GECENİN IŞIĞI

By buyazarneleryazar

15.3M 402K 134K

Genel Kurgu #1 Bir adam düşünün, hayatının tüm dönemlerini karanlık işlerle geçiren ve geçmişinin izlerini hâ... More

~TANITIM~
1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47.BÖLÜM
48. BÖLÜM
Sırma-Sarp
Karakterlere Sorular
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
54. BÖLÜM
Sırma ve Sarp
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
57. BÖLÜM
58. BÖLÜM: GECE
60. BÖLÜM
61. BÖLÜM
62. BÖLÜM
63. BÖLÜM
64. BÖLÜM
65. BÖLÜM
66. BÖLÜM
67. BÖLÜM
68. BÖLÜM
69. BÖLÜM
70. BÖLÜM
71. BÖLÜM
72. BÖLÜMDEN KESİT
72. BÖLÜM
SORU-CEVAP
73. BÖLÜM
74. BÖLÜM
Yeni Kitap
75. BÖLÜM
76. BÖLÜM
77. BÖLÜM
78. BÖLÜM
79. BÖLÜM
80. BÖLÜM
81. BÖLÜM
82. BÖLÜM
83. BÖLÜM
84. bölümden kesit
84. BÖLÜM
85. BÖLÜM
86. BÖLÜM
87. BÖLÜM
88. BÖLÜM
89. BÖLÜM
90. BÖLÜM
91. BÖLÜM
92. BÖLÜM
93. BÖLÜM
94. BÖLÜM
95. BÖLÜM
96. Bölümden kesit
96. BÖLÜM
97. BÖLÜM
98. BÖLÜM
99. BÖLÜM
100. BÖLÜM
101. BÖLÜM
102. BÖLÜM
103. BÖLÜM
104. BÖLÜM
105. BÖLÜM
106. BÖLÜM
107. BÖLÜM
108. BÖLÜM
109. BÖLÜM
ÖNEMLİ
110. BÖLÜM
111. BÖLÜM
112. BÖLÜM
113. BÖLÜM
114. BÖLÜM
115. BÖLÜM
116. BÖLÜM
117. BÖLÜM
118. BÖLÜM
119. BÖLÜM
120. BÖLÜM
121. BÖLÜM
8 MİLYONNN!
Kitap Tanıtma Fırsatı
122. BÖLÜM
123. BÖLÜM
124. BÖLÜM
FİNALE DOĞRU •PART-1•
FİNALE DOĞRU •PART-2•
FİNALE DOĞRU •PART-3•
BÜYÜK FİNALDEN UFAK BİR KESİT!!!
•BÜYÜK FİNAL•
•VEDA•
•GECE• Duyurusu

59. BÖLÜM

142K 2.5K 1.2K
By buyazarneleryazar

KEYİFLİ OKUMALAR
(MULTİDE; IŞIĞIN YENİ SAÇLARI)

••

Hak birilerinin size vereceği bir şey değil, hiç kimsenin sizden alamadığı bir şeydir.
-Ramsey Clark

••

Her olayda bir kopuş noktası vardı. Ama iyi ama kötü. Koptuk sandım. Bitti ve beni sevmiyor... Bunun bu kadar çabuk olamayacağını hiç düşünmedim. Elbette ki Gece beni o kadar kolay terk edemezdi. İzin vermezdim ki hem. Dün gecenin ardından yine yanımdaydı. Olması gereken yerde. Dirseğini yatağa dayamış gözlerini benden ayırmıyordu. Bir an için beni çok korkutmuştu. Eski Geceyi görünce şu an ne kadar değiştiğini daha iyi anlamış oldum. Beni affetmişti. Kırgın olmasını istemiyordum. Ve emin olmam gerekiyordu.

"İyiyiz değil mi?" diye sordum göz temasını kaybetmeden. Başını aşağı yukarı salladı. "Evet," diye fısıldadı. Sesim kısılmıştı benim de. Ağlamaktan...

"Beni hâlâ seviyorsun değil mi?" Ağzından o iki kelimeyi duymaya çok ihtiyacım vardı.

