YENİ PATRONUM 2

By sarviyan

1.3M 72.7K 10.9K

TÜM KİTAP YAYINDA !! More

YP 2 / BÖLÜM / 1
YP 2 / BÖLÜM / 2
YP 2 / BÖLÜM / 3
YP 2 / BÖLÜM / 4
YP 2 / BÖLÜM / 5
YP 2 / BÖLÜM / 6
YP 2 / BÖLÜM / 7
YP 2 / BÖLÜM / 8
YP 2 / BÖLÜM / 10
YP 2 / BÖLÜM / 11
YP 2 / BÖLÜM / 12
YP 2 / BÖLÜM / 13
YP 2 / BÖLÜM / 14
YP 2 / BÖLÜM / 15
YP 2 / BÖLÜM / 16
YP 2 / BÖLÜM 17
YP 2 / BÖLÜM / 18
YP 2 / BÖLÜM / 19
YP 2 / BÖLÜM / 20
YP 2 / BÖLÜM / 21
YP 2 / BÖLÜM / 22
YP 2 / BÖLÜM / 23
YP 2 / BÖLÜM / 24
YP 2 / BÖLÜM / 25
YP 2 / BÖLÜM / 26
YP 2 / BÖLÜM / 27
YP 2 / BÖLÜM / 28
YP 2 / BÖLÜM / 29
YP 2 / BÖLÜM / 30
YP 2 / BÖLÜM / 31
YP 2 / BÖLÜM / 32
YP 2 / BÖLÜM / 33
YP 2 / BÖLÜM / 34
YP 2 / BÖLÜM / 35
YP 2 / BÖLÜM / 36
YP 2 / BÖLÜM / 37
YP 2 / BÖLÜM / 38
YP 2 / BÖLÜM / 39
YP 2 / BÖLÜM / 40
YP 2 / BÖLÜM / 41
YP 2 / BÖLÜM / 42
YP 2 / BÖLÜM / 43
YP 2 / BÖLÜM / 44
YP 2 / BÖLÜM / 45
(Sezon Final - İkinci Serinin Sonu)
3. KİTAP İSİM İSTEKLERİ - 3 ADET ÖNEMLİ DUYURU

YP 2 / BÖLÜM / 9

30.7K 1.9K 268
By sarviyan

"Banane, ben çilek yiyeceğim Cihat, bana çilek getir."

"Ayza hanım, anlamıyor musunuz? Tufan Bey çok kızdı, düzensiz beslenmişsiniz, önce bu patlıcanları yemelisiniz."

Yatakta ayaklarımı uzatmış yarı oturur pozisyonda dururken, bir elimi göbeğimin üzerine yerleştirmiş diğer elimle de Cihat'ın bana yedirmeye çalıştığı patlıcanı itmiştim.

Ekşiyen yüzümle devam ettim.

"Çocuklarım çilek istiyor, o siyahımsı şeyden değil."

Kapının kapanma sesiyle birlikte;

"O siyahımsı şey değil, o bir patlıcan."sesi geldi.

Cihat'ın elinden tabağı aldıktan sonra onu kaldırıp kendisi yerine oturdu ve çatala bir tane patlıcanı batırdı.

"Ve bunu yiyeceksin."

"Hayır yemeyeceğim kötü kokuyor."dedim elimle ittirerek.

"Cihat, sen Sibel'e bak. Beş dakika önce söylemiştim."dedi kızgın sesiyle.

İşte buna gülmek gerekti.

Cihat çıktıktan sonra çatık kaşlarıyla birlikte elindeki çatalı tekrardan uzattı.

"Ya ben çilek istiyorum Allah Allah."dedim eline vurup çatalı yere fırlatmasını sağlayarak.

Hızlı hızlı solurken adeta sinirden köpürüyordu. Elindeki tabaktan eline bir tane patlıcan alıp tabağı yanımdaki sehpaya koydu ve yanaklarımdan tutup sıkarak dudaklarımı tıpkı balık ağzı gibi açılmasını sağladı.

