Not:İlerideki bölümler hiçbir düzenlemeye uğramamıştır. En kısa zamanda bölümler düzenlenecektir. Teşekkürler...
''İğrençsin geç otur hadi şuraya. Bak gitar da var. Acaba ne söylesem? İstek var mı?''
''Kafana göre takıl işte.''
''Aşırı yardım ettin. Teşekkürler.''
''Görevim asicim.''
Nick'e dişlerimi sıkarak bakmaya başladım. Beni sinir etmeye bayılıyordu.
''Tamam sen yardım etme buldum bile ben.'
''Hangisi?''
''Kendi şarkım.'' deyip omuz silktim.
''Vay. Dinlemeye hazırım.'' Nick koltuklardan birine oturup kollarını göğsünde birleştirdi.
İleride gördüğüm gitarı alıp boynuma taktım ve sahneye çıktım.
''Baylar, bayanlar hepiniz hoş geldiniz. Ben Angel. Size kendi yazdığım şarkıyı söyleyeceğim. Lütfen alkışlamayı en son yapalım. Herkese iyi eğlenceler.'' Kimse olmasa da bağırarak söylediğim bu sözler işin eğlencesiydi. Nick kahkaha attıktan sonra beni alkışlamaya başladı.
''Bravo Angel. Sen en iyisisin.''
İşaret parmağımı dudaklarına götürüp Nick'in susmasını sağladıktan sonra gitarın tellerine parmaklarımı vurmaya başladım.
Yalnızım diye başladığım şarkıyı gözlerimi kapatıp söylemeye devam ettim. Ellerim gitarın tellerini okşarken kendimi ait olduğum yerde hissediyordum.
Nakarata geldiğimde gözlerimi açıp Nick'e bakmaya başlamıştım. Sözlerin içinde tek arkadaştan bahsettiğim kısım geldiğinde Nick'in gözlerindeki mutluluğu buradan görebiliyordum.
Gitarın tellerine son kez basıp şarkıyı bitirdim. Nick ayağa kalkıp alkışlamaya başlamıştı. Boynumdaki gitarı çıkarıp yerine koyduktan sonra Nick'in önüne geçtim.
''Beğendin mi?''
''Bu tek kelimeyle harikaydı Angel.''
Dudaklarımda kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
''Gerçekten beğendin mi?'' dediğimde hevesle başını salladı.
''İnanılmazdı. Sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum.''
''Çok sevindim.''
Birkaç saniye sessizlik oluşmuşken aniden sesler duymaya başlamıştım. Daha dikkatli dinlediğimde aynı sesin ayak sesi olduğunu anlamıştım. Biri bizi dinliyor olabilir miydi?
''Nick?'' Nick'e biraz daha yaklaşıp fısıldayarak konuşmaya başladım.
''Efendim.''
''Duydun mu?''
''Neyi?''
''Ayak sesini.''
''Hayır duymadım ama burası okul. Herkes olabilir.''
''Kapının oradan geldi. Neyse haklı olabilirsin, belki oradan geçen biridir.'' Bu aralar biraz fazla endişeleniyor olabilirdim. Sonuçta okulda tek biz yoktuk.
''Selam Gençler. Pardon romantizminizi mi bozdum? Çok üzgünüm.'' İçeriye giren Joe'yla gözlerimi devirdim. Kapının önünden biri geçmiyordu. O Joe'ydu.
Bu gereksizin ne işi vardı acaba burada? Daha akıllanmamıştı sanırım.
''Ne istiyorsun Joe.'' Ellerimi belime koyup başımı yana eğdim.
Joe içeriye tamamen girdi ve iğrenç gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. ''Hiç güzel bir ses duydum. Bakıyım dedim. Senmişsin, hem de sevgilinle.'' Bu çocuk beni iyice sinir etmeye başlamıştı.
''Angel kim bu dallama? '' Nick bir adım öne çıkıp beni arkasına çekti. Fakat ben korunmaya muhtaç değildim.
''Max'in bahsettiği gerizekalı.'' deyip Nick'in arkasından çıktım ve yanına geçtim.
Joe dudaklarını büzdü. ''Siz beni mi çekiştirdiniz ayıp değil mi ama? Hiç yakıştıramadım.'' Başını iki yana sallayıp üzülmüş gibi davranmaya başlamıştı.
''Oğlum bela mısın? Gitsene başımızdan. Hem o benim sevgilim değil arkadaşım.'' Nick sinirlenmeye başlamıştı.
