AŞKIN ÖRTÜSÜ

By gasem2515

162K 10.9K 3.4K

‹ TAMAMLANDI › "Gönlümü bıraksam denize ; taşar mıydı hasret acısından yoksa çeker miydi sularını utancında... More

TANITIM
-1- AŞK
-2- AŞKLA GELEN
- 3 - ARAYIŞ
- 4 - MUCİZE
Darbe girişimine karşı Halkın Darbesi
- 5 - YENİDEN AŞK
- 6 - İLK ADIM
- 7- ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN
- 8 - SUSARAK ÖZLÜYORUM
- 9 - RÜVEYDA
- 10 - EN KÖTÜ DOĞUM GÜNÜ
- 11 - SAKLI GERÇEK
- 12 - YIKILIŞ
- 13 - HİSSİZ BİR ACI
- 14 - KARAR
- 15 - KERİM
- 16 - BİR PARÇA HUZUR
- 17 - MEDRESE
- 18 - BEKLENMEYEN
- 19 - MAVİ
- 20 - VASİYET MEKTUBU
- 21 - ANNE
- 22 - PATRON
- 23 - EN GÜZEL DERT
- 24 - YENİ ORTAK
- 25 - KARMAŞIKLIK
- 27 - EVLENMEK?
- 28 - KÖY
- 29 - İTİRAF
- 30 - NİŞAN
- 31 - DÜĞÜN GÖSTERİSİ
- 32 - KARŞILAŞMA
- 33 - DEPO
- 34 - BABA KAZIĞI
- 35 - LÜTFEN UYAN
- 36 - ÖMER BEY
- 37 - EVLENME TEKLİFİ
- 38 - BEKLENEN NİKAH
- 39 - İMKANSIZ
- 40 - İMTİHAN
- 41 - ÇARESIZLIK
- 42 - PAMUK ŞEKERİ
- 43 - VUSLAT
YENİ HİKAYEDEN BİR KISIM
- 44. - PİŞMANLIK?
45. GÜVEN
46. MÜJDE
47. BÜYÜK ŞOK
- 48 - MAPUSHANE / Kısım 1
- 48 - MAPUSHANE / 2.KISIM
- 49 - BİR AİLENİN DRAMI
- 50 - BEKLEYİŞ
- FİNAL BİLGİLENDİRMESİ -
- 51 - KAVUŞMA
52. MUTLULUK
53. FİNAL
Özel bölüm
DİKKAT!
Özel bölüm 2
SÜRPRİZ!!!

- 26 - KIZ KARDEŞ

1.8K 183 25
By gasem2515

ALLAH'ın selamı üzerinize olsun cankuşlarım benim. Kısa demeye dilim varmıyor ama uzun olmayan bir bölümle geldim. Bu seferlik idare edeceksiniz beni 😊 Okuyan herkese teşekkürler. İyi okumalar diliyorum. Selam ve dua ile...

Bölüm şarkısı : Mithat Can Özer - Ateş Böceği

Rüveyda'dan

Yapamıyorum. Denedim olmuyor, yapamadım işte. Sevdalanmak ağır bir yük. Yapamam dedim. Buna rağmen denedim. Daha yolun başında terk etti beni sevda. Yarı yolda kalmaktan korkarken ben, yola çıkmadan tükettim tüm duygularımı, acılarımı... Ben hissetmekten korktuğum duyguları, köşe bucak kaçtığım o duyguları yaşayacak birini buldum sanmıştım. Onu gerçekten sevebileceğimi düşünmüştüm. Ağır başlı, efendi, kibar, adam sanmıştım onu. O ise 'alıyorum'demişti. Canımı almıştı benden, duygularımı almıştı evvelden. Parayla her şeyi alabileceğini düşünen bir züppeden başka bir şey değilmiş. Bir 'mal ' gibi satın almak istemişti beni. Oysa eskidendi insan ticareti. Eskidendi köle satın almak. Eskidendi insanların duygularını bedenlerinde esir edip, o bedenleri kullanmak. Şimdi ne eskiydi zaman, ne de ben bir köle. Ne hakla böyle bir şey söylerdi. Nasıl yapardı böyle bir şeyi. Dahası neden istemişti beni parayla dayımdan almayı? Nedense neden... Sonuç olarak parayla satın alınacak değerde tutmuştu beni. Bunun karşılığı sevda olmamalı. Elimle çıkardığım kalbimi yüreğimi ona uzatmak üzereyken kala kaldım yüreğimle bir başıma ortada. Ne geri koymaya mecalim var, ne de başkasına uzatmaya cesaretim. Yüreğim kan akıtırken, gözlerim yaş akıttı. Titrekçe nefesimi dışarı vererek oturduğum banktan kalktım. O burada ağlarken ben onun yaralarını sarmak istemiştim. Şimdi aynı yerde onun açtığı yaralar yüzünden ben ağlıyordum. Yavaş adımlarla yürümeye başladım. Önümde duran kişiyi fark edince başını kaldırdım yerden. Emre öfkeli bir şekilde dikilmişti karşıma.