"Bunu yiyeceksin."diyerek ağzıma tıkıştırdı.

Geri çekilirken yüzümü buruşturup bir tane peçete aldım ve içine tükürdüm.

"Yemeyeceğim işte."

"Sen bana sabır ver. Ne istiyorsun!"

Söylediği cümleyle gözlerine baktım. Aramızdaki sessizlik derinlikten ibaretti.

İkimizde birbirimizden çekinirmiş gibi gözlerimizi çektikten sonra çatallanan sesimle konuştum.

"Sadece dışarı çıkmak istiyorum."

"Sana bunun yasak olduğunu söylemiştim. Doğum yapana kadar dışarı çıkmak yok."

"Ya ben hamileyim diye mi bu hapis hayat. Valla daraldım sıkıntıdan çocuklarımı düşüreceğim ha."

Kaşlarını çatıp baktı. Sanırım ciddiye almıştı.

"7 aylıkken çocuklar düşer mi?"dedi tok sesiyle.

Şansımı denemeliydim.

"Evet, tabiki. Sıkıntı stres, bunlar hep çocuklarımı etkiler."

"Onlar benim çocuklarım. Senin değil. Hiç bir zamanda olmayacaklar."

"Ya, senin çocuklarınsa al o zaman sen karnında taşı."dedim burun kıvırarak.

Kaşlarını çattıktan sonra isteksizce arkasını döndü.

"Serhat, arabayı hazırla."

Göğsümde birleştirdiğim kollarımı şaşkınlıkla açarken, gözlerimi iri iri açmış ona bakıyordum.

"Ciddi misin?"

"Sakın senin için yaptığımı düşünme. Bunu çocuklarım için yapı..."

"Anladık anladık değersizim. Nereyi geziyoruz?"

Kafasını umutsuzca salladıktan sonra tekrar bana döndü.

"Nereye istersin?"

"Lunapark."

Kafasını onaylarcasına salladıktan sonra kapıyı açıp çıktı. Ellerimi çırparak bağırdım.

"Yaşasın!"

Bu gri ve kasvetli odadan yaklaşık üç gündür tiksinmiştim. Nereye getirmişti beni? Daha önceki iki evine benzemiyordu. Özel olarak hazırlattığı belliydi. Pencereler özel olarak kapatılmıştı. Gün boyunca sürekli lamba yanıyordu. Çoğu zaman saatin kaç olduğunu bile kestiremiyordum.

Bir kere sen Aras Kılınç, Ayza'yı zaptedebileceğini mi düşünüyorsun? Tamam belki Ayça bunu ucundan kıyısından birazcık başarmıştı lakin bu başarıyı sana tattırmayacağım. Bana yenileceksin.

"Aslında geçen gün o söylediğin laflar var ya. Hiç bir incitmedi."dedim kapıya dilimi çıkartarak.

Kapının ani açılışıyla dilimi içime çekip sağa sola hiç bir şey yapmamış masum kız edasıyla bakmaya başladım.

"Ne yaptığını biliyorum Ayza."

Söylediği cümleyle gözüm kapıda ki Aras'ı buldu. Bu nasıl her defasında beni böyle yakalayabiliyordu?

Bir kaç saniye daha gözüme öyle donuk bir şekilde baktıktan sonra kapıyı kapattı.

"Al, bir de münneccimliğin çıktı başıma."

Kafamı umutsuzca salladıktan sonra kıyafet dolabına gidip üzerime bir kaç şey geçirmek için kapıyı açtım. Sonbaharı ve kış mevsimini görünüşe göre kutu gibi bir evin içinde atlatmıştım. Şimdi ise ilkbaharda lakin hava hala soğuktu.

Üzerime siyah bir tayt ve üstüne bol bir tşört geçirdikten sonra yanıma hırkamı da aldım.

