AŞKIN ÖRTÜSÜ

By gasem2515

162K 10.9K 3.4K

‹ TAMAMLANDI › "Gönlümü bıraksam denize ; taşar mıydı hasret acısından yoksa çeker miydi sularını utancında... More

TANITIM
-1- AŞK
-2- AŞKLA GELEN
- 3 - ARAYIŞ
- 4 - MUCİZE
Darbe girişimine karşı Halkın Darbesi
- 5 - YENİDEN AŞK
- 6 - İLK ADIM
- 7- ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN
- 9 - RÜVEYDA
- 10 - EN KÖTÜ DOĞUM GÜNÜ
- 11 - SAKLI GERÇEK
- 12 - YIKILIŞ
- 13 - HİSSİZ BİR ACI
- 14 - KARAR
- 15 - KERİM
- 16 - BİR PARÇA HUZUR
- 17 - MEDRESE
- 18 - BEKLENMEYEN
- 19 - MAVİ
- 20 - VASİYET MEKTUBU
- 21 - ANNE
- 22 - PATRON
- 23 - EN GÜZEL DERT
- 24 - YENİ ORTAK
- 25 - KARMAŞIKLIK
- 26 - KIZ KARDEŞ
- 27 - EVLENMEK?
- 28 - KÖY
- 29 - İTİRAF
- 30 - NİŞAN
- 31 - DÜĞÜN GÖSTERİSİ
- 32 - KARŞILAŞMA
- 33 - DEPO
- 34 - BABA KAZIĞI
- 35 - LÜTFEN UYAN
- 36 - ÖMER BEY
- 37 - EVLENME TEKLİFİ
- 38 - BEKLENEN NİKAH
- 39 - İMKANSIZ
- 40 - İMTİHAN
- 41 - ÇARESIZLIK
- 42 - PAMUK ŞEKERİ
- 43 - VUSLAT
YENİ HİKAYEDEN BİR KISIM
- 44. - PİŞMANLIK?
45. GÜVEN
46. MÜJDE
47. BÜYÜK ŞOK
- 48 - MAPUSHANE / Kısım 1
- 48 - MAPUSHANE / 2.KISIM
- 49 - BİR AİLENİN DRAMI
- 50 - BEKLEYİŞ
- FİNAL BİLGİLENDİRMESİ -
- 51 - KAVUŞMA
52. MUTLULUK
53. FİNAL
Özel bölüm
DİKKAT!
Özel bölüm 2
SÜRPRİZ!!!

- 8 - SUSARAK ÖZLÜYORUM

3.1K 226 23
By gasem2515

 
        Bazen vazgeçtiğin şey sadece korkularını barındırır. İçimde sebepsiz bir korkuyla açıldı bugün bilincim. Uyanmaktan vazgeçtim ama bu bir kaçış değildi. Uyanmamak için ne kadar dirensem de annemin rahat bırakacağı yoktu sanırım. Başımdaki müthiş sancı ise annemin ortalığı inleten sesinin eseriydi.

- Oğlum , niye yatağına geçip uyumadın? Boynun tutulmuştur şimdi, bi de pencereyi açık bırakmışsın, tam önündesin farkında mısın?

- Ders çalışıyordum anne, uyuyakalmışım işte abartma lütfen.

- Kalk çabuk kalk, benim çalışkan ama düşüncesiz oğlum. Kendini düşünmüyorsun beni de mi düşünmüyorsun? Hasta olsan ne kadar üzülürüm ben biliyor musun?

Böyle biri işte annem. Canından çok sever beni. Çok da merhametlidir. Ama bu adamla evlenmeyi neden kabul etmişti anlamıyorum. Yine de bana olan sevgisine sonuna kadar inanıyorum. Zaten sevgisine inandığım bir annem bir de Erdem var şu hayatta. Bir de babam vardı ama... Annemi daha fazla üzmemek adına hemen doğruldum ve duşa girdim. Sıcak bir duş alıp çabucak çıktım. Hava bugün, dünün aksine sıcaktı. Gri bir t-shirt , kot pantolonumu ve beyaz spor ayakkabılarımı giyip çıktım odamdan.

****************

Üvey babama karşı adını koyamadığım bir his vardı içimde.Biraz öfke , biraz kırgınlık , biraz kızgınlık, biraz intikam... Hatta hissizlik...Sevdiğini hissedemediğimden midir ya da sevmediğini hissettiğimden midir bilemiyorum. Belki de öz babamın yerine geçtiğindendir onu suçlu tutmam. Ama asla onun yerini dolduramazdı. Zaten bir kez bile onun gibi sevgiyle , güvenle baktığını hatırlamıyorum. Bir kere bile benimle oturup dertleştiğini... Varsa yoksa işiydi. Tekrar soruyorum ; annem bu adamla evlenmeyi neden kabul etmişti ?
Şimdi yine aşağı inip onun o sevimsiz yüzünü görmek zorunda kalacaktım. İstemsizce indim merdivenleri.