- Ne oldu Rüveyda? Başın göğe erdi mi?
- Konuşmak istemiyorum Emre.

- Konuşma zaten. Konuşmaya yüzün olmasın biraz. Az sus da bu kez beni dinle dikkatlice. Kulak ver bu defa söyleyeceklerime. Boşuyorum seni. İstediğin gibi bak boşanıyorum senden. Boş ol, boş ol, boş ol. Hadi git şimdi parayla yakala aradığın mutluluğu. Ne sandın? Bu zengin züppenin gerçekten seni seveceğini mi sandın? Şimdi git evlen onunla da gör bak neymiş pişmanlık? Git bak bakalım Kerim Bey şiir mi okuyor sana yoksa paralarını mı konuşturuyor karşında? Satın alındığın bir evde ne kadar mutlu olmayı başarabileceksin bakalım ezilmeden.

Daha fazla konuşmasına izin vermeden öfkeyle karışık kırgınca bir tokat attım yüzüne. Söylediği cümlelerin haklılığı kalbimi sıkıştırmıştı. Nefes alışımı zorlaştırmıştı. Gözlerimin kararmasıyla tutunacak bir yer aradım ama Emre'den başka biri yoktu yanımda beni tutabilecek...

*****************************


Gözlerimi açtığımda etrafı inceledim. Sultan Ablaların evindeydim. Bir müddet kendime gelmeye çalıştım. Sonra yavaşça doğruldum uzandığım yerden. Kapı açılınca ayaklarımı toplayıp oturuşumu tamamen düzelttim. İçeri Sultan Abla, Bilal Abi ve Emre girmişti. Sultan Abla telaşla gelip yanıma oturdu.

- Hemen kalmasaydın keşke canım. İyi misin?

- İyiyim abla, telaş etme.

Bilal Abi de telaşını ele vermeden sakinliğini koruyarak konuşmaya dâhil oldu :

- Korkuttun bizi bacım. Çok şükür iyi görünüyorsun.

Bilal Abi 'nin sözlerine sadece gülümsemekle yetinmiştim. Bilal Abi ve Sultan Abla'nın öfkeli bakışları ara ara Emre'nin üzerinde dolaşırken sonunda o da konuşacak cesareti buldu.

- Ben... Çok üzgünüm . Böyle olsun istemedim.

- Önemli değil, sen bir şey yapmadın.

Haklıydı o söylediklerinde. Canımı yakan da buydu zaten. Söylediklerinin doğru oluşu... Odaya sessizlik hakim olurken ayaklandım birden.

- Ben kursa döneyim artık. Merak etmişlerdir.

- Olur mu öyle şey canım. Dinlen biraz daha. Ben Esra'yı ararım şimdi haber veririm.

İyi olduğumu belli edercesine gülümseyip Sultan Abla'nın elini tuttum.
- Gerek yok ablacım. Gerçekten iyiyim, yok bir şeyim benim.

- Peki madem. Dikkatli git. İstersen Emre bıraksın seni.