''İyi neyse ne bana ne ki. Hem belaysam ne olacak?'' Joe bize doğru bir adım daha yaklaşmıştı.
''Lan sen defoldan anlamıyor musun? Ağzınla burnun yer değiştirmeden uza!'' Nick artık sesini iyice yükseltmişti.
''Küçük beyimiz kızar mıymış? Çok şaşırdım.'' Joe gerçekten iyi bir dayağı hak ediyordu ve ben bunu yapmaktan zevk alacaktım.
Gülümseyerek konuşmaya başladım. ''Sabah ki ders yetmedi sanırım sana?''
''Ne dersi bu?'' Bir şeyi de bilmesen olmazdı Nick.
Gözlerimi Nick'e çevirip ''Bir dakika Nick. Ben sana akşam anlatırım.'' dediğimde başını aşağı yukarı salladı. Bu dallamanın yanında tartışmak istemediğini biliyordum.
''Yetmedi canım. Tekrar yapsana.Tabi nasıl yaptığını biliyorsan.'' Bu çocuk kesinlikle belasını arıyordu.
''Şimdi gitmiyor musun canım sen? Emin misin yani?''
''Aynen öyle canım. Max'le konuşurken duydum nasıl yaptığını bile bilmiyorsun.'' Canım derken beni taklit etmişti.
''Sen öylesan.''
Şimdi ne yapacaktım ben? Bu sefer cidden yanmıştım. Ayrıca şu salağa rezil olacaktım resmen. ''Hayır Angel yapabilirsin, yapacaksın,sen güçlüsün.'' diye kendi kendime gaz vermeye başladım.
Evet yapabilirdim. Ben güçlüydüm. Kendimi odaklamaya çalıştım. Gücün vücudumda yayıldığını hissediyordum. Her hücremde acı, sadece acı istiyordum.
Gözlerimi kırpıştırıp Joe'nun gözlerine diktim. Benimle alay edercesine bakıyordu. Az sonra başına ne gelecek bilmiyor olmalıydı.
''Lanet olsun. Hani yapamıyordun sen! Kes şunu seni pislik.'' Joe başını tutup dizlerinin üzerinde yere çöktü.
''Ne oldu Joe? Az önce çok sakindin.'' diyerek psikopatça gülümsedim.
''Kes artık şunu.'' Hala bağırmaya devam ediyordu.
''Özür dile!'' dediğimde hala direniyordu.
''Hayır! Ahhh.'' diye çığlık attığında başkalarının buraya gelmemesi için dua etmeye başladım.
'' Sana özür dile dedim.'' dediğimde her kelimeyi ayrı ayrı vurgulamıştım.
''Lanet olsun. Ahh. Tamam. Özür dilerim. Kes artık.'' Kekeleyerek zorla özür dileyebilmişti.
''Umarım akıllanmışsındır. Bir daha olursa kurtulamayabilirsin.'' Acısına son verip gözlerimi Joe'nun gözlerinden çekerek başka yere çevirdim.
Sanırım bir daha bulaşmadı bize. Dersini alması lazımdı. Bana ve sevdiklerime bulaşmamalıydı. Gerçi bu güç olmasaydı ne yapardım bilmiyordum ama. Galiba yine bir şeyler bulurdum ben. Joe arkasına bakmadan hızla müzik sınıfından çıktı. Gerçekten kötü ve acımasız çocuk dedikleri bu muydu?
''Sen nasıl yaptın Angel!'' Nick arkada şaşkın ve endişeli bakışlarla beni süzüyordu.
''Bilmiyorum. Sadece odaklandım, hissettim.''
''İnanamıyorum. Bu çok nadir olur. Çok az vampirin özel gücü vardır. Onlardan biri de sensin demek ki. Ben bile hala özel gücüm vardır diye bekliyorum ama ortaya çıkmadı.''
''Galiba onlardan biri kategorisine bende girmişim.''
''Bunu akşam konuşalım. Benim dersim var gitmem lazım. Sen?''
''Ahh. Evet konuşalım tabi. Dersim boş. Biraz daha burada kaldıktan sonra okulu dolaşmak istiyorum sana iyi dersler.''
''Tamam dikkat et kendine. Görüşürüz.''
''Görüşürüz.''
Nick dışarı çıkınca kendimi koltuklardan birine atıp bacaklarımı kendime çektim. Bu güç işi gerçekten çok garipdi.