Cidden mi bunu düşündün mü hiç mi üşenmedin?''

''Off Angel ne biliyim ben. Neyse gelelim hediyene.''

  Nick elini ceketinin cebine atıp iç cebinden küçük bir kutu çıkardı. Gözlerim şaşkınlıktan açılırken umarım düşündüğüm şey değildir diye içimden dua ediyordum. Kardeşim gibiydi o benim.

 ''Aç hadi.''diyerek kutuyu elime tutuşturdu.

  ''Tamam.'' Kutunun kapağını açmadan derin bir nefes alıp cevabından korktuğum o soruyu sordum.''Yüzük mü?'' Cevap vermeden omuzlarını silkti.

''Evlen benimle.'' Şoka girmiştim. Tamamen şoka girmiştim.

 ''Nick..ben..'' Konuşamıyordum,

Kahkaha atarak yataktan yere düştüğünde gerçekten rahatlamıştım. Pis kalas yine kandırmıştı beni.

  ''Seni pislik! Korktum!'' diyerek yerdeyken acıtmayacak bir tekme attım

  Dil çıkarıp ayağa kalktı. Cidden koskoca adama dil çıkarmak yakışıyor muydu yani? Üzerini düzeltip tekrar yanıma oturdu. "Şkaydı sadece.Eee nasıl yüzüğü beğendin mi?''

  Yüzüğü elime alıp incelemeye başladım.''Evet çok güzel de neden yüzük?''

''Aslında bu sıradan bir yüzük değil. Senin için Max'le cadıya yaptırdık.Tabi onun hediyesi başka. Hediyelerimizin farklı özellikleri var.''

  ''Özelliği ne peki yani senin hediyenin?'' Yüzüğü incelerken farklı bir şey arıyordum.

''Özel gücü olan bazı vampirler düşüncelerini okuyamayacak ve diğer vampirlerde  hissettiklerini hissedemeyecek.''

''Vay canına harikaymış.Hadi deneyelim.'' diyerek yüzüğü parmağına taktım.

''Tamam.Bir şeyler düşün ve onu hisset.''

''Tamam.'' diyerek çikolatalı pasta hayal ettim ve heyecanlanmıştım. Pasta kimi heyecanlandırmaz ki sonuçta? ''Oldu mu?''

''Sanırım işe yaradı çünkü ne hissettiğini hissedemiyorum.''

''Harika.Çok teşekkürler.''

''Rica ederim.'' diyerek ayağa kalktı ve kapıya ilerlemeye başladı.

''Nick'' diye seslendiğimde eli kapının kolunda bana döndü.

''Ne oldu?''

-Doğum günü partisi falan yapmayacaksınız değil mi? Şüpheyle sormuştum.

''Hayır Max ısrar etti ama senin istemeyeceğini bildiğim için öyle bir şey yapmayacağız.'' Minnettar olmuştum. Benim için en iyisi doğum günü partisinin olmamasıydı. Bunu istemiyordum.

''Çok sevindim gerçekten.''

 ''Ama bir sürprizim var.Yarın seni bir yere götüreceğim.'' 

''Nereye?''

''Sürpriz ama güzel giyin kendin gibi ol.Sabah erken çıkarız.''

''Güzelden kastın?''

 ''Dediğim gibi kendin ol. Biliyorum siyahı sevmezsin.''

''Ahh evet.Tamam söz yarın siyah yok.''

''Tamam o zaman. Şimdi çıkmalıyım. Max yanına gelecekti. Görüşürüz.''

''Görüşürüz Nick.'' Nick son kez gülümseyerek el salladıktan sonra kapıyı açıp odamdan çıktı.

Max ne hediye almıştı acaba? Cadıya yaptırdıklarına göre baya düşünmüş olmaları lazımdı. Bu arada Nick'in aldığı yüzük de gerçekten harikaydı.Çok tatlı gözüküyordu. Karşıdan gören bir insan sıradan yüzük olduğunu sanabilirdi ama bunun böyle olmadığını tabiki sadece biz biliyorduk

 
  Ben yatağımda oturup yüzüğümü incelerken odanın kapısı tık tıkladı. Gelen Max olmalıydı

''Gelebilir miyim?'' Kapı açıldığında yanılmadığımı anlamıştım.

''Gel Max.''

 ''Nice yıllara Angel.''

  ''Teşekkür ederim.'' Yataktan kalkarak aynı şekilde ona da sarıldım,

''Aslında yarın parti yapmayı düşünüyordum ama Nick izin vermedi maalesef.''

''Bence iyi olmuş. Partileri pek sevmem de.''

''Demek bu yüzden. Az kalsın hediyeni unutuyordum bu senin için.''

  Max elindeki dikdörtgen lacivert kutuyu bana uzattı. Üzerindeki küçük kağıtta ''Nice Mutlu Yıllara Güzel Kız'' yazıyordu. Ne kadar düşünceli dostlarım vardı benim. Kutuyu elime alıp kapağını açtım. İçinde gerçekten harika bir kolye vardı. Eskiden olsa bu hediyelerin sıradan olduğunu düşünürdüm ama hediyeni gerçekten dostlarından alınca çok farklı oluyormuş.

''Eee beğendin mi?'' Max meraklı gözleriyle tepkimi bekliyordu.

