YENİ PATRONUM 2

By sarviyan

1.3M 72.5K 10.9K

TÜM KİTAP YAYINDA !! More

YP 2 / BÖLÜM / 1
YP 2 / BÖLÜM / 2
YP 2 / BÖLÜM / 3
YP 2 / BÖLÜM / 4
YP 2 / BÖLÜM / 5
YP 2 / BÖLÜM / 6
YP 2 / BÖLÜM / 7
YP 2 / BÖLÜM / 8
YP 2 / BÖLÜM / 9
YP 2 / BÖLÜM / 10
YP 2 / BÖLÜM / 11
YP 2 / BÖLÜM / 12
YP 2 / BÖLÜM / 13
YP 2 / BÖLÜM / 14
YP 2 / BÖLÜM / 15
YP 2 / BÖLÜM / 16
YP 2 / BÖLÜM 17
YP 2 / BÖLÜM / 18
YP 2 / BÖLÜM / 20
YP 2 / BÖLÜM / 21
YP 2 / BÖLÜM / 22
YP 2 / BÖLÜM / 23
YP 2 / BÖLÜM / 24
YP 2 / BÖLÜM / 25
YP 2 / BÖLÜM / 26
YP 2 / BÖLÜM / 27
YP 2 / BÖLÜM / 28
YP 2 / BÖLÜM / 29
YP 2 / BÖLÜM / 30
YP 2 / BÖLÜM / 31
YP 2 / BÖLÜM / 32
YP 2 / BÖLÜM / 33
YP 2 / BÖLÜM / 34
YP 2 / BÖLÜM / 35
YP 2 / BÖLÜM / 36
YP 2 / BÖLÜM / 37
YP 2 / BÖLÜM / 38
YP 2 / BÖLÜM / 39
YP 2 / BÖLÜM / 40
YP 2 / BÖLÜM / 41
YP 2 / BÖLÜM / 42
YP 2 / BÖLÜM / 43
YP 2 / BÖLÜM / 44
YP 2 / BÖLÜM / 45
(Sezon Final - İkinci Serinin Sonu)
3. KİTAP İSİM İSTEKLERİ - 3 ADET ÖNEMLİ DUYURU

YP 2 / BÖLÜM / 19

29.7K 1.9K 265
By sarviyan


AHA BU DA O ÇILGIN ZENCİ

"Zenciler aşkına kurtar beni asansörcü adam."diye bağırırken Aras'ın masasının etrafında koşuşuyorduk.

"Kamer aşağıya gitti. Kaçışın yok Ayza."dediğinde oval masanın karşısındaydı. Bende öteki karşısındaydım. Beni yakaladığı yerde dayak delisi edebilir veya o şiddet dolu bakışlarıyla boks maçına hazırlanabilirdi.

"Demek ismi Kamer. Öğrendiğim iyi oldu, soy ismi neydi?"

Dişlerini eşlik eden elleri masayı sıktı.

"Sen çok kaşınıyorsun."deyip atağa geçti ve beni yakalamak için masanın karşısına geçti.

Ben de atak yapıp onun eski yerini aldım ve yine karşılıklı bir pozisyona geldik.

"Estağfurullah o senin kaşınman."deyip sırıttım.

Masaların karşısında bakışırken muhabete dalmanın tam zamanı diye düşündüm.

"Sana ne oldu? Hayırdır ne bu bana karşı ani değişimin?"diye sorduğumda eğilip masayı tutan elleri kalktı ve üzerindeki ceketini çekiştirip öksürerek düzelttiğinde yüz ifadesi de yapmacık bir kızgınlığa büründü.

İşte bu yalan söyleyeceğim demekti.

"Bir şey olmadı? Ne var hep sert mi davranmamı istiyorsun?"

"Bilmem. Yumuşamak yeni mi aklına geldi peki?"

"Sanane."deyip masasına oturdu. En azından dayaktan yırtmıştık.