- Günaydın annem.

- Günaydın oğlum.

- Ben çıkıyorum.

- Kahvaltı yapmadan mı? Gel otur şuraya, çok mu seviyorsun beni üzmeyi?

- Gel gel kaçmana gerek yok. Ben çıkıyorum zaten.

Sevilmediğini bilmesi de ayrı bir haz tabi. Onun masadan kalkması üzerine annemi üzmemek için ben de masaya oturdum. Yalnız kaldığımız anda annem yine sanki ezberden konuşur gibi sıraladı cümlelerini :

- Ne zaman tanıştıracaksın beni Rüveyda'yla? Bak alınıyorum artık. Bir anne olarak onu tanımak benim de hakkım. Ailesi nasıl , sen tanıştın mı onlarla?

- Anne ! Dur bi dur ya. Ne ailesi , daha kızla bile tek kelime konuşamadım ki ben.

- Niye oğlum? Nasıl konuşmazsın? Utanıyor mu yoksa benim Kerim'im?

- Utanmak değil de çekiniyorum açıkçası. O diğer kızlardan farklı.

- Neden?

- Boş ver anne. Şimdi çıkmam lazım artık.

- Peki.

Bir-iki lokma daha hızlıca yedikten sonra ayaklanıp çıktım evden. Arabama doğru ilerlerken Erdem'i aradım. İki kez çaldıktan sonra açtı telefonu :

- Söyle kardeşim.

- Erdem, neredesin?

-Evdeyim, televizyon izliyorum.

- Hadi çık bize doğru gel. Almam gereken ders kitapları var, yardımcı olursun bana. Sınava bir ay kaldı. Zaten geçen sene hiçbir şey yapamadık. Bari bu yıl kurtulayım şu pederin baskısından.

- Tamam, geliyorum hemen.

Arabayı garajdan çıkarıp evimizin olduğu sokağın başında durdum. Erdemler'in evi hemen yan sokak olduğu için çok geçmeden Erdem geldi. Yanıma oturup selam verdikten sonra vakit kaybetmeden her zaman yaptığı gibi telefonunu aux kablosuna bağlayıp bir şarkı açtı. Yol boyunca ikimiz de hiç konuşmadan sadece şarkıyı dinledik.
" Sözcüklerim varmıyor uzaklarına. Birer birer düşüyor bütün öpmelerim ; ağır yenilgiler alarak.
Adresinde yokluğunu kıyamet bilerek, Sadece susarak özlüyorum seni. Hiç tanımadan ne garip.
Sadece susarak özlüyorum seni. Hiç tanımadan ne garip,ne garip. Sense uzak , çok uzakta... Bir deniz gibisin resimlerde. "

**************

Bazen dostlar kitap, bazen ise kitaplar dosttur. Dostluk mühim bir kavram, kitaplar da öyle... Candır kitaplar ki sevilmeli kitaplar.
Yine dostlarım olan kitaplardan, dostum Erdem'in sesi uyandırdı beni :

- Hadi abicim , ders kitabı bakmaya gelmiştik sözde. Bir saattir çıkamadın o rafların arasından. Ne anlarsın bu antik kuntik şeylerden hiç anlamıyorum.

- Tamam tamam , geldim.

- Yine doldurmuşsun ellerini. Okuyor musun bunların hepsini gerçekten?

- Yok kardeşim, çeyizime kaldırıyorum. Anneme söylüyorum dantelleriyle sarıyor bunları, öyle kaldırıyoruz sandığa.

- Çok komik, bak çok güldüm.

Erdem'in son derece ciddi haline gülerken bir sesle yerimde donakaldım. Bir ses ki beni benden alan...Bir ses ; hiç duyulmamış bir su sesi misali... Bir ses ; saray kapılarının anahtarı... Bir ses ; kalp atışlarının durduğu anda sana yaşamayı öğreten... Nefesimi tutup dinledim tek harfini bile kaçırmaktan korktuğum bu sesi.

- Hayırlı işler Hasan Amca. Geçen hafta bir kitap sormuştum sana, " yok ama istetirim " demiştin. Geldi mi o kitap ?

- Aleykümselam. Adı neydi kızım? Ben yaşlı bir insanım biliyorsun, aklımda kalmıyor.

- Leyla ile Mecnun , yazarı Nusret Özcan. Sen mi yaşlısın Hasan Amca? Sen turp gibisin ya Maşallah.Üstelik sendeki hafızanın zerresi bu zamanın gençlerinin hiç birinde yok. Hepsinin aklı bir karış havada.