Sultan Abla'nın teklifi üzerine bir anlık gözlerim Emre'yi buldu. Hüzünle başını yere eğdi hemen. Demek ki benden boşandığını söylememişti daha abisiyle yengesine.

Odaya tekrar bir sessizlik hakim olunca Emre bir şey söylemeden çıkıp gitti. Ben de durumu açıklayıp kursa dönmek üzere çıktım oradan. Ayrılmamıza Emre için ne kadar üzülseler de sevinçlerini gizleyememişlerdi. Ne kadar severse sevsin yaptığı yalancılıktı, kandırmacaydı çünkü. Bir yanım ona hak vermeyi isterken diğer yanım çok kızgındı. Onu sevmediğimi de biliyordu üstelik.

Kursa yetiştiğimde kapıyı yeni gelen kız açtı. Kerim Bey'in getirttiği kız... Adı Merve'ymiş. Kerim pek tanımadığını söyledi ama kızın ona pek bir ilgisi var gibime gelmişti. Çünkü ona Kerim 'ı tanıdığımı söylediğimden beri hep ondan konu açmaya çalışmıştı. Kötü birine benzemiyordu. Üniversitesi okuyormuş burada. Okul öncesi öğretmenliği 1.sınıf... Benden 2 yaş küçükmüş. Bu yüzden de geldiğinden beri bana ' Rüveyda Abla' diye sesleniyor. Kapıyı açtığımda gülümseyerek boynuma sarıldı hemen. İki gün içinde baya sevmişti beni sanırım.

- Hoşgeldin Rüveyda Abla.

- Hoşbuldum canım .

- Merak ettim seni , geç kaldın.

Arkadan gelen Esra'nın sesiyle kapıyı kapatıp onun yanına mutfağa gittim.

- Geldim işte. Bir soluklanayım anlatacağım.

- Neyi anlatacaksın , ne oldu yine?

- Dur heyecan yapma hemen kuzu. Kötü bir şey olmadı. Hatta iyi bir şey oldu bile diyebilirim. Son günlerde olan tek iyi şey...

Mutfağa Müge 'nin girmesiyle sustuk ikimiz de. Anlaşamıyorduk onunla bir türlü. Biraz oyalandıktan sonra gelip yanımıza oturunca boş verip anlatmaya karar verdim. Nasıl olsa duyacaktı zaten herkes.

- Emre'yle tartıştık. Sonunda boşandı benden.

- Ne?

Bu soru ikisinden de gelmişti. Ben ve Esra aynı anda dönüp Müge 'ye bakarken o sorularını sıralamaya devam etti.

- Gerçekten mi? Emin misin? Nasıl oldu?
Cevap vermeyip şaşkınca Müge 'ye bakarken Esra benim yerime konuşma gereği duydu.

- Sana ne oluyor be? Bu ne merak?

- Şeyy yani ben... Olamaz mı canım, ben de merak ettim işte.

Müge 'nin tavırlarını boş verip Esra'ya döndüm tekrar.

- Nasıl olduysa oldu işte vazgeçti sonunda. En azından bir dertten kurtulmuş oldum.

- Haklısın canım.

Müge gülümseyerek masadan kalkınca ikimiz de anlam veremez bir şekilde birbirimize baktık. Sonunda mutfakta tek kalabilmiştik. Hemen Esra'ya dönüp anlatmaya devam ettim. Kerimle aramızda geçen son olayı ondan başkası bilmiyordu.

- Kerim Bey 'in benimle para karşılığında evlenmek istediğini öğrenmiş işte. Geldi iyice yerdi beni, öyle boşadı işte.

- Hii... Vallaha mı? Nereden öğrenmiş ki acaba? Aman ya önemli değil kurtuldun işte sen de ondan.

- Evet öyle.

Kerim aklıma gelince yine kalbimin ezilmeye başladığını hissettim. Başımı öne eğip gözümden akmaya başlayan yaşların usulca elime dökülmesine izin verdim.

- Yine mi ama ya? Yeter kızım ağladığın. Takma sen de şu çocuğu artık. Ne dediyse dedi. Hemen evlenecek değilsin ya sen de onunla.