Karşısındaki koltuklardan birine kendimi atıp uzandım. Bir tane yastık alıp havaya kaldırdım ve detaylarını incelemeye başladım.

"Uf yastıkların çok rahatsız, asansörün bozuk, çalışanların on saatte bir çayla pohaça getiremiyor. Nasıl bir disiplin bu, benden sonra çok düzensizleşmişsin."

Bilgisayara bir şeyler yazdığı sırada durup kaşlarını çatarak bana baktı.

"Çocukları emzirme saatin yakın."

"Sütümü sağıp Cihat'a emanet ettim."

"Birilerine güvenmeye başlaman ne güzel."

"Seninde hala etrafında hareminden kızlar barındırman ne kadar hoş. Olan onca olaylardan sonra üstelik."

Kravatını gevşetip ellerini masanın üzerinde birleştirdi ve bana döndü.

"Şu kral, çok mu üzdü kraliçeyi?"dedi gözlerini benden kaçırıp tekrar masaya bakarak.

Yastığı incelemeyi bırakıp yüzümü aniden Aras'a çevirdim gülümseyerek.

"Çok mu merak ediyorsun hikayenin ayrıntılarını."

Derin bir nefes alıp vererek kafasını onaylar anlamda salladı.

"Öncelikle çayım ve pohaçam gelmeli."dedim yastığı bırakıp oturarak.

Gevşettiği kravatı çıkartıp elini yanındaki telefona uzatacağı sırada şu sarışın kadın geldi. Elindeki tepside iki çay ve simit pohaça ile birlikte.

"Ya canım senin ismin neydi?"

"Azra."dedi kadın elindeki tepsiden bir çay ve pohaçayla simiti önüme koyarak. Aras'a yönelip çayını onun masasına koyacağı sırada konuştum.

"Azra'cım ya o çayı da bana bırak da bir an önce çık lütfen. Kocamla özel bir şey konuşacağımda."dedim yüzümü gülümsemekle eşkitmek arasında götürürken.

Derin bir nefes verip çatık kaşlarla tekrar bana döndü ve çayı önümdeki masanın üzerine bırakıp gitti.

"Gel."dedim koltuğa vurarak. Yanıma gelmesini işaret ediyordum.

Kalktı ve ceketini çıkartıp oturduğu koltuğa asıp yanıma doğru geldi.

Çayına iki şeker atıp karıştırdım ve beklentiyle bana doğru dönmüş bedenine gülümseyerek çayını uzattım. O kadar çok iyi geliyordu ki ona iyi davranarak onun vicdan azabını çekmesini sağlamak.

"İki şekerli içiyordun değil mi?"dedim.

Gözlerime sadece donuk bir şekilde bakmakla yetindi.

"Peki pek çay içme havasında değilsen içmezsin."dedim çayı tekrar masaya koyarak. Pohaçadan bir parça alıp Aras için karıştırdığım çaydan bir yudum aldım.

"Ayza bekliyorum!"dedi sabrademeyip.

"Ne için? Ha masal değil mi, çocuk gibi cidden masal dinleyeceksin yani?"dediğimde geriye yaslanıp kafasını koltuğun sırtına koydu ve ellerini saçlarının arasından geçirip ofladı.

"Peki. Anlatıyorum. Ama masala dalmayacaksın. Değiştirmeyeceksin. Çünkü masallar değişmez."

Kafasını onaylayarak salladı.

Ayağa kalkıp karşıdaki Sibel'in hala kalkmamış beşiğinin yanına eklenen iki küçük beşiğe doğru yürüdüm ve bir yandan beşiği inceleyip bir yandan da hikayeyi anlatmaya başladım.

"Çok çok uzak bir ülkede çok zalim bir kral yaşarmış. O kadar zalimmiş ki, en yakın dostunu döver, çocukları kaçırırmış."

"Laflarına dikkat et."

"Sana masala dalma dedim. Hem sen niye üzerine alınıyorsun, bu bir masal. Anlatmak istediğime pişman etme üstelik. Lunapark da verdiğim yemini bozuyorum çünkü."