"Senden o kadar çabuk kopabileceğimi nasıl düşündün ki?" diye sordu hayretle. Dün beni odada bırakıp gidince korkmuştum. Ne olursa olsun bir karı koca asla yatakları ayırmamalıydı. 

"Düşündüm işte. Neler düşünmedim ki?" Beni terk edeceğini, boşanacağımızı, ondan aldığım paranın hesabını soracağını... Aman Tanrım! O kadar çok şey düşünmüştüm ki. Hepsi saçma sapandı. Kocam yanımda işte. Yatağımızdaydı.

"Sana kavuşmak bu kadar zor olmuşken ayrılmak da neyin nesi?" Beni göğsüne iyice çekti. Kulağımın altında atan kalbi düzensiz ve hızlıydı.

"Beni hiç bırakma tamam mı?" dediğimde kalbi daha da hızlandı.

"Bırakmam. Bırakamam."

••

Nihayet iftar saati gelince karnımdaki guruldamalar dindi. Çok fazla yiyordum ve sahurda hiçbir şey yiyemiyordum. İftar ve sahur arasındaki zaman dilimi az olduğu için yakamıyordum da.
  Gecenin elini bacağımda hissedince panikle annemlere baktım. İştahla yemekleri götürüyorlardı.

"Sen merak etme karıcım. Birlikte yakarız yediklerini," deyip göz kırptı. Ona gözlerimi kısıp ters bir bakış attım. Sofrada yapmak zorunda mı bunu? Beklenti hissi ile karnım karıncalandı.

"Ellerinize sağlık," dedi babam sandalyesinde geriye yaslanarak.

"Afiyet olsun."

Gece de yemekleri afiyetle yiyip bitirmişti. Beni affettiği için çok mutluydum. Çünkü onsuz bir an bile düşünemiyordum. Beni kendine öyle çok alıştırdı ki o olmasa ne yapacağımı bilmiyordum.

  Herkes yemeğini yedikten sonra annem ile sofrayı topladık. Babam işe gitmişti ve Güneş ile Gece her zaman olduğu gibi televizyon karşısındaydı. Her gün ortalığı annem ile toplamaktan sıkılmıştım. İş yapmayı sevmiyorum. Annem ise bir kere olsun isyan etmiyordu. Her gün yaptığı işlerden bıkmıyordu. Ona şaşırıyordum ve bu özelliğine hayrandım. Annem yine mutfağı temizlerken ben içeri geçmiştim. Güneş ve Gece bir filme odaklanmış izliyorlardı. Güneş Gece'nin omzuna kafasını koymuş ayaklarını da orta sehpasına uzatmıştı. Gece de aynı şekilde ayaklarını uzatmıştı. Ben de boşta kalan omzuna yatırdım kafamı. Ayaklarımı popomun altına yerleştirdim. Gece kafasını benimkinin üstüne bastırdı.

"Meleklerim benim," deyip önce Güneş'in sonra benim kafama uzun bir öpücük kondurdu. Yüzümde istemsizce bir tebessüm belirmişti. Kollarımı beline doladım. Güneşten bir farkım yoktu şu an. Çocuk gibiydim ama onu sevdiğimi ne kadar çok sevdiğimi her an hissetsin istiyordum. Kolunu omzuma attı. Güneş gözlerini televizyondan ayırıp bize baktı ve hınzır bir bakış attıktan sonra televizyona döndü.

"Seni seviyorum," deyip kafamı kaldırdım. Gözlerine baktım.

"Seni seviyorum."

Dudaklarımı uzatıp çenesini öptüm. Sakallarını kesmemişti ve çok hoş görünüyordu. Her zamankinden daha da erkeksi. Ve... seksi.

"Odamıza mı çıksak?" diye sordu kısık sesle. Geçen sefer beni yatakta bekletişi geldi aklıma. Biraz da sen bekle kocacım.

"Hayır ben filmi izleyeceğim." Ondan tarafa bakmadım.

"Sen aksiyon sevmezsin ki." İyi tanıyor beni.

"Hoşuma gitti."

"Hadi ama intikam almanın sırası değil. Seni istiyorum." 

Panikle Güneş'e baktım. Şükür ki bizi duymamıştı.

"Konuşmasana şöyle," deyip kolunu tuttum.