Ardından ufak bir kıkırtı. Ah bir görebilseydim o gülümsemeyi. Bir arkamı dönüp de görebilseydim... Kaldım işte öyle , dönemedim. İstediği kitabı aldı ve gitti. Son anda dönebilmeyi başardım. Dükkandan dışarı süzülüşünü gördüm sona anda. Sonra dayanamadım , elimdeki kitapları Erdem'in eline tutuşturup koştum peşinden. Hem belki bir şekilde annemle tanışmaya da ikna edebilirdim. Bu fırsatı kaçırmamam lazım. Tam sokağı dönecekken önünü kestim. Sesimi bulmaya çalışarak konuştum :

- Merhaba Rüveyda Hanım.
Şaşırdı tabi. Ürkek ürkek etrafına bakmaya başladı. Uzattığım elim havada kalmıştı,hemen geri çektim. O da elindeki kitapla oynamaya başlayarak cevap verdi, gözleri de ellerindeydi :

- Merhaba, Kerim Bey' di değil mi?
Gülümseyerek başımla onayladım. Adımı hatırlamıştı :

- Ben size bir şey soracaktım.
Devam etmem için başını yerden kaldırdı ama hâlâ gözlerime bakmıyordu. Heyecandan bütün cümleler beynimde savaş başlatırken ne dediğimi duymayarak konuşmaya devam ettim :

- Bize gidebilir miyiz?

Söylediğim şeye pişman olmaya fırsat bulamadan bir tokatla sarsıldım. " Bize gidebilir miyiz" nedir arkadaş? Kız resmen yanlış anladı beni. Ah anne ah... Daha ilk konuşmamızda kızdan tokat yemiştim. Harikayım (!) Bir ara bunu kutlayıp kendime ödül vermeliyim. Tam durumu açıklayıp kendimi savunacakken hızla arkasına dönüp koşar adımlarla uzaklaştı benden. Kendimi gerçekten ödüllendirmeliyim.

***************************

Kitapçıya döndüğümde Erdem kitapların parasını ödüyordu. Beni görünce sırıtarak yüzüme baktı gerizekalı. Onu takmadan Rüveyda'nın aldığı kitabın aynısından istetip çıktım kitapçıdan. Kitapçıdan çıkınca sırıtması devam ederek konuşmaya başladı Erdem :

- Hayırdır abicim, ne iş? Bir kız sesi geldi sonra kayboldun ortadan. Rahmetlinin yasını tutmayı bırakmışsın anlaşılan.

Patavatsızca konuşunca omuzuna tam anlamıyla geçirdim yumruğu. Hak etti çünkü.

- Rahmetli deme lan öldürürüm seni.

- Tamam abi kızma ya ne diyim, eski yenge mi diyim?

Tabi Erdem'e son gelişmelerden bahsetmediğim için bu zekayla böyle saçmalaması normaldi. O yüzden bu kez vurmadım, gülümsedim :

- Peşinden gittiğim kişi o idi zaten.

- Yuh anasını satayım. Ruhların peşinden mi koşuyorsun artık? Ama bir dakika, sesini ben de duydum. Demek ki ruh değil.

- Çok zekisin kardeşim.

- O zaman sen kesin delirdin. Herkesi o olarak görüyorsun. Ama korkma, kardeşin seni en iyi doktorlarda tedavi ettirir.

- Saçmalama lan. Hadi bin arabaya yolda anlatırım her şeyi.

- Her şeyi mi?

- Tabi lan ne saklayacağım senden?

- Kardeşim be...

              - BÖLÜM SONU -

      

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 89.8K 51
0526******: Hocam inşAllah bu evde kalma sorunsalım biterse nikahımı kıyar mısınız? Hoca Efendi: Ne? 0526******: Nikah diyorum hocam, kıyar mısınız? ...
85K 2.9K 21
Diğer hastalarımı kontrol edip abim yanına aşağı indim. Beraber çardağa oturup çayımızı yudumluyorduk. " Gördün mü?" " Evet" " Konuştun mu?" dediğ...
626K 42K 107
[22.12.2020 - 05.04.2021] Bir kadın düşünün kendi halinde mesleğini yapan doktor...●■ Bir adam düşünün nişanlısını kaybettikten sonra ,nişanlısının...
DİCLE By 👑

Spiritual

230K 11.8K 36
Siz: Bir dakika... Siz: Ben Zehra olmadığıma göre siz kimsiniz? 0588*******: Ne demek Zehra değilsin? Benim tek kız kardeşim Zehra. 0588*******: Şaka...