''Harika.Çok teşekkürler.''

''Takmamı ister misin?''Çekinerek sorduğunu hissetmiştim.

''Evet çok iyi olur.''

''Arkanı dön ve saçını topla.'' Dediklerini aynen yapmıştım. ''Şimdi oldu.'' dediğinde yüzümü tekrar ona döndüm.

''Cidden çok beğendim.Peki özelliği ne?''

''Kokunu alamayacaklar.''

''Kimler?-'

''Kurtlar.''

''Vay canına. Bunu düşünememiştim.''

''Sana söylemiştim.Vampirler ve kurtlar burada beraber yaşasalar da düşmanız. İçlerinden birine denk gelirsen seni öldürme olasılıkları yüksek ya da sen onları öldürürsün emin olamayız yinede karşılaşırsan seni insan sanmaları için bu kolye.

''Sen harikasın.''

''Ahh biliyorum. Neyse az daha söyleyeceğimi unutuyordum. Sana söyledim mi hatırlamıyorum ama ormana sık gittiğini duydum.

''Evet kafa dinlemek için gidiyorum.''

''Dikkat et demiştim hatırlıyorsundur.''

''Evet.

''Burada kurtların da okulları var burası küçük bir kasaba olmasına rağmen okulları ormanın çıkışından on dakika uzaklıktaki mesafede.Tabi kurt olamayanlar yani bizler oraya giremiyoruz.İnsanlarla beraber okuyorlar.Elbette insanlar kurtların okulu olduğunu bilmiyor.''

 ''İnsanlar ve kurtlar nasıl bir arada duruyor?''

''Bize çok saçma geliyor ama onlar kan içmezler. Normal insan yemekleriyle besleniyorlar.''

  ''Peki dersleri?''

 ''İnsanlarla bazı dersleri ortak ama iki binaları var. Sadece ortak dersleri beraber görüyorlar.Tabi insanlar ikinci binanın kurtlarla dolu olduğunu bilmiyorlar.''

''Nasıl anlamazlar?''

''Oraya sadece belli öğrencilerin alındığını düşünüyorlar.''

''Saçma.''

''Ne yaparsın yaşamaya çalışıyorlar.''

''Haklısın.Eee Willy amca ne zaman gelecek?''

''Dün konuştuk 2 gün sonra gelecekmiş.''

''Sevindim.''

''Yemeğe gelecek misin?''

''Şu an aç değilim belki sonra bir şeyler atıştırırım.''

''Tamam bir şey olursa seslenirsin ben aşağıdayım.''

''Anlaştık.''

    Max'le tekrar sarıldıktan sonra o yemek için aşağıya indi. Ben kendimi aç hissetmiyordum öyleden sonra hiç bir şey yememiştim ama gayet iyi durumdaydım. Sanırım yemek yemeden geçirdiğim en uzun zamandı.

  Yarını unutuyordum. Nick beni bir yere götüreceğini söylemişti. Nereye gidecektik ki? Keşke ipucu verseydi ona göre giyinirdim.Yemeği eleyecektim çünkü dışarıda yemek yiyemiyoruz sadece kan içebilirdik, kan içmeye  götürmeside saçma olurdu sanırım. Peki sinema? Beni insanların çok olduğu ortama götüreceğini de sanmıyorumdum ve aklıma hiçbir şey gelmiyordu

   Yataktan kalktım ve pencerenin yanına yaklaşıp gökyüzünü izlemeye başladım. Bugün ne kadar çok yıldız vardı.Yıldızları severdim ama adlarını falan bilmezdim doğrusu. Gerek de duymuyordum. Bilimsel isimlere hiç gerek yoktu onlar ben isimlerinin ne olmasını istersem oydular. Bazen yıldızları kendime benzitirim o günkü ruh halime. Mutluluğuma,üzüntüme,yanlızlığıma,sinirime,öfkeme,sevgime...

   Yıldızlara bakmayı bırakıp başımı aşağıya indirdim. Bahçenin oradaki ağaçta bir gölge vardı. Yok yok o değildir diyerek kendimi teselli etmeye çalıştım. Beni bulamazdı. Bizi bulamazdı değil mi? Şimdi olmazdı.

  TYLER?

(Medya: Max'in aldığı kolye ♥)

İTHAF: Zeynep_reyyan ♥

Continue Reading

You'll Also Like

68.1K 4K 37
FBI'nun kurduğu söylenen, kimsenin yerini bilmediği Amerika'da bir yeraltı hapishanesi. 12-25 yaşları arasında suçlular bu hapishanelerde tutulur...
854K 35.6K 33
Maral orman yolunda kaza yapar, ve gözleriyle görmese inanamayacağı şeyler yaşar. Artık doğaüstü bir varlığın tutsağıdır... Bu varlık onu zorla tutup...
5.2K 232 23
' Ellerim boynundan ensesindeki saçlarına kaydı. Sanki şuan hem bu dünyadaki en doğru yerdeydim hem de en yanlış yerde. İki duygu o kadar büyüktü ki...
12.1M 517K 75
Jenna Collins Gizemli Kasaba'ya taşındığında olacaklardan habersizdir. Birçok yeni insan tanıyacaktır. Peki ya tanıdığını sandığı insanlar gerçekte ö...