Koltuktan kalkıp elimi tuttu.

"Birazdan odada ol," dedi ve gitti. Mutfağa kaygılı bir bakış attım. Annemi bırakıp odaya çıkmak istemiyordum ama Geceyi de bırakmak istemiyorum. Mutfağa girdiğimde annemin hamur yoğurduğunu gördüm.

"Anne."

"Kızım... ben baklava açacağım. Uyu sen istersen."

Ah... cidden çok kolay olmuştu.

"Yardıma ihtiyacın yok mu?"

"Yok kızım senin yapabileceğin bir şey yok. Uyu sen." Kafamı sallayıp mutfaktan çıktım. Merdivenleri tırmanırken karnım beklenti hissiyle kasılıyordu. Odamıza girince duştan gelen sesleri duydum. Gece duş alıyordu. Üzerime ten rengi saten geceliğimi giyip yatağa girdim. Kasıklarıma sancı girmişti. Sanki ilk günkü gibiydi. Bunu hissetmek çok güzeldi. Onunla olan her şey beni böylesine çok heyecanlandırıyordu. Suyun kapandığını işitince sancı daha da belli etti kendini. Banyonun kapısı açıldı ve gözüm Gece'nin çıplak gövdesine takıldı. Altını kapatan havluyu çekip çıkardı. Erkekliği neredeyse karnına uzanıyordu. Ona bakıp yutkundum. Her zamanki gibi heybetliydi. Gözüm orasına takılıp kalmıştı. Bakışlarımı oradan ayırıp yüzüne baktım. Gözleri alaylıydı ve sırıtıyordu. Bana yanaşırken kasığımdaki ağrı daha da arttı. Gözleri ışıl ışıl ve tutkuluydu. Dudağımı dişledim. Kendini yatağa bırakıp bana yaklaştı.

"Manzara nasıl?" Gözüm hâlâ organındaydı. Nasıl bu kadar...

"Ha?"

"Ah güzelim sanki yıllardır görmüyorsun beni."

Sözleri kulağımdan geçip gidiyordu. Ben hâlâ büyülenmiş gibi onu izliyordun.

"Sen fazla giyiniksin şu an," deyip üzerimdeki tek parça giysiyi çıkardı.

Dakikalar sonra o hâlâ orgazmın artçı şoklarını yaşarken sert karnının üzerine oturdum. Karnının kenarındaki dövmelere kaydı gözüm. Elim dövmenin mürekkebinin üzerinde gezindi. Yan tarafı full dövmeydi. Karmakarışık yazılar vardı. Seçebildiğim tek şey haç sembolüydü.

"Ne yazıyor?" diye sordum elimi dövmesinin üzerinde gezdirerek.

"Pekçok şey yazıyor."

"Şu mesela? Ne bunun anlamı?"

Non omnia possumus omnes...

"Herkes her şeyi yapamaz."

"Şu?"

In vino veritas

"Gerçek şaraptadır."

Oeil pour oeil, dent pour dent

"Göz göze, diş dişe."

Lèche les piqûres

"Yalayan ısırır da."

Hepsi de birbirine yakın ve iç içeydi. Daha önce fark etmediğim bir tane vardı. Göğüs kafesinin tam aşağısında. Bu yeni miydi? Sanki ilk kez görüyordum.

Fiat lux!

"Bu ne demek?" deyip dövmeyi işaret ettim. Gözlerime çok kısa bakıp konuştu.

"Işık olsun."

Ah... Bu içlerinden en anlamlı geleniydi bana. Diğerleri pek de anlamlı gelmemişti.

"Bunu ne zaman yaptırdın?" diye sordum işaret parmağımı dövmenin üzerinde gezdirirken.

"İngiltere'deyken."

Defalarca kez aynı insana aşık olunur mu? Olunur... her seferinde ona tekrar aşık oluyorum. Dövmenin olduğu yere dudaklarımı bastırdım.

"Aynı dövmeyi ben de istiyorum," diye fısıldadım.

"Eğer gerçekten istiyorsan..."

"Elbette istiyorum. Gece olsun..."

Tıpkı onunki gibi anlamlı olurdu. Bu düşünce çok cazip gelmişti.