Durdu. Düşündü.

"Sana asla anlatmayacağım dediğim masalı anlatıyorum şuanda."dedim ona dönerek.

Sonra beşikleri yeterince incelediğimi düşündüm. Aklıma bir fikir gelmişti. İhtimaller üzerine yapacaktım bunu. Çok çok büyük bir hataydı ama yapmalıydım. Telefonumu açtım ve gerekli siteye tıklayıp beşiğin yanındaki prize göz attım. Herhangi bir şarj cihazı yoktu.

"Ama şarj makinası verir misin telefonumun şarjı bitti de."

"Ayza, anlatacak mısın anlatmayacak mısın?"

"Ya anlatacağım sadece şarj makinanın nerede olduğunu söyle."

Kaşlarını çatarak masasını işaret etti.

"Çekmecede."

Çekmeceye doğru giderken masal anlatmaya devam ettim.

"Bir gün kralın güzeller güzeli kraliçesi hamile kalır. Kraliçe bunun bir hata olduğunu haftalar hatta aylar sonra anlar."dediğimde şarj makinasını çekmeceden çıkartmıştım.

Tekrar beşiğe doğru yürüyüp şarj cihazını prize taktım ve telefonumu şarj etmeye başladım.

Ares'in olduğunu anladığım beşiğe gülümseyerek baktıktan sonra mavi yastığı kaldırıp telefonumun ve şarj cihazının üzerine koydum. Artık telefonun kimse orda olduğunu bilmeyecekti Aras'tan başka. Ve eminim ki Aras da bunu anca başımıza bir şey geldiğinde hatırlayacaktı. Zaten hatırlamazsa bile ona hatırlatacağımdan emindim.

Aras'a dönüp anlatmaya devam ettim.

"Bir gün kralın bir hatası yüzünden kraliçe kaçırılır. Geçmişi yüzünden... Karnında iki bebekle birlikte. Ölüm eşiğinden dönmüştür çünkü ona deli gibi aşık olan kralın eski yaveri onu kurtarmıştır zekasını kullanarak. Kralın geçmişi, her gün daha çok baskı kuruyordu kraliçenin üzerinde. Kraliçe o kadar çok aşıktı ki krala, suçu onda arama zahmetine bile girmiyor, özlemiyle yanıp tutuşuyordu. Kralın etrafını yılanlar sarmıştı. Kraliçe farkındaydı ve kendisi için, bebekleri için endişelenmek yerine kralı düşünüp duruyor, ona bir şekilde bulunduğu yeri anlatmaya çalışıyordu."

Tekrar Aras'ın yanına oturdum ve gözlerine gülümseyerek anlatmaya devam ettim.

"Kraliçe zekiydi. Biricik prensesi aracılığıyla krala ulaştı. Kral da gaddar olduğu kadar zekiydi. Anlayacağından emindi. Kraliçenin doğumu yaklaşıyordu ve bir şekilde kralından haber alamıyordu. Kralın geçmişi, kraliçeyi tehdit etmişti. Kraliçenin biricik prensi ve prensesi doğduktan sonra onu öldürecekti. Kralın geçmişi, kraliçeyi öldürmek konusunda ısrarcıydı ve fikrini değiştirmek gibi bir niyeti yoktu."

Yutkunarak sordu Aras.

"Peki kraliçe ne yaptı?"

"Kraliçe yapabileceği en zekice şeyi yaptı. Kralın eski yaverini aldı yanına, ona aşık olduğunu inandırdı kendince. Kaçacaktı, kurtulacaktı o evden. Aylarca hapsolmuştu kutu gibi bir evin içine. Düşünsene Aras, bir evin içinde, hamile bir şekilde aylarını geçiriyorsun. Ne kadar çok zarar görmüştür kraliçe bu yüzden. Psikolojisi bozulmuştur, canı sıkılmıştır, korkmuştur, duvarlar üzerine gelmeye başlamıştır. Kolay değil aylarca dışarıya çıkmadan bir evin içinde çünkü."