- Evet ama bir yandan dayım sıkıştırıyor biliyorsun. Evlendiğini görmeden gitmeyeceğim diyor. Evlenmezsem de beni kendisiyle köye götürüp Mahmut Ağa'ya verecekmiş. Ben köye gitmek istemiyorum Esra. Mahmut Ağa'nın ikinci karısı olmak hiç istemiyorum.

- Ne yapmayı düşünüyorsun peki?

- Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Normal hayatıma devam etmek istiyorum ama dayım buna izin vermiyor.

- Bir yolu olmalı. Bir şeyler yapmalıyız.

- Kerim yapmaz öyle bir şey. Bence yanlış bir anlaşılma olmuştur.

Üçüncü kişinin konuşmaya dahil olmasıyla ben ve Esra yine aynı anda bu kez mutfak kapısında duran Merve'ye döndük yüzümüzü.

- Sen bizim konuşmalarımızı mı dinledin?

Esra'nın sert tepkisi üzerine Merve başını eğerek yanımıza geldi.

- Hayır öyle değil. Kulak misafiri oldum sadece.

Kerimle ilgili bu kadar emin konuşması kafamı karıştırmıştı. Kerim beni kandırıyor olabilir miydi ? Bu kızı gerçekten çok tanımıyor mu yani? Görünüşe göre kız onu gayet iyi tanıyor. Merakıma yenik düşerek Esra'nın konuşmasına izin vermeden ben araya girdim.

- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun böyle bir şey yapmayacağına?

- Çünkü... Biliyorum işte.

- Bildiğin bir şey mi var Merveciğim?

- Evet. Bildiğim tek şey onun seni çok sevdiği...

Söylediği şeyle kalbimin çarpıntısın anlaşılmamasını umarak sesimi düz tutup konuşmaya devam ettim :

- O seni çok tanımadığını söyledi. Sen onu nereden tanıyorsun? Gerçekten böyle bir şey söyledi mi sana?

- Hayır söylemedi. O beni tanımıyor zaten.

' O zaman? ' der gibi bakınca duraksadı o da. Ne diyordu bu kız Allah aşkına. Merakla yüzüne bakmaya devam ederken başını tekrar öne eğdi.

- Şeyy... Biraz yalnız konuşabilir miyiz?

Ben Esra'dan bir şey saklamazdım ama belki Merve kendisiyle ilgili bir şey anlatacaktır diye dönüp Esra'ya kısa bir bakış attım. O da hemen anlayıp çıktı zaten. Esra çıkınca Merve gelip yanıma oturdu.

- Anlatacağım ama Kerim 'e anlatmayacağına söz ver önce. Hiçbir şekilde ona bir şey söylemeyeceksin.

Bir an duraksadım. Söylemek istemediği bir şey varsa ben de söylemezdim o zaman, niye gidip söyleyecekmişim ki?

- Tamam söz. Sen istemedikçe anlatmam bir şey. Öyle bir şey anlatacak kadar uzun bir muhabbetimiz de yok zaten.

- Teşekkür edrim. Rüveyda Abla, ben...

- Evet canım sen?

- Ben aslında... Ben Kerim'in kız kardeşiyim.

- Ne?

- BÖLÜM SONU -

Continue Reading

You'll Also Like

131K 6.9K 55
~Tamamlandı~ İnsan yaşadığı zorlukları bahane edip yazısındaki kaderin enaniyetine sığınmaktan hep kaçar. Hep daha iyisi olsun hep düşlediği hayat ke...
530K 39.5K 34
"Cehennemine hoşgeldin, katilin kızı!" İtalyan ve Katolik bir adam... Türk ve Müslüman bir kız... İslâmî bir aşk romanı...🦋 →Tıp fakültesinden yeni...
71.7K 5.5K 30
Afitap:Bana bak pide hırsızı! Afitap:Ben o pide kuyruğunda kaç saat bekledim biliyor musun? Afitap:Şu mübarek Ramazan ayında hırsızlık yapmaya utanmı...
2.4M 125K 75
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini ke...