"Yaptırırız güzelim," deyip beni altına aldı.

"Yediklerimi fazlasıyla yaktım," deyip yorgunluktan bitap düşen  gözlerimi yumdum. Sahura kadar kocamın kalp atışlarını dinleyip uyuyacaktım. Bundan güzeli ne olabilir ki?

••

Gözlerimi araladığımda banyodan su sesleri geliyordu. Gece banyodaydı. Annem bizi uyandırmaya gelmeden ben de girmeliydim. Üzerime terden yapışan çarşafı ayaklarım ile itip yataktan kalktım. Banyoya girdiğimde Gecenin gözleri bedenimde dolaştıktan hemen sonra kısıldı ve dudaklarını yaladı. Ona yapmacık bir şekilde kızmış gibi yapıp duşa ilerledim. Gece hâlâ kapının yanında dikiliyordu.

"Ne bekliyorsun?" Başını iki yana sallayıp hiç dedi ve çıktı. Ben de çabucak vücudumu temizleyip raftan saçıma ve vücuduma birer havlu alıp sarındım. Odaya girdiğimde Gece'nin eşofmanlarını giymiş olduğunu gördüm. Ben de kendime eşofmanlarımı çıkardım.

  Ben üzerimi giyerken kocam yine aç gözlerle beni izliyordu. Doymak bilmez bir adamdı o.
Külodumu bacaklarımdan geçirirken gözlerimi ona diktim. Onu kışkırtmak istemiyordum ama içimdeki ben buna zorluyordu beni.

"Ah güzelim... tehlikeli sulardasın. Beni sakın kışkırtma," deyip gözlerini önüne sabitledi. Ben de baktığı yere bakınca koca bir siktir çekmiştim. Ne kadar da çabuk...

"O yüzden hemen aşağı iniyoruz," deyip odadan çıktı. Üzerindeki etkime şaşıyordum. Tıpkı onun beni etkilediği gibi ben de onu etkiliyordum. Hem de gözle görülür biçimde. Saçlarımı kurulayıp odadan çıktım. Ev yine mis kokular ile dolmuştu. Güneş de uyanmıştı bugün. Gece ile yanyanaydılar. Annem sofraya eksik olan şeyleri koyuyordu. Ona yardım ettim. Baklavanın görüntüsü nefesimi kesiyordu. Yine her zamanki gibi lezzetli olduğunu görüyordum. Ah bir de tadına baksaydım. Masaya oturup annemin tüm hazırladıklarını büyük bir iştahla yedim. Oysa iftarda da çok yemiştim. Ama kocam sağ olsun onun sayesinde yine acıkmıştım. Yediğim tüm yemekleri birlikte yakmıştık. Bu düşünce ile Geceye kaçamak bir bakış attım. Aynı şeyi düşünüyorduk kesinlikle. Benim yanaklarım kızarırken o bir de gülüyordu. Gıcık.

"Annecim ellerine sağlık."

"Afiyet olsun kuzularım."

Güneş hâlâ uyanamamış gibiydi. Yediği de kuş kadardı.

"Güneş."

Gece'nin sesini duyunca hafifçe ayılır gibi oldu.

"Efendim?"

"Çok az yedin. Böyle oruç tutamazsın," deyip çatalını batırdığını sosisi Güneş'in ağzına itti. Güneş gülümseyerek sosisi çiğnedi. Onları gülümseyerek izledim. Gece beni şaşırtıyordu. Düşündüğüm gibi değildi. O gerçekten mükemmel bir baba olacaktı. 