Aras, terleyen tenini rahatlatmak için beyaz gömleğinin ilk iki düğmesini açtı.

"Kraliçe yaveri ikna etti dışarıya çıkmaya. Kralıyla hayallerinin başkenti olan Fransa'ya gideceklerdi. Kaçacaktı ordan, kralına gidecekti. Ona emanet ettiği çocuklarını sağ salim ulaştıracaktı kralına. Sonra ölüm onun için o kadar da zor olmazdı. Kral istese ölürdü çünkü kraliçenin gözleri hala kördü. Görmüyordu, duymuyordu, bilmiyordu bilmek de istemiyordu kralın zalimliğini, duygusuzluğunu, hissizliğini."

Diklendi ve kollarını dizlerine vererek kafasını eğip düşünmeye başladı.

"Kraliçe gün sayıyordu, kaçacaktı kralına, çok az kalmıştı. Yaverinin bin bir türlü haline, sinirine, duygu değişikliğine katlanıyordu. Hepsi kral içindi, kral için şiddete bile mağruz kalıyordu hamile haliyle. Böyle bir aşkı düşünebiliyor musun Aras? Nasıl bir saflıktır, aptallıktır bu. Kraliçenin gerçekten salak olduğunu görebiliyorum."dediğimde eğdiği kafasını kaldırıp gülümseyerek baktı. Umut ışığı yakmamıştım neydi bu gülümseme şimdi?

"Zalim kral geldi sonra. Sormadan, görmeden, duymadan tuttu kraliçenin kolundan. Aldı götürdü. Ve tek bir gün bile sormadı kraliçeye ne olduğu hakkında. Hala da sormuyor, sadece kraliçenin anlatmasını bekliyor. Yani duyduğum efsaneye göre öyle."

"Demek kraliçe çok saf ha."dedi gülümseyerek.

Dudak büküp düşündüm.

"Saf olmasa bile, gerçekleri göremeyecek kadar aptal."

"Neymiş o gerçekler?"

"Kralın gerçeği. Kralın onu sevmediği gerçeği. Kraliçe bunu kralından duyduğu gün inandı dünyanın da en az kral kadar zalim olduğuna."

Sustu ve baktı gözlerime.

"Her neyse. Ben dışarıya çıkmak istiyorum. Bunu Cihat'dan istediğim zaman yapmayacaktı biliyordum. Bu yüzden sana geldim, izin istemeye."deyip pohaçadan koca bir ısırık daha aldım.

"Ne yapacaksın?"

"Hiç bir kaç şey almak istiyorum."

"Ne istiyorsan liste çıkar biz alırız."

"Aras, bak ayların patlaması var içimde benim biraz hava almam gerek."

Kaşlarını çatıp düşündü.

"Tamam bensiz çıkma."dedi ve ayağa kalkıp koltuğuna doğru ilerledi. Ağzım açık öylece baktım. Aras'ın yanımda olması planlarımı bozacaktı.

"Ama, ama neden. O zenci gardaş gelirdi benle. Sana gerek yok."

"Ayza, istersen kaşınma. O konuyu daha kapatmadığımı biliyorsun. Akşam yiyeceğin dayak sayısı artsın istemezsin."

Gözlerimi devirdim.

Aras ceketini giyerken, ben de nasıl olsam da Aras'ı atlatsam diye düşünüyordum.


Continue Reading

You'll Also Like

667K 12.7K 37
Kapak Tasarımı: Pen_Queen Tamamlandı. Buz kesen ellerini kollarımda gezinirken hissettim. O ellerin soğukluğu yanan bedenimi daha da ısıtıyordu. K...
2M 74.6K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
22K 896 20
Kimliksiz; seni öyle bir soyarım ki anadan üryan kalırsın Siz; Ukala herif. Sen önce gitte nezaket dersi al, ondan sonra birilerine ders vermeye kalk...