Kapıyı açmak için elime götürdüğümde kapı açıldı.

Kapının dışardaki kulpunda arasın, içerdeki kulpunda benim elim vardı.

İkimizinde gözü bir müddet elimize kilitlendikten sonra sonunda birbirimizi buldu.

"Hazır mısın?"

"Evet, Sibel hazır mı?"

"Onun uyku saati geldi."

"Neden saat kaç ki?"

"Bir."

"E Sibel, öğlen uykusuna üç de yatar."

"Bu öğlen uykusu değil."dediğinde önce anlamamıştım.

"Ne yani gece bir mi?"

Sorduğum sorular karşısında güzel bir iç geçirdikten sonra kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı.

"Çok fazla soru soruyorsun?"

"Keşke sende çok fazla soru sorsan."dedim göz ucuyla arkasından yürürken bakarak.

Bir an durup kafasını bana çevirdi.

"Çeneni kapatsan iyi olacak."

"Bana emir vermezsen iyi olacak."

Kaşlarını çatıp yürümeye devam etti. Güzel, en azından bana laf yetiştirilmeyeceğini, buna gücünün yetemeyeceğini unutmamış.

Koşar adım önümden yürürken hala kolumu bırakmamıştı.

"Aras, dur."diyebildim. hızlı yürümenin edasıyla karnıma sancılar girmeye başlamıştı.

"Bir anlaşma yapmıştık. Asla koşmayacaktım."

"Evet o anlaşmada sağlıklı besleneceğin de geçiyordu çok net hatırlıyorum."dedi iğnelercesine.

Diyemiyordum ki düzensiz besleniyorum çünkü Ayça'yla Mert'i kandırıp sana koşacağım diye.

Kollarımı birleştirip saçlarımı savurarak sağ tarafa baktım.

"Hadi bin arabaya."

Kapının kapısını açıp ayakta dikilmeye başladı. Gözlerine bakarak otururken olabildiğince şişen göbeğime dikkat ediyordum.

Hamile olmak çok farklı bir duyguydu. Etrafınıza baktığınızda göbeğinizin şişliğinden haberini bile olmuyordu lakin kafanızı göbeğinize indirdiğinizde bir bakıyordunuz, işte o orada öylece duruyordu.

Bazen sancı girerek varlıklarını hissettiriyorlardı bazen ise kavga ederek.

Aras da arabaya bindiğinde kemerini takmıştı.

"Kemerini tak."

"Göbeğim fazla şiştiği için takamıyorum."

"Biliyorum sana özel yaptırıldı kemer."dedi.

Elinden geldiğince takmıyormuş gibi durmaya çalışıyor, hatta gözleri sadece yola odaklanıyordu.

Kemeri takıp usulca beni yan gözle inceleyen Aras'a baktım.

"Tamam çalıştırabilirsin."

"Senden izin alacak halim yok."

"İyi o zaman, bende kemeri çıkart..."dedim elimi kemerin takıldığı noktaya götürüp tekrardan çıkartmak için atak yaparken.

"Kapta çeneni!"

Arabayı çalıştırıp yola koyulduğumuzda önce sessiz kalmam ilk planımdı. Lakin hikayemi anlatmaya başladığım zaman söylediğim şey hala benim için geçerliydi. Beş dakika sonra konuşmaya başlamıştım, çünkü benim gibi hiperaktif bir kız için beş dakika fazla bir süreydi.

"Bu saatte açık bir lunapark bulabilecek miyiz?"dediğimde direksiyonun üzerindeki eliyle işaret parmağını kaldırıp karşıyı gösterdi.

"Yaşasın açık varmış."

"Hayır, açtırdım."dedi yolu sürmeye devam ederken.

Gözlerimi devirmekle yetindim.

Arabayı park edip lunaparkın girişindeki adama gerekli rüşveti veya ücreti verdikten sonra içeriye girdik.