••

Şöyle bir baktım kendime aynada. Gerçekten hoş görünüyordum. Saçlarımın boyunu kısaltmış ve kahkül kestirmiştim. Alnım normalden birazcık  genişti ve bu şekilde kapatmıştık. Boyu da göğüslerimin üstündeydi. Ne kısa ne uzun. Bakım da yapılmıştı saçıma. Kuaför ücretim kocam tarafından ödenmişti yüzden ben çıkmıştım. Birkaç hafta sonra işe başlayacağımı düşünürsek iş kıyafetine ihtiyacım vardı. Her zaman giydiğim günlük kot ve tişörtleri giyemezdim. Bir mağazaya girip kadın reyonuna gittim. Kendime kalem etek bakındım. Gayet hoş etekler vardı. Kimisi fazla abartıydı. Yırtmaçlı etekler, ucu fırfırlı etekler, mini kalem etekler... çeşit fazlaydı. Ben fırfırlı olanı beğenmiştim. Ama yırtmaçlı olan da çok hoştu. İki etekten de birer tane aldım. Üzerine gömlek olarak şifon beyaz gömlek seçmiştim. Gömleğimin kolları da fırfırlıydı. Fazla olur mu diye düşünmüştüm ama geçen sefer Gecenin asistanını gördüğüm hal geldi aklıma. Onun giyiminde usturup denen bir şey yoktu. Benim seçtiklerim gayet usturupluydu. Birkaç renk de diz üstü klasik model elbise aldım. Gece'nin karısı olarak giyimime daha fazla özen göstermeliydim. Kimsenin bunu bilmesini istemesem de bir gün öğreneceklerdi. Kasaya geldiğimde kredi kartım ile borcumu ödeyip mağazadan çıktım. Gece işin bitince ara demişti. İki elim de doluydu ve telefonuma nasıl erişeceğimi bilmiyordum. Kenardaki dinlenme koltuğuna oturup poşetleri bıraktım. Tam telefonumu alacaktım ki gözüme çarpan çift ile şaşkına döndüm. Onlar gelinlikçinin önünde ne yapıyordu? Sırma ve Sarp mağazaya girerken ben şaşkına dönmüştüm. Yoksa evlenecekler miydi? Sarp Sırmanın elini sıkı sıkı tutmuştu. Birlikte tüm gelinliklere bakındılar. Sanırım Sarp hiçbirini beğenmiyordu. Yanlarına gidip gitmemek arasında ikilemde kaldım ve gitmemeye karar verdim. Nasıl olsa bize haber vereceklerdi. Şimdi hesap sorar gibi tepelerine dikilmek istemiyordum. Geceyi arayıp işimin bittiğini söyledim. Beş dakikaya burada olacağını söyleyip kapattı. Beş dakikaya nasıl gelecekti ki? Evde değil miydi? Ben çıkarken evden yürütüyordu birkaç işi. Şimdi dışarıda ne yapıyordu? Ben bunları düşünürken birazdan geleceğini hatırlattı iç sesim. Poşetleri avuçladım yine. AVM'nin çıkışına kadar elim kopmuştu. Arabamız hemen kapının önündeydi. Gece koşarak arabadan indi ve gözleri bendeyken poşetleri kaptı.

"Sen... ne kadar da güzel olmuşsun," dedi hayran hayran. Ona gülümsemiştim. Beğenmemesinden çok korkmuştum.

"Sahiden beğendin mi?" Hevesle sormuştum. Emin olmak istiyordum. Çok ikilemde kalmıştım.

"Evet muhteşem görünüyorsun."

Poşetleri bagaja koyup kapımı açtı. Arabaya bindiğimde rahatlamıştım. Saçımı beğenmişti. O da arabaya binip çalıştırdı. Arada bir bakıp gülümsüyordu.

"Değişiklik yapmak şartmış demek ki. Çok hoş görünüyorsun."

İltifatları kızarmama neden oldu. Hâlâ iltifat kaldıramıyordum. Kocam bile olsa.

"Neler aldın kendine?"

Benimle böyle ilgilenmesi çok hoşuma gidiyordu.

"İş için birkaç kıyafet," dediğimde tek kaşı havalanmıştı.

"Umarım beni delirtecek türden şeyler değildir."

Buna cevap veremedim çünkü elbette elbisemde bir terslik bulurdu.

"Tahmin ettiğim gibi. Yazık olacak elbiselere." Kendi kendine mırıldansa da duymuştum.

"Gece başlama lütfen. Gayet uygun şeyler aldım. Sen bir kusur bulmadığın sürece hepsi güzel eşyalar."

Göreceğiz bakalım der gibi kafasını salladı. Evimiz şehir merkezine çok uzaktı ve bu duruma bir kez daha lanet ettim. Araba yolculuğu çok uzun sürüyordu çünkü.

"Uçak falan kullanmalıyız biz," deyip konuyu dağıttım. Bana şaşkın şaşkın baktı.

"O neden?"

"Evimiz çok uzak. Baksana neredeyse iki saatimiz yola gidiyor," dediğimde hak verir gibi başını salladı.

"Evet o konuyu düşüneyim. Evin yakınlarında bir pist ol-"

"Hey! O konuda ciddi değildim," deyip kahkaha attım. Beni ciddiye almıştı. Oysaki şaka yapmıştım.

"Ama ben ciddiyim. Sen eğer bu durumdan rahatsızlık duyuyorsan ben de durumu düzeltirim," deyip göz kırptı.

O kadar çok şey yapıyordu ki bizim için. Hepsi beni çok mutlu ediyordu. Zaten ailemi yanımıza almamız başlı başına bir iyilikti. Tek bir laf etmiyordu. Rahatsızlık duymuyordu. Belki de duyuyordu ama dile getirmiyordu. Bugüne kadar hiçbir terslik olmamıştı. Bir kere olsun ailem bizim yanımızda diye of çekmemişti. İyi ki vardı hayatımda. Onun gibisini hiçkimse yapmazdı. Yeni evliyiz yalnız kalmamız gerek diye düşünmedi. Aynı evin içinde iki aile olmaz diye düşünmedi. Ailemi kendi isteği ile bizim yanımıza taşıdı. Ona minnettardım. Her konuda. Bana olan tutumuna da minnettardım. Beni affetmiş olduğu için de minnettardım. Onu kırmıştım ve beni affetmişti. Bu adamın benim için yapamayacağı hiçbir şey yoktu. Eskiden olduğu adam değildi. Kendinden birçok taviz vermişti. Değişmişti. Gerçekten değişmişti ve ben bunu nasıl da görememiştim? Bunu göremeyip nasıl onu kırmıştım? Basbayağı o eski Gece değildi. Belki bana bu yüzünü gösteriyordu. Dışarıya yine aynıydı ama bana olan tavırları bile değişmişti. Eskisi gibi kavga etmiyorduk. Bunu görebiliyordum ve bunun için ona borçluydum. Benim için değişmişti. Asla değişmem demişti ama benim için hiç olmam dediği bir adama dönmüştü.

••

Uzun yolculuğun ardından eve gelir gelmez odaya girmiştik. Gece kıyafetlerimi teker teker kontrol etti. Eskiden olsa yine bir terslik çıkarırdı ama bu defa yalnızca bir tane eteğime laf etmişti. O da yırtmaçlı olanıydı. En beğenerek aldığım. Tabi ben yine kadınlığımı kullanarak onun aklına girmiştim. Eteği giymeme izin vermişti.

"İşe ne zaman başlıyoruz?" diye sorduğumda ise Ramazan'dan sonra demişti. Benim oruçlu oruçlu çalışmama içi el vermiyormuş. Beni bu kadar çok düşünmesi kalbimi okşuyordu. Tüm yaptıkları kalbime dokunuyordu.

  Aldığım giysileri dolabımıza astım. Ayakkabı konusunda sıkıntım yoktu çünkü Gece bana çok önceleri bir sürü topuklu ayakkabı almıştı ve hepsi tam da istediğim türdendi. Giysilerime de çok güzel uyum sağlıyordu. Şimdilik tüm giysilerim siyah beyaz olsa da belki sonraları renkli giyinirdim. Öncelikle oraya adapte olmam gerekiyordu. Patronum -Gecenin kuzeni- nasıl biriydi bilmiyorum ama Gece hoşlanmadığına göre ben de hoşlanmazdım. Kim bilir ne tür bir insandı? Gece'nin nefretini kazanacak ne yapmıştı Allah bilir. Ne olursa olsun kuzeninden uzak durmalıydım. Kocamın haz etmediği biri ile fazla temas kurmamalıyım. Benim üzerimden ona zarar verebilirdi. Bu düşünce ile ürperdim. Neler düşünüyordum böyle. Adam beni yiyecek değil ya. Patron işçi çizgisini aşmadığım sürece iş dışında bir şey konuşmayacaktık zaten. Kendimi kasmamın bir alemi yoktu. Belki de hiç umduğum gibi biri değildi. İyi biriydi belki de. O zaman Gece neden ondan haz etmiyor!  Evet buna anlam veremiyordum. Gece durduk yere bir insana karşı öfke duymazdı. İlla ki kuzeni ona bir şey yapmıştı.