Yedi ay boyunca sıkıştıralan özgürlüğüm, şimdi dönbe dolabın, atlı karıncanın, çarpışan arabanın etrafını sarmış rengarenk ışıklarla ödüllendiriliyor gibiydi.

"Dönme dolaba binelim lütfen, lütfen..."

"Saçmalama Ayza hamilesin olmaz."

"Bir kere dönme dolaptan korkan hamile kadınlar orada doğum yapar diye yasak. Benim ise çocukluğum orada geçti."

"Ayza, atlı karıncaya bin."

"Oldu istersen şuradaki fincanların içine biner, pepe şarkısı söyleyerek dönerim."

"Çok konuşma Ayza, yasak."

"Ya sen de Hürrem Sultan gibi o yasak bu yasak. E her şeyi yasaklayacağın için mi geldik lunaparka."

Yaptığım sesli konuşma üzerine elini dudaklarına götürüp keskince düşünmeye başladı.

"Geç hadi."

"Yihu."diyerek hızlı adımlarla dönme dolaba yöneldim. Aras, kapıdaki güvenliğe bir kaç şey söyledikten sonra dönme dolaba gelip karşımda dikildi.

"Çekil."

"Nereye?"

"Kenarı."

"Neden?"

"Ben nereye oturacağım?"

"Arkamdaki salıncağa otur Allah Allah, dikkatini çekmeyen birisi olarak yalnızlığımın tadını çıkartmak istiyorum."

"Ayza, çekil diyorum sana!"

Ayaklarımı karşımdaki oturulacak yere koyarak Aras'ın buraya gelme düşüncelerini komple çürüttüm ve devam ettim.

"Çekilmiyorum, hadi zorla çek beni."

Bu sefer haddinden fazla gözlerime meydan okuduktan sonra arkamdaki salıncağa yerleşti.

Keyifle arkama saçlarımı savurduktan sonra dönme dolabın tadını çıkartmaya başladım.

"Bak Aras, manzara çok güzel."

Arkamı dönüp ona baktığımda bana değil sürekli hareket eden salıncağıma tedirgince bakıyor, her hareket edişimde ayağa kalkıp yüreğinin hopladığını açıkca belli ediyordu.

"Aras, ba..."

Dönme dolabının ani gürültülü sesi ve titremesiyle salıncağım sağa sola savruldu.

"Aras noluyor? Korkuyorum."

"Sakin ol, elektrik gitmiş olmalı. Korkma."

Karnıma giren sancıyla inledim.

"Ah..."

"Ne oldu?"

Giren keskin sancı nedeniyle inlemekten başka bir şey yapamıyordum. Korkumu hisseden bebeklerim karnımda kavga etmiyorlar adeta tepiniyorlardı.

"Ayza iyi misin?"

Canımın yanmasından iki büklüm bir şekilde olmuşken ne Aras'ı ne de tehditlerini duyuyordum.

Bir kaç saniye sonra demirlerden duyduğum sesle Aras'ın dönme dolabının demirlerine basarak benim salıncağıma doğru geldiğini gördüm.

Karnıma giren sancıyla beraber dişlerimi sıkarak konuştum.

"Ne yapıyorsun?"

"Çekil, yanına geliyorum."

Bu sefer karnıma giren ikinci şiddetli ağrıyla belimi tam anlamında büktüm.

"Ah..."

İnlememle birlikte göbeğimde ve yanağımda hissettiğim elle irkildim.

"Sakin ol. Geldim, geçti sakin..."

Continue Reading

You'll Also Like

5.9M 222K 74
Yanlışlıkla bi askere mesaj atarsan ne mi olur??? Görelimmm..
25.8M 916K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
11.6M 177K 16
17 NUMARA'YI KİTAP SATAN HER YERDE BULABİLİR, SATIN ALABİLİRSİNİZ. BURADA YALNIZCA TANITIM AMAÇLI İLK ON BÖLÜM VE ÖZEL BÖLÜMLER YAYIMDADIR. Gecenin k...