Bunları şimdi düşünmemeliydim. Daha çok vardı işe başlamamıza. Duman babanın da dediği gibi şimdilik dinleniyorduk. Tabii Gece arada bir kendini tutamayıp işlere evden kontrolü altına alıyordu. Hiçbir zaman kontrolü elinden bırakmıyordu.

"Kızım burada mısın?"

Babamın sesi ile nihayet gerçek dünyaya dönüş yaptım. 

"Evet baba buradayım," deyip gülümsedim. Neredeyse bir saat vardı iftar vaktine. Kocam yine çalışma odasına kapatmıştı kendini. Babam ile bir el tavla atıp babamı yenince gözüne fazla gözükmek istemedi. Tabi işin şakasıydı bu. Yine iş yapıyordu. Adam tutamıyor kendini. Her an çalışmak istiyordu. Bu kadar varlığa nasıl sahip olduğunu şimdi daha iyi anlıyordum.

"Biraz birikimimiz var. Bize yetecek büyüklükte bir eve kiraya çıkabiliriz," dediğinde kaşlarım çatılmıştı.

"O ne demek öyle baba? Sizi kimse kovmuyor ki bu evden. Bizimle yaşayın işte."

Bunun sonsuza kadar olmayacağını bilsem de en azından bir süre daha burada kalabilirlerdi.

"Öyle deme kızım. Yeni evli çiftin evinde ne işimiz olur?"

"Asıl sen deme şöyle şeyler. Siz benim ailemsiniz. Böyle günlerde birbirimize destek olmazsak ne zaman olacağız?" Babam omuzlarını düşürmüş yorgun gözlerle bakıyordu bana. Biliyorum bu durumdan memnun değil ama onları yalnız bırakacak değildim.

"Haklısın kızım ama anla işte. Yeni evlendiniz ve evinizde ailen var."

"Ne olacak sanki? Hem siz kızınızdan ayrılmamış oluyorsunuz hem de kızınız sizden ayrı kalmamış oluyor."

Gece'nin sesini duyunca ona bakmıştım. Takım elbisesini çıkarıp eşofmanlarını giymişti. Gayet samimi bir şekilde babama bakıyordu. Diğer insanlara olan tutumunu düşündükçe şaşırıyordum. İki tane yüzü vardı. Diğer yüzü için kalkan da diyebilirdim. İnsanlara karşı takındığı kalkan.

"Haklısın oğlum ama..."

"Kapatalım bu konuyu. Kimse size bir şey söylemiyor. Rahat olun. Burası sizin de eviniz."

Annem mutfağın girişinde durmuş bizi izliyordu. Şu an içinden Geceye dualar ettiğini biliyordum. O da Geceye minnettardı. Gözlerinden anlıyordum. Biraz da mahçup.

"Allah senden razı olsun evladım," dedi babam. Gece sadece başını salladı. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Bunu beklemiyordu.

"Daha iftar saatine var. Bir el daha atalım istersen Sadık amca," deyip tavlayı alıp babamın önüne koydu. Birbirlerine bakıp gözlerini kıstılar.

"Bu eli de alırsan fena olur damat. Şimdiden söylüyorum."

DÜZENLENDİ ✔️

«BÖLÜM SONU»

Herkes bu bölümde en beğendiği veya etkilendiği sahneyi buraya yazabilir mi?

Continue Reading

You'll Also Like

1.8M 126K 29
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
707 83 48
Zamanın içerisinde, birbirini takip eden akrep ve yelkovan... Döngü zamanı, hikayemizin ilk on iki bölümü geceyi, son on iki bölümü gündüzü temsil ed...
394K 20.5K 54
İyi bir eğitimci olmak için, çok çalışarak istediği şehre gelen Hazan Füruzan Tütün'ün hayali, ülkedeki en iyi okuldan başarıyla mezun olup kariyer...
1.7M 108K 59
Wattpad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır. Mine